Güncelleme Tarihi:
Sofra Sohbetleri için bu kez doğaya değer ve anlam katmayı amaçlayan bir yere geldik. Göleti ve ormanı ile şehir merkezine yarım saatlik mesafedeki Dağyenice… Bölgeye Türkiye’nin en büyük açık hava yaşam merkezi yapıldığını duyunca merak ettik ve yola düştük. Vardığımızda gördüklerimiz ve sohbette duyduklarımız bize ‘iyi ki geldik’ dedirtti. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden ihale ile kiralanan yere yapılacak tesis gerçekten çok iddialı. İçerisinde 3 farklı tipte konaklama modeli bulunacak tesiste ayrıca farklı tipte restoran ve kafe alternatifleri, karavan parkı, piknik alanı, otantik çadır, su sporları merkezi, manej, orman okulu, amfi tiyatro ve bir de macera parkı olacak. İnşaat tüm hızıyla sürüyor. Bittiğinde Bursa turizmine önemli katkıları olan bir mekân haline gelecek. Nefes Dağyenice’yi, tesisi hayata geçirecek konsorsiyumun genç CEO’su Samet Kurtoğlu’ndan dinledik. O da çok heyecanlı ve iddialı. Biz de Bursa adına heyecanlandık… İşte bize de ‘nefes’ aldıran röportajda Samet Kurtoğlu’nun anlattıkları…
Öncelikle projenin öneminden bahsedelim mi?
Son 20 yılda doğaya karşı olan farkındalığımızı kaybettik. Pandemi ile birlikte insanlar tekrar doğanın önemini hatırladı. Doğada izole yaşamlar tercih edilmeye başladı. Ülkemizde doğayı koruyarak yapılan yatırımlara hükümetimizden destek var. Koruyarak, iyileştirerek, önemini, güzelliğini ortaya çıkararak, halkımıza yeni bir yaşam konforu sağlamayı hedeflediğimiz Nefes Dağyenice projesi neredeyse şehrin merkezinde. Doğayla iç içe, bir o kadar da izole bir merkez olacak. Buna benzer projelerin artacağını göreceğiz.
-Tek bir firmanın altından kalkabileceği bir yatırım değil sanırım. Ortaklarınız var mı?
Evet ortaklı bir yapı. Yatırımcılar arasında çok iyi birlik ve beraberlik var. Bir aile gibiyiz. Yatırımcılarımızdan biri Bursa’nın da çok yakından tanıdığı başarılı iş kadını Nurcan Özdemir. Kendisini tanımadan önce, ‘ticari anlamda kadın idolüm var’ diyemezdim ama şimdi öyle değil. 2 idolüm var; biri Nurcan Özdemir, diğeri ise babam Fahrettin Kurtoğlu. Yatırımcılarımızdan bir diğeri yine bizim gibi İstanbul’dan olup diğer iki yatırımcı ise Hollanda’da çeşitli alanlarında faaliyet gösteren başarılı Türk iş insanları. Gerek ailemin gerekse diğer ortakların iş hayatındaki tecrübe ve deneyimleri Nefes Dağyenice projesine çok büyük avantajlar sağlıyor. Benim de bu projede görev almam, yönetim kurulunun tecrübesi ile yeni genç neslin yaratıcılığı ve bakış açısını birleştirmenin fark yaratacağı bilinci var şirketimizin yönetim anlayışında. Ben de böyle bir yapıda çalışmanın, sözcüsü olmanın gururunu ve heyecanını yaşıyorum.
ONBİNLERCE AĞAÇ DİKECEĞİZ
-Bu tür yatırımlara tepkiler var genelde; Size de geliyor mu böyle tepkiler?
Farklı görüşlerin olması çok normal elbette. Maalesef önceden yapılan olumsuz, fayda sağlamayan yatırımlar insanlarda bir ön yargıya yol açabiliyor. Biz burada bırakın ağaç kesmeyi çok sayıda ağaç dikmeyi planlıyoruz. Okullarla birlikte fidan dikme etkinlikleri düzenleyeceğiz. 2023 yılının sonunda yaklaşık 15 bin civarında ağaç dikmiş olacağız. Karınca yuvalarına bile özen gösteren bir imalat süreci yürütüyoruz. Biz Nefes Dağyenice olarak ülkemizin gururlanacağı ve doğaya saygılı bir işletme olmayı hedefliyoruz.
