Güncelleme Tarihi:
Havva Çalışkan, Mustafakemalpaşa’ya bağlı Adaköy’de dünyaya geldi. Köyde yetişti. Okulu çok seviyordu ancak annesi, “Kızlar okumaz” dediği için eğitimini sürdüremedi. Bu durum onda dert oldu. “İlerde Allah bana bir evlat verirse, ben okutacağım” diye kendi kendine söz verdi. Yaşamını köyde geçirdiği için çiftçilikle uğraşan ailesine yardım ederek, büyüdü. Köyden ayrılışı ise evlilik ile oldu. Havva’yı görüp, aşık olan Mehmet Hulusi, genç kız 18 yaşına gelince yakınları aracılığıyla haber gönderdi. Arada yaş farkı vardı. Fakat Havva, Mehmet Hulusi’nin kibar yaklaşımı ve verdiği değerden etkilendi. Bir süre sonra evlendiler. Mehmet Hulusi çalışıyor aynı zamanda eşinin gelişimi için de çabalıyordu. Akşamları eşiyle oturuyor, okuma yazma öğrenmesi için adeta ders çalışıyorlardı.
AYŞEN YAŞAMA BAĞLANDI
Ailenin genişlemesinin en büyük mutlulukları olacağını düşünüyorlardı. Ancak bu durum biraz olumsuz ilerledi. Havva’nın ilk çocuğu yaşamadı. İkinciye hamile olduğunda ise ikizleri oldu. İkisi de kızdı. Şenay ve Ayşen isimlerini koydular. Birisi 3,5 kilogram ağırlığında ve iyi görünüyordu. Diğeri ise oldukça zayıftı ve engelliydi. Doktorlar, Ayşen için ‘Anneden vitamin almamış’ dediler. Ailesi, Ayşen’in hayatını sürdürebilmesinden endişeliydi. Doğumdan bir hafta sonra sarılık hastalığına yakalanan Şenay vefat etti. Vitamin almamış dedikleri Ayşen ise yaşama sıkı sıkıya bağlandı ve hayatta kaldı.
OĞLU 14 AYLIKKEN ÖLDÜ
Evlat acısı yaşayan aile, bir çocuklarının daha olmasını istedi. Bu defa bir oğulları dünyaya geldi. İsmail, çok güzel bir çocuktu. Görenler kız zannedip, sevmek istiyordu. 9 aylıkken yürümeye başladı. Erkenden yürümeye başladığı için ailesi de çok mutluydu. Bir pazar günü tüm aile bir araya geldi. Hava güzeldi. Evin bahçesinde toplandılar. Herkes sofranın kurulması telaşı içindeydi. O sırada da İsmail, bahçede koşturuyor, oyun oynuyordu. Tam da bu sırada bir kaza yaşandı. İsmail, oynarken çaydanlığında bulunduğu mangalın üstüne düştü. Çocuğun acı çığlığını duyan aile, panik halinde hemen hastaneye koştu. Oradan da kent merkezindeki hastaneye sevk edildi. Henüz 14 aylıkken, güzel çocuk hayata gözlerini yumdu.
BABANIN ÖĞÜDÜ İŞE YARADI
ÇOK MUTLU OLDUM
ONLARA SIK SIK SARILIN
Bazı kişilerin kendi çocuğu için belasını buldu şeklinde yorumlarda bulunduğunu ve bu duruma çok üzüldüğünü söyleyen Çalışkan, herkesin bir gün engelli olabileceğini belirterek, insanların birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşmasını istedi. Çocuğunu çok sevdiğini vurgulayan Çalışkan, “Evlat o kadar tatlı ki Allah’a bin kere şükür olsun. Benim gibi engelli evladı olan varsa onlara sıkı sıkıya sarılsınlar. Onların sevgi gördüklerini hissettirsinler. Evladımın sevgisi benim için yeterli oluyor. Çok mutlu bir aileyiz. Bazı aileler koşan çocuğuna kızıyor. ‘Niye çok koşuyorsun, gürültü yapıyorsun’ diye tepki gösteriyorlar. Bazı anneler dövüyor. Ben bu duruma çok üzülüyorum. Çok hatalı davranıyorlar” dedi.