Güncelleme Tarihi:
BURSA (AA) - Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, şubat ayı enflasyon rakamlarına ilişkin, "Türkiye ekonomisi için kısa vadede enflasyondaki yükseklik karşısında görece ılımlı büyümenin tercih olarak benimsendiği anlaşılmaktadır" ifadesini kullandı.
Baylan, şubat ayı enflasyon rakamlarını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, bu dönemde tüketici fiyatlarının yüzde 0,02 düzeyinde düştüğü ve yıllık enflasyon oranının yüzde 8,78 seviyesine gerilediğini belirtti.
Yıllık enflasyon oranının şubatta gerilemesinde, aylık düzeyde giyim ve ayakkabı grubundaki fiyat düşüşlerinin etkili olduğunu vurgulayan Baylan, "Aylık en yüksek artış ise sağlık grubunda gerçekleşti. Yıllık olarak lokanta ve oteller grubu fiyat artışları ve eğlence ve kültür grubu, enflasyonu olumsuz etkilemeye devam etmiştir. Böylelikle enflasyonun ocak ayında ulaştığı düzeyin ardından 8 ay sonra düşüş gösterdiği görülmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB), şubat ayı Para Politikası Kurulu toplantısında politika faiz oranını yüzde 7,5 düzeyinde sabit bırakarak değişikliğe gitmediğine değinen Baylan, enerji fiyatlarındaki olumlu gelişmelere rağmen artan maliyet unsurlarının çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırladığını öne sürdü.
Baylan, TCMB tarafından küresel piyasalardaki belirsizliklerin enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları üzerindeki etkileriyle işlenmemiş gıda grubu fiyatlarındaki oynaklıklar yanında ücret gelişmelerinin de izlenerek likidite politikasında sıkı duruşun korunacağının belirtildiğini aktardı.
TCMB'nin, büyüme performansının güçlü olmadığı bir ortamda mevcut başkanının görev süresinin sona ereceği nisan ayına kadar bir adım atmasını beklememek gerektiğine işaret eden Baylan, şunları kaydetti:
"Dış ticaret açısından mevcut veriler ise enerji fiyatlarındaki seyrin 2016 yılı içinde dış dengeyi olumlu etkileyeceğini ortaya koymaktadır. Avrupa Birliğinde 2015 yılının son çeyreğinde başlayan toparlanma, 2016 yılı için gelecek verilere bağlı olarak avro alanı ülkelerine yönelik ihracatın dış ticarete pozitif katkı verme potansiyeline işaret etmektedir. Türkiye'nin yakın coğrafyasında belirginleşen jeopolitik risklerle Suriye, Rusya ve Irak gibi önemli ihracat pazarlarındaki sorunların ise dış ticareti ve turizm gelirlerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyoruz. Henüz bir risk olarak değerlendirilmese de cari açığın finansmanı için döviz rezervlerinin kullanıldığını görüyoruz. Türkiye ekonomisi için kısa vadede enflasyondaki yükseklik karşısında görece ılımlı büyümenin tercih olarak benimsendiği anlaşılmaktadır. Sürdürülebilir büyüme oranımızın azaldığı bir dönemde yüksek enflasyon, sermaye hareketlerinin yönüne bağlı olarak orta vadede ekonomimizi zorlayabilir. Bu nedenle şubat ayında enflasyonda gerçekleşen düşüşün sürüp sürmeyeceği önem kazanmıştır."