Güncelleme Tarihi:
Op.Dr. Ferhan Sönmez: Kadın Hastalıkları & Doğum Ve Tüp Bebek Uzmanı
1978 yılında Şummu, Bulgaristan’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi Bursa’da tamamladım. 1997-2003 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdim. İzmir Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesinde ihtisasımı tamamlayarak 2004-2009 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmaya hak kazandım. 2009-2011 yılında zorunlu hizmetimi Bitlis Devlet Hastanesi’nde tamamladım. 2016- 2017 Al Adan Hospital’da Senior Regista olarak çalıştım. 2017’de Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesinde Tüp Bebek sertifikasını aldım. 2011-2018 yılında Denizli Devlet Hastanesinde, 2018-2019 yılında ise Bursa Çekirge Devlet Hastanesinde çalıştım. Evli ve 3 çocuk annesi olup halen Jimer Hastanesinde çalışmaktayım.
Pandemi nedir ?
Pandemi; insanların daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkması ve bu hastalığın tüm dünyayı etkileyecek şekilde insanlar arasında yayılarak çok geniş çaplı salgın hastalıklara yol açmasına verilen genel addır.
COVID-19 nedir?
Koronavirüsler, hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesidir. Bu virüs ailesinden SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu, ilk olarak 2019 yılında Çin’in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde ortaya çıkan, daha çok solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) ile seyreden ve ölümcül olabilen, şu anda tüm dünyayı etkileyen bir salgın hastalıktır. Koronavirüs hastalığı 2019’un İngilizcesi olan ‘’Corona Virus Disease 2019’’ kısaltılması olan COVID-19 da bu hastalığı tanımlamak için kullanılmaktadır.
Koronavirüs hastalığı nasıl bulaşır ?
Hastalık direkt insandan insana yakın temas ile, daha çok da hasta bireylerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında ortama saçılan damlacıkların solunması ile bulaşır. Daha önceden bu virüsü taşıyan damlacıklar ile kirlenmiş yüzeylere dokunulduktan sonra ellerin yıkanmadan yüz, göz, burun veya ağza götürülmesi ile de virüs alınabilir.
ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Peki korunma yolları nelerdir ?
Bu hastalık için aşı çalışmaları olmakla birlikte şu an için kullanımda olan etkili bir aşı bulunmadığı için tek önlem temastan kaçınmak ve temel temizlik kurallarına dikkat etmektir. Genel olarak akut solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşma riskini azaltmak için önerilen temel ilkeler Yeni koronavirüs hastalığı (COVID-19) için de geçerlidir.Bu önlemler şu şekilde sıralanabilir:
• Mümkünse kalabalık yerlere girilmemeli, eğer girmek zorunda kalınıyorsa ağız ve burun kapatılmalı, tıbbi maske kullanılmalı ve bireyler arasındaki sosyal mesafenin en az 1-2 m olmasına dikkat edilmelidir.
• El temizliğine dikkat edilmelidir. Eller en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla yıkanmalı, sabun ve suyun olmadığı durumlarda alkol bazlı el antiseptiği kullanılmalıdır. Antiseptik veya antibakteriyel içeren sabun kullanmaya gerek yoktur, normal sabun yeterlidir.
• Eller yıkanmadan ağız, burun ve gözlerle temas edilmemelidir.
• Hasta insanlarla temastan kaçınmalıdır.
• Özellikle hasta insanlarla veya çevreleriyle doğrudan temas ettikten sonra veya toplu kullanılan alanlardan sonra eller sık sık temizlenmelidir.
• Öksürme veya hapşırma sırasında burun ve ağız tek kullanımlık kağıt mendil ile örtülmeli, kağıt mendilin bulunmadığı durumlarda ise dirsek içi kullanılmalıdır.
• Mümkün olduğu kadar yurtdışına yolculuk yapılmaması yurtdışından gelenlerle temas edilmemesi önerilmektedir.• Seyahat sonrası 14 gün içinde herhangi bir solunum yolu semptomu olursa maske takılarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı, doktora seyahat öyküsü hakkında bilgi verilmelidir.
Maske takmak koronavirüs hastalğından korur mu?
Son yapılan çalışmalar doğru takılan tıbbi maskenin ( burun ve ağzı birlikte kapatacak şekilde ) COVID-19 bulaşma riskini azalttığını göstermiştir. Aynı çalışmalar maskeli olduğunuz durumda karşı tarafın da maskeli olması halinde bulaş riskinin çok daha düşük olduğunu belirtmektedir. Bu hastalığı belirtisiz geçiren çok sayıda kişi olabildiği için bu kişiler bu hastalığı farkına varmadan başkalarına bulaştırabilir. Bu nedenle kalabalık ortamlarda herkesin maskeli olması bulaş riskini azaltmak açısından çok önemlidir. Ancak unutulmamalıdır ki hiç bir korunma yöntemi COVID-19 bulaş riskini tamamen ortadan kaldırmaz. Maske takılmasına ilave olarak ellerin sık sık sabun ile yıkanması ve dezenfektan kullanılması, kalabalık ortamlarda sosyal mesafenin en az 1-2 m olacak şekilde tutulmasına da dikkat edilmelidir.
TÜM TOPLUM RİSK ALTINDA
COVID-19 kimleri daha çok etkiler ?
Genel olarak tüm toplum risk altındadır. Yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar en yüksek risk taşıyan gruptur . Bu hastalığın daha ağır seyrettiği durumlar şunlardır:
• 65 yaş üstündeki kişiler
• Kronik akciğer hastalığı, orta ve ciddi astımı olanlar
• Ciddi kalp rahatsızlığı olanlar
• Bakımevi, huzurevinde kalanlar• Hipertansiyonu olanlar
• Diyabeti olanlar
• Kronik böbrek ya da karaciğer hastalığı olanlar
• Kanser tedavisi gören ya da HIV gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı olanlar.
• Ciddi obezitesi olanlar
Hasta ziyaretleri nasıl olmalı ?
Hasta ziyareti bizim kültürümüzde önemli bir yer teşkil etmektedir. Ancak bu dönemde yapılacak ziyaretler hem hasta hem de ziyaretçi için COVID-19 bulaşması açısından büyük risk oluşturmaktadır. En iyisi bu dönemde hasta ziyaretinde bulunmamaktır. Bakım ihtiyacı bulunması durumunda aynı evi paylaşan, hastalık belirtisi bulunmayan ve mümkünse sürekli aynı kişi tarafından kişisel koruyucu önlemler alınarak sağlanması uygun olacaktır.
Gebelik COVID-19 için bir risk oluşturur mu ve gebeler nelere dikkat etmeli ?
COVID-19 yeni bir hastalıktır ve gebelik üzerine etkileri konusunda kesin verilere sahip değiliz. Günümüzde sahip olduğumuz bilgi gebelerin COVID-19 riskinin gebe olmayan yetişkinlerle aynı olduğu yönündedir. Ancak biliyoruz ki grip gibi COVID-19 benzeri virüs kaynaklı solunum yolu enfeksyonları gebelerde daha ağır seyretmektedir. Aynı şekilde gebelik süresince meydana gelen fizyolojik değişikliklerin gebelerin bazı enfeksyon hastalıklarına yakalanma riskini de arttırabildiğini de biliyoruz.
ANNE ADAYLARININ MERAK ETTİĞİ KONU
Anne adayların en çok merak ettiği konularda biri, bu hastalığa yakalanırlarsa bebeklerinin zarar görüp görmeyeceğidir. Bugünkü bilgimiz anne karnındaki bebeğe COVID-19 bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğudur. Yeni doğan bebeklerde az da olsa tespit edilmiştir. Ancak bu bebeklere bu hastalığın anne karnında mı yoksa doğum sırasında ya da sonrasında mı bulaştığı net anlaşılamamıştır. Koronavirüs hastalığının bebeklerde bir özürlülüğe yol açtığına dair şimdilik bir veri yoktur. Ancak kesin bilgi ve uzun dönem etkilerini bilebilmek için henüz çok erkendir. Bu nedenle hala pek çok bilinmeyen olduğu için gebelerin COVID-19’a yakalanmamak için yukarıda bahsettiğimiz korunma tedbirlerine daha çok dikkat etmeleri gerekir.Diğer önemli bir husus da COVID-19 korkusu nedeniyle hastaların gebelik takiplerini aksatmamaları gerektiğidir. Doktorları ile iletişime geçerek takip aralıklarını ve zamanlamasını ayarlanabilmesi mümkündür.
ESKİ NORMALİMİZE DÖNEMEYİZ
Kontrollü normalleşme sürecini nasıl değerlendirmeliyiz ?
Öncelikle burada geçen normalleşme kelimesini yanlış anlamamak gerekir. Ne yazık ki COVID-19 için etkili bir aşı veya etkin bir tedavi (ilaç) bulunmadan eski normalimize dönemeyiz. Yeni normalleşme sürecine girmemiz COVID-19 riskinin ortadan kalktığı anlamına gelmez. Bu durum şimdilik bu hastalığı kontrol altına alabilmemiz ve yayılma hızını azaltabilmemizin sonucudur. Bunu da daha önce bahsettiğimiz kişisel tedbirlerin alınmasına, sağlık çalışanlarının özverili çalışmasına ve sokağa çıkma kısıtlaması olmak üzere diğer genel önlemlere borçluyuz. Günlük hayatımızın akışı sırasında toplumsal temas riskimizin arttığı bir dönemde rehavete kapılmadan tam tersine kişisel koruyucu önlemlerimize daha çok dikkat ederek ( maske takılması, el hijyenine dikkat edilmesi. bireyler arası en az 1-2 m sosyal mesafenin korunması ve kalabalık yerlerden uzak durma gibi ) yaşamaya devam etmemiz ikinci bir salgın dalgası ile karşılaşmamak adına çok önemlidir.