Güncelleme Tarihi:
KAR YAĞIŞININ OLUMLU ETKİSİ OLDU
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, kar yağışının ziraat sektörü için iyi olacağını belirterek, bunun yer altı kaynak sularının artması, barajların dolması ve dolaylı olarak verimin artışı anlamına geleceğini söyledi. Kar örtüsünün donu engelleyeceğine de değinen Çakmak, “Yorgan gibi düşünün. Üzerindeki düşük donlar bile kar nedeniyle aşağıyı etkilemez. Ancak bu çerçevede aşırı derecede soğuk olur da eksi 8-10 dereceler yaşanırsa, bu sefer meyve ağaçlarında zarar meydana gelebilir. Bu anlamda olumsuz etkisi olabilir. Onun dışında kar yağışının olumsuz değil, olumlu etkisi olur” diye konuştu.
GİRDİ MALİYETLERİ YÜKSELDİ
Son bir yıl içerisinde girdi maliyetlerinin çok yükseldiğine işaret eden Çakmak, gübrenin yüzde 260 ile 420, tarımda kullanılan elektriğin yüzde 120, ilacın yüzde 40 ile 100, mazotun yüzde 100 civarında yükseldiğine dikkat çekti. Girdi maliyetlerinin bu kadar yükseldiğini belirten Çakmak, enflasyonun yüzde 35 olarak açıklandığı bu dönemdeki desteklemelerin yetersiz olduğunu vurguladı.
DEVLETİN DESTEK VERMESİ LAZIM
Birçok çiftçinin tarlasını gübre atmadan ektiğini açıklayan Çakmak, 2022 hasat döneminde verimin yüzde 50 düşmesi anlamına geleceğini söyledi. İlaç kullanımının da yeterli seviyede olmadığını anlatan Çakmak, “Devletin özellikle girdi maliyetleri ile ilgili çiftçiye destek vermesi lazım” dedi.
TMO’NUN GÖREV ZARARI VAR
Bu durumun tüketiciye olumsuz şekilde yansıyacağını ifade eden Çakmak, “Mesela devlet şu anda buğdayı sübvanse ederek değirmenciye veriyor. Aradaki açığı kapatmak anlamında devlet dışardan 2,7 milyon ton buğday aldı. Kilogram ortalama maliyeti 4-4,5 lira. Değirmenciye bunu 2,5 lira civarında veriyor ki içerdeki ekmek fiyatlarını tutabilsin. Eğer normal aldığı fiyattan verse şu anda ekmeği 4-5 liradan yiyorduk. Bundan dolayı TMO’nun bu yıl ciddi anlamda görev zararı var. Tüketicinin temel ihtiyaç maddelerini alırken, aşırı zamlanmanın önüne geçmek için ‘Sen destek ol, görev paranı ödeyeceğim’ diyor” diye konuştu.
PİYASA AŞIRI YÜKSELDİ
Yapılması gerekenin çiftçinin girdi maliyetlerinin düşürülmesi olduğunu yineleyen Çakmak, yapılmazsa zarar edeceği için bundan sonraki süreçte çiftçinin ürünü ekmeme yoluna gidebileceğini söyledi. Uluslararası piyasalarda da kuraklıktan dolayı üretiminin düştüğüne dikkat çeken Çakmak, dış piyasalardaki bu durumun, piyasanın aşırı yükselmesine neden olduğunu ekledi.
GENÇLERİ KÖYE ÇEKECEK POLİTİKALAR ÜRETİLMELİ
Tarım ile ilgili politikaların güncellenmesi gerektiğini savunan Çakmak, köy nüfusunun şu anda 55 yaş ve üzeri insanlardan oluştuğunu kaydetti. Bir süre sonra yaşayan nüfusun tarım yapamayacak hale geleceğini ifade eden Çakmak, köydeki arazilerin satılacağını belirterek, “Muhtemelen büyük holdingler veya uluslararası holdingler alacak. Ülkemizde 3-5 holdingin elinde araziler zinciri oluşacak. Bunu önleyebilmek için gençleri köye çekecek politikalar üretmemiz gerekiyor” dedi.
ÜLKEMİZDE BOŞ ARAZİLER ARTIYOR
Gençlerin köyü tercih etmemesi için