-Arıtma ve geri dönüşüm tesisleriniz olacak mı?
Bizim tesisimizin en önemli parçası gölümüz. Buraya değer katan en büyük doğal yaşam alanı. Bunu korumamız lazım. Burası tarım arazilerinin sulanması için yapılan bir gölet aslında. Ama maalesef bilinçsizce su tüketimi nedeniyle su seviyesinde ciddi değişimler oluyor. Biz yağmur sularının birikmesi için depo oluşturuyoruz. 100’er tonluk 3 depo. Yağmur suları 3 hat üzerinden tek bir hatta buluşup, toplam 300 tonluk suyu kurak dönemlerde tekrar göle aktaracak. Bunu yılda 16 sefer yaptığımız takdirde de gölün kurumasının ya da seviye eksilmesinin önüne geçmiş olacağız. Tesiste kullandığımız sular da 2 arıtmadan geçecek ve tekrar depolarda kullanılacak. İhale kapsamında gölün tüm kullanım hakkı bize ait. Bu yıl çevredeki tarım arazilerinde ekim yapılmadığı için su kullanılmamış ve göl seviyesi şuan istenilen konumun da üzerinde. Herhangi taşma durumuna karşı vana kapaklarımız var. Gerek duyulduğunda vana kapaklarını açarak suyu rahatlıkla tahliye edebiliyoruz.
TESİSİMİZDEN HERKES FAYDALANABİLECEK
-Her gelir gurubundan vatandaş tesisinizden faydalanabilecek mi?
Elbette. Tesisimiz herkese hizmet edecek. 3 farklı tipte konaklama alanımız var. İlki ahşaptan yapılan çadırlarımız. Birinci sınıf Sibirya çamından yapılan son derece kaliteli çadırlar. Önünde verandası var ve iki kişi konaklayabilir. Diğeri geçici barınma alanımız. Burası da otel odası konseptinde 30 metrekarelik yine birinci sınıf Sibirya çamından yapılan konaklama alanı. 40 çadır, 42 geçici barınma alanımız olacak. 2022 Ocak ya da Şubat ayında da VIP bungalov yapıma başlayacağız. Bunlar 60 metrekare olacak. İçinde saunası, jakuzisi bulunacak. Böyle bir tesis yapıyorsak her kesime hitap etmek zorundayız. O yüzden konaklama alanlarımızı da çadır, geçici barınma ve VIP bungalov diye farklı beklentileri karşılayacak şekilde çeşitlendirdik. Bunun yanı sıra kamp karavan alanımız var. Şu an 40 adet platform yapılıyor. Tesisimizin en güzel manzarası bu alan. Yanında rezerv alanımız var, 80 hatta 120 araç kapasitesine de çıkabiliriz.
-Başka neler olacak tesiste?
Sadece konaklama yok. Bunun yanında manejimiz, etkinlik ve konser alanımız olacak. Konser alanımızda herhangi bir kazı çalışması yapılmıyor. Tamamen eğimden faydalanılarak 2.500 ile 3.000 kişilik doğal bir amfi olacak. Burada festivaller düzenlemek istiyoruz. Tesisimizde yeme-içme alanlarımız var. Kafelerimiz ve 6 farklı tipte restoranlarımız olacak. Mutfağımızla da çok iddialı olacağız. Bir de Türkiye’nin en büyük macera parkını inşa ediyoruz. Yapacağımız yatırımlarla Avrupa’nın en büyüğü olmasını hedefliyoruz.
-İşletmeciliğini de kendiniz mi yapacaksınız?
Evet. İşletmesi de bize ait olacak. Her tesisimizin her bölümünde alanında Türkiye’nin en iyileri ile çalışacağız.
-Aynı anda kaç kişiyi misafir edebilirsiniz burada?
Günlük 6000 ile 6500 kişinin her türlü ihtiyacını karşılayabileceği bir tesis olacak. Aynı zamanda 300’ün üzerinde kişiye iş imkânı sağlayacağız.
BURSA MARKASINA DEĞER KATACAK
-Bursa Büyükşehir Belediyesi’nden destek görüyor musunuz?
Tabii ki. Yakından ilgileniyorlar ve her anlamda destek veriyorlar. Grup olarak kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Gurur duyabilecekleri, hatta tahmin edemeyecekleri ölçüde ses getiren çok güzel bir proje olacak. Onlar bizim bu projemize destek ve onay vermeseydi biz hayallerimizin de ötesinde daha güzel şeyler yapmak için bu kadar heyecan duymazdık. Sayın Alinur Aktaş’ın altyapı çalışmaları ve fikir anlamında bize çok büyük katkısı oldu. Sonuna kadar da bizim arkamızda olduğunu belirtti. Ayrıca Bursa Orman Bölge Müdürü Yalçın Akın Bey’e de teşekkür ediyorum. Onun da çok büyük destekleri var. Ayrıca Limak Enerji ve SOCAR’a da teşekkür etmek isterim, enerji altyapısı konusunda her türlü desteği verdiler. Açıkçası Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan’dan BURFAŞ Genel Müdürü Furkan Banaz’a, tedarikçilerimizden çalışanlarımıza kadar destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Bu arada Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy ile görüşüp projemizi kendisine sunma imkânı da bulduk. Bize projeyi çok beğendiğini ifade etti. Hatta böyle bir proje beklemediğini, mesire alanı ile ilgili genel algıyı yıktığımızı söyleyerek bizi gururlandırdı. Biz betonarme bir yapı olsun istemiyoruz. Tesisimizde yapıların yüzde 90’nında temel yok. Tamamıyla çelik konstrüksiyon üzerine, taşınabilir, doğaya zarar vermeyen platform. Firmaların da taşın altına elini sokmaları gerekiyor; ‘Yaşadığım yerin markalaşmasına nasıl destek olabilirim, daha fazla insanın duymasına nasıl destek sağlayabilirim’ diye. Bizler alışmışız hep kendi küçük dünyamızda bir şeyler yapmaya. Oysa bu proje Bursa için çok değerli. Burada doğayı gerçekliğini, önemini, güzelliğini paylaşacağız, Bursa markasına önem katacak bir proje. Birçok ilimiz betonlaşma sürecindeyken, Bursa şehircilik mimarisi açısından da bakıldığında doğal güzelliklerini koruyan çok şanslı bir şehir. Kent merkezinden çok kısa mesafelerde bile kendinizi doğaya bırakabiliyorsunuz. Biz Bursa’nın bütün bu zenginliklerinin içerisine bir tat, lezzet ve nefes katmaya geliyoruz. Bu kadar büyük bir anlamın içerisine bir anlam daha katıyor olabilmek, bunun içerisinde olabilmek bizi de şirket olarak mutlu edecek. Doğru bir şey yapmak insana vicdanen büyük bir rahatlık hissettirir. Burası birçok insanın anılarını biriktireceği ve paylaşacağı mutluluk katan bir yer olacak inşallah. Herkes bu güzelliği görmeli. Geldiğinde ‘oh be nefes aldık’ demeli.
-Güvenlik ile ilgili ne gibi çalışmalarınız var?
Tek bir güvenlik şirketi ile çalışmayı düşünmüyoruz. Birbirinden bağımsız iki güvenlik şirketi hatta eğer başarabilirsek, istediğimiz gibi de olursa kendi güvenlik şirketimizi dahi kurmayı düşünüyoruz. 320 dönüm ormanlık alan burası. Yaşanacak her türlü olumsuzluk bizi etkiler. Doğa turizmi yapılan bir yerde bir yangının yaşanması sizin tüm yaptığınız yatırımın boşa çıkması demektir. Sadece yangın hattımızın maliyeti bile oldukça yüksek. Bu arada İl Emniyet Müdürümüze ve İlçe Emniyet Müdürümüze teşekkürlerimi sunuyorum. Çünkü her türlü desteği vereceklerini söylediler. Ayrıca ilk yardım ve tıbbi müdahaleler için de tedbirler alıyoruz. Güvenlik konusunda rahatız.
-Sosyal sorumluluk projeleriniz olacak mı?
Elbette. İlk etapta Dağyenice başta olmak üzere çevre köylerdeki girişimci kadınlarımızın ürettiği doğal ürünlerin sergilenip satılacağı otantik çadırlar inşa ediyoruz. Herhangi bir maddi beklentimiz söz konusu değil. Bu konuda köylere bir desteğimiz olursa ne mutlu bize, çünkü biz onlarla varız. Tesisimizde bir de orman okulu ve gençlik merkezimiz bulunuyor. Bursa başta olmak üzere çevre illerdeki okullardan öğrenciler tesisimizi ziyaret ederek doğa ve orman hakkında uygulamalı eğitimler alabilecekler.