"Fedakar kadınlar" Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlanacak

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla vereceği resepsiyonda, toplumun farklı kesimlerinden başarıları ve yaşam hikayeleriyle gündeme gelen "fedakar kadınlar"ı ağırlayacak.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki resepsiyona, aralarında vali, rektör, temizlik görevlisi, polis, şehit annesi, şehit eşi ve köy korucularının da yer aldığı yaklaşık 250 kadın davet edildi.

Kadın davetliler arasında 2 vali, 7 muhtar, Van, Tunceli ve Bitlis'te görev yapan 3 köy korucusu, 12 rektör, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından il müdürleri ve doktorların da aralarında bulunduğu çeşitli meslek grupları ile toplumun farklı kesimlerinden kadınlar ve ülkelerindeki savaş sonrası Türkiye'ye gelen 5 Suriyeli de yer alıyor.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki resepsiyon için davet alan kadınlar, başarıları ve yaşam hikayeleriyle dikkati çekiyor.

- Ayakkabı boyacılığıyla çocuklarını okuttu

Çankırı'nın Şabanözü ilçesinde ayakkabı boyayarak çocuklarını okutan 63 yaşındaki Sevim Koçak, külliyedeki programa davet edilmenin heyecanını yaşıyor.

Şabanözü'nde, eşini 8 yıl önce kaybettikten sonra sandığını eline alarak ayakkabı boyacılığı yapmaya başlayan Koçak, 2 çocuğunu buradan elde ettiği gelirle okuttu. Bir çocuğu komiser yardımcısı olan, diğeri de eğitim fakültesini bitirmesine rağmen atanamadığı için ücretli öğretmenlik yapan Koçak, çocukları eğitimini tamamladıktan sonra boyacılığı bıraktı.

"Cumhurbaşkanımızın beni davet etmesinden çok mutlu oldum" diyen Koçak, "Gidip Cumhurbaşkanı ile görüşmek istiyorum. Öğretmenliği bitirip atanamayan kızımın atanmasını da isteyeceğim" diye konuştu.

- 86 yaşındaki Meziyet nine şiirlerini sunacak

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki programa Mersin'den davet edilen 86 yaşındaki Meziyet Coşkun, başbakanlığı döneminden bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan için yazdığı şiirleri sunacak.

Coşkun, Erdoğan ile bir programı için geldiği Mersin'de daha önce görüştüğünü, tekrar bir araya geleceği için mutlu olduğunu söyledi.

Erdoğan için başbakanlığı döneminden itibaren çok sayıda şiir yazdığını anlatan Coşkun, "İçimden geldiği gibi şiirler yazdım. Onun annesi nur içinde yatsın. Güzel bir evlat yetiştirmiş. Yine bir seçim dönemi öncesi onu sabah namazı sonrası rüyamda gördüm. 'Yeniden başbakan olacak' dediler ve oldu" ifadelerini kullandı.

Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimleri döneminde Mersin'e geldiğini hatırlatan Coşkun, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Mitingi balkonda dinledim. Daha sonra miting alanına giderek 'Kendisiyle görüşmek istiyorum' dedim. Reisicumhurun mitingi bitene kadar ona nazar duaları okudum. Miting bittikten sonra merdivende 'Hoş geldin yavrum' dedim. 'Bana malum oluyor inşallah yine seçileceksin' dedim. Hanımı da arkadaymış, onunla da konuştum. Fotoğrafımı çekmişler sonradan bilgisayardan çıktısını aldık. Cumhurbaşkanımız her şeye yakışan bir bey. Allah uzun ömür versin. Allah başımızdan eksik etmesin."

Coşkun, uzun yıllardır şiir yazdığını, hayalinin şiir kitabı çıkarmak olduğunu sözlerine ekledi.

- "Canım, ciğerim o benim"

Giresun'un Çanakçı ilçesinde oturan 85 yaşındaki Ayşe Ulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan davet almanın ve kendisiyle yeniden görüşecek olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Erdoğan ile Giresun'a geldiği dönemlerde 3 kez görüşme fırsatı bulduğunu belirten Ulu, en son 22 Mayıs 2015'te Ordu-Giresun Havalimanı'nın açılışında görüştüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 10 ay sonra yeniden buluşmanın heyecanını yaşadığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çok sevdiğini, bir evladı gibi gördüğünü ifade eden Ulu, "Çok heyecanlıyım. Onu gördüğümde seveceğim. Dua edeceğim ona. 'Allah seni başımızdan eksik etmesin' diyeceğim" şeklinde konuştu.

Bir aksilik olmadan kendisiyle görüşmek için dua ettiğini anlatan Ulu, "Canım, ciğerim o benim. Oğlum benim. Allah burnunu kanatmasın, ona zeval vermesin. Allah ona hayırlı ömür versin. Onu çok seviyorum. O da beni sevmiş, yanına çağırmış" dedi.

- "Cumhurbaşkanı 'Emre gelmez ama bundan sonra ben varım' dedi"

Kırşehir'in Mucur ilçesi yakınlarında çevik kuvvet otobüsünün devrilmesi sonucu şehit olan polis memuru Gökhan Emre Örül'ün annesi Seniha Örül (56), Cumhurbaşkanlığınca yapılan davet nedeniyle büyük mutluluk yaşıyor.

Daha önceki başka bir davete eşiyle katıldığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşma fırsatı bulduğunu ifade eden Örül, Erdoğan ile arasında geçen bir diyaloğu şöyle aktardı:

"Cumhurbaşkanımız beni yanına çağırdı 'Emre'm yok' dedim. 'Emre gelmez ama bundan sonra ben varım, annem yok, bundan sonra benim annem ol, seni yakınlara getirelim' dedi. Onun da annesiyim ama Emre'min kokusu gibi hiç kimse yok. Bütün polisler benim oğlum, eşleri gelinim. Cumhurbaşkanımız bizimle ilgilendi ama ona söylemedim kanser tedavisine gitmediğimi."

Kendisinin kanser hastalığı nedeniyle Erciyes Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesini bitiren Gökhan Emre'nin kısa sürede devlet memuru olmak için polisliği seçtiğini bildiren Örül, oğlunun yaklaşık 2 yıl önce Muş'a göreve giderken Mucur'da çevik kuvvet otobüsünün devrilmesi sonucu 23 yaşında, düğününe bir hafta kala şehit düştüğünü hatırlattı.

- "Takdir edilmek çok güzel bir duygu"

İstanbul'da, geçen kasım ayında, oturdukları apartmanın giriş katında çıkan yangının binayı sarması üzerine, komşularının ısrarına rağmen 44 yıllık yatalak eşi Naci Tunca'yı (83) yalnız bırakmayan 77 yaşındaki Mahinur Tunca da davetten mutluluğunu dile getirdi.

Tunca, "Çok gitmek istiyorum. Çok hoşuma gider böyle olması. Takdir edilmek çok güzel bir duygu. Çok isterim Cumhurbaşkanımızı gidip, görmek. Hiç böyle bir şey düşünmedim ama çok isterim böyle olmasını. Ancak yürüme zorluğu çekiyorum. Nasıl gideceğim bilmiyorum" ifadelerini kullandı.

Oturdukları apartmandaki yangın sırasında önce ne yapacağını şaşırdığını, ardından ıslak havlu alıp eşinin yüzüne koyduğunu ve camı açarak yardım istediğini belirten Tunca, şunları kaydetti:

"Tüm komşularımız dışarıdaydı, bir tek biz kalmıştık. Dışarı çıkmam için bağırmaya başladılar. 'Çık bari sen kurtul' diyorlardı ancak 44 yıllık eşim içeride yatıyordu. Onu bırakıp çıkmadım tabii. Bunca yıllık eşimi nasıl ölüme bırakabilirdim? 'Ne gelirse ikimize birlikte gelsin' dedim. Onu bırakıp gitmeyi bir an bile düşünmedim. Camı kapatıp, eşimin yanına gidip, beklemeye başladım."

Yangının tüm binayı sardığını, bir saatten fazla bu şekilde beklediklerini bildiren Tunca, ümidini kestikleri sırada itfaiye ekiplerinin yangını söndürdüğünü ve rahat bir nefes aldıklarını söyledi.

- "Benim için gurur"

Bursa'da, bir süre acil tıp teknisyenliği, son 2 yıldır da ambulans sürücülüğü yapan Hülya Durmaz (32), Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetinin heyecanını yaşıyor.

Böyle bir davet için uygun görülmüş olmasının, bu işi iyi ve güzel yaptığını düşündürttüğünü belirten Durmaz, şunları dile getirdi:

"Demek ki fark edilmiş. 'Evet burada böyle bir iş var ve bunu, bu kadın başarıyla yerine getiriyor' demişler ve beni davet etmişler. Bu başarıyı görmüşler ki beni oraya davet ediyorlar. Çok mutlu oldum. Yaptığım işten dolayı onurlandırılmam benim için gurur verici. Çok heyecanlıyım. Orada da heyecanlanacağım. Tahmin etmediğim bir şeydi. Mutlu oldum. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a yaptıkları bu nazik davetten dolayı çok teşekkür ederim."

Mesleğini severek yaptığını vurgulayan Durmaz, şöyle devam etti:

"Aslında 'Ambulansı kullanmak erkek işidir' diye düşünmemek lazım. Sonuçta kullanılan bir araç. Bazı insanlar buna garip bakabiliyor. Yanımda erkek doktor arkadaşlarım dururken bir göreve gittiğimizde 'Neden kadın ambulans kullanıyor da erkekler kullanmıyor?' diyorlar. Bunu çok iyi karşılayanlar da var. Bazen hastane girişlerinde alkışlarla karşılanabiliyorum. 'Helal olsun' diyenler de var. Kadınlar istedikleri zaman her işin üstesinden gelebilir."

Durmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye olarak Bursa'dan kestane şekeri götüreceğini söyledi.

- "Onur ve gurur duyuyorum"

Türk Hava Yollarının (THY) 5 Şubat'taki İstanbul-Hong Kong tarifeli uçağında ilk yardım müdahalelerini uygulayarak, nefes borusu tıkanan 21 aylık bebeğin hayatını kurtaran ekipte yer alan kabin memuru Sinem Aydemir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetinden gurur duyuyor.

Aydemir, böyle anlamlı organizasyonda bulunmaktan mutlu olacağını ifade ederek, "Sayın Cumhurbaşkanımız ile çok değerli insanlar arasında bulunacak olmaktan onur ve gurur duyuyorum" dedi.

Dünyaya mal olan hava yolu şirketi THY'de kabin memurluğu için ciddi eğitimlerden geçtiklerini anlatan Aydemir, şunları kaydetti:

"Biz kabin memurları olarak her konuda bütün tecrübelere sahibiz. Çok ciddi eğitimlerden geçiyoruz. Yeri geliyor doktor, yeri geliyor itfaiyeci, yeri geliyor aşçı oluyoruz. Yani her konuda ciddi tecrübeler kazanıyoruz. Bu noktada bütün bu sektörde çalışmak isteyen arkadaşlarımızı sonuna kadar destekliyorum. Türk kadını ve insanlığa ciddi anlamda çok yararı olacak bir meslek. Burada çalıştığımız için çok mutluyuz ayrıca şanslı olduğumuzu düşünüyorum."

Uçakta bebeğin hayatını kurtaran ekipte yer alması nedeniyle Türkiye'nin her yerinden beklemediği mesajlar aldığını bildiren Aydemir, "Beni örnek alan, bu işi gönülden yapmak isteyen, şu anda halihazırda okuyan birçok arkadaşımdan sosyal medya üzerinden çok ciddi mesajlar alıyorum. Bu noktada çok mutlu oluyorum" diye konuştu.

- Türkiye'nin ilk kadın akrobasi pilotu

Hava akrobasi pilotu babası Ali İsmet Öztürk'ü örnek alıp, ilk uçuşunu henüz 12 yaşındayken yaparak Türkiye'nin ilk kadın akrobasi pilotu olmanın gururunu yaşayan Eskişehirli Semin Öztürk, resepsiyona davet edilmesinden duyduğu onuru dile getirdi.

Bir toplumun gelişmesi ve ileriye gitmesinin kadınlarına verdiği değerle doğru orantılı olduğuna işaret eden Öztürk, "Bu nedenle, tüm dünyada kadınların güçlenmesinin, insanlığın gelişimi adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kadınlara her zaman destek olunmasını ve bu konuda farkındalığın artmasını temenni ederim. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bütün kadınlarımıza kutlu olsun" ifadelerini kullandı.

- "Biri beni kandırıyor sandım"

Konya'da görme ve işitme engelli 85 yaşındaki yatalak Selahattin Bingöl ile akrabalık bağı bulunmamasına rağmen yıllarca büyük titizlikle ilgilenen Leyla Ildırlı, külliyedeki programa katılacak olmanın sevincini yaşıyor.

Beyşehir'de yaşayan 10 çocuklu Leyla Ildırlı (61), babasının vasiyeti üzerine, yıllarca fırınlarında çalışan işitme ve görme engelli, sonradan da yatalak olan Selahattin Bingöl'e sahip çıktı.

Adeta bebek gibi baktığı Bingöl'ün 20 yıldır yemeğinden banyosuna, tuvalet ihtiyacından tıraşına kadar her şeyiyle ilgilenen Ildırlı, baba gibi gördüğü Bingöl'ün avucuna parmak uçlarıyla kelimeleri yazarak anlaşıyor.

Leyla Ildırlı, hep Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tanışmanın hayalini kurduğunu ifade etti. Ildırlı, davetten duyduğu memnuniyeti şöyle dile getirdi:

"Önce biri beni kandırıyor sandım. Sonra böyle bir programa davet edildiğime çok sevindim. Allah razı olsun. Bizim gibi fedakar anneler olduğu müddetçe Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sırtı yere gelmez. Benim gibi Konya'nın ilçesinden sıradan bir kadının davet edilmesi onur verici. Dualarım hep Cumhurbaşkanımızla. Yıllardır görme hayalini kurduğum Cumhurbaşkanımızla tanışmaya çok az kaldı. Heyecanla bekliyorum."

- "Kadınların eğitimi çok önemli"

Kızının işi nedeniyle bir süreliğine Çankırı'nın Eldivan ilçesinde bulunan 3 çocuk annesi Trabzonlu Hatice Sevim Çapa da külliyedeki programa katılacak olmaktan mutluluk duyuyor.

Çapa, birçok sivil toplum kuruluşunda görev aldığını, sosyal çalışmaları sevdiğini vurgulayarak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çok seviyoruz. Trabzon'a geldiğinde bir sergide kendisiyle görüşüp fotoğraf çektirmiştim. O dönem bizi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne davet etmişti" dedi.

Bir süredir külliyeye gitmek istediğini belirten Çapa, "Bu davet çok iyi oldu. Gidip Cumhurbaşkanımızla görüşeceğim. Erdoğan'dan özellikle kadınlar için taleplerde bulunacağım. Anadolu'da, taşrada kadınlarımızın eğitimine daha fazla katkı sağlanmasını isteyeceğim. Kadınların eğitimi çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.

- "Eşime yaptığım kalp masajını anlatacağım"

Mersin'in Tarsus ilçesinden resepsiyona katılacak 61 yaşındaki Tülay Yazlık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eşine yaptığı kalp masajını anlatacağını ifade etti.

Erdoğan'ı ilk kez göreceği için heyecanlandığını söyleyen Yazlık, şöyle konuştu:

"Arıcılık yapıyoruz. O gün de arılara bakmak için gitmiştik. Arılara bakarken eşim 'Bana bir şey oluyor' dedi. Sonra 'Biraz oturayım' dedi. Ben arılara baktıktan sonra baktım eşim Mahir, yere yığılmış. Daha önce de kalp krizi geçirdiği için nasıl olduğunu biliyordum. Elleri, ayakları yana ayrıldı. Hemen düzelttim, aklıma kalp masajı yapmak geldi. Az biraz rengi gelir gibi oldu. Bu kez de burnunu kapatıp ağzından üfledim. Daha sonra ağzını kapatıp burnundan üfledim. İstifra etti ama kalbi yine gitti. Yine masaj yapmaya başladım ve bu sırada ambulansı aradım. Ambulans gelince hastaneye kaldırdılar. Ambulansta ve hastanede de fenalaştı. Beni içeri sokmadılar. Korkmam dedim. Yoğun bakımdan ancak iki gün sonra kendine geldi."

Yazlık, kalp masajını televizyonda gördüğünü, bu sayede eşinin hayatını kurtardığını sözlerine ekledi.

- Gözyaşlarıyla geri çevirmek zorunda kaldığı davete katılacak

Davet edilmesine rağmen, evlat edindiği engelli Enes'e kimsenin kendisi gibi bakamayacağı düşüncesiyle üzülerek resepsiyona katılamayacağını bildiren Konyalı Türkan Harmankaya (56), durumundan haberdar olan Erdoğan'ın talimatıyla, ailesiyle yeniden programa çağrıldı.

Türkan ve Bayram Harmankaya (53) çifti, 29 yıllık evliliklerinden çocuk sahibi olamayınca annesinin dünyaya getirmek istemediği spastik engelli Enes'i evlat edindi.

İki yıl önce geçirdiği rahatsızlığa bağlı sağ gözü görmeyen, sol gözünde yüzde 40 görme kaybı bulunan, bacağının birinin kısalığı nedeniyle rahat yürüyemeyen Türkan Harmankaya, yatağa mahkum olan ve midesindeki sondadan beslenen Enes'in adeta üzerine titriyor.

Harmankaya, Enes'i bir an bile olsa yanından ayırmadığını söyledi. Evladı yanında olmadan bir yere gidemeyeceğini vurgulayan Harmankaya, "Enes'i kimseye emanet edemem. Evladıma kimse benim gibi bakamaz. Gözümün önünden ayırmadığım oğluma bir şey olursa vicdan azabından ölürüm. Bu yüzden üzülerek daveti geri çevirdim" diye konuştu.

Durumundan haberdar olan Erdoğan'ın, ailesiyle kendilerini davet etmesinden mutluluk duyduğuna işaret eden Harmankaya, duygularını şöyle anlattı:

"Programa davet ettiği için Cumhurbaşkanımıza binlerce teşekkür ederim. Dünya hayran ona. Cumhurbaşkanımızı görmeyi çok istiyorum. Cumhurbaşkanı'nın davetiyle dünyalar benim oldu. Hayalim gerçek olacak. Allah devletimizin başından onu eksik etmesin. Ağlayarak geri çevirdiğim daveti, mutluluk gözyaşlarıyla tekrar aldım. Dünyalar bizim oldu. Böyle bir mutluluk daha önce yaşamadım. Gece sevincimden uyuyamadım. Adeta havalara uçtum. Davetten sonra Kur'an okudum. Namaz kılıp Rabbime şükrettim. Erdoğan, dünyanın en büyük hediyesi bize. Onu sadece ben değil, tüm dünya seviyor. Allah devletin, milletin başından eksik etmesin. Her gün onun için dua ediyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayesinde 9 Şubat'ta da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "Dünya Sigarayı Bırakma Günü" dolayısıyla resepsiyon verilmişti. Resepsiyona Erdoğan'ın teşvikiyle sigarayı bırakanların yanı sıra sanatçı, sporcu ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılmıştı. Sigarayı bırakanlar, resepsiyonda deneyimlerini anlatmıştı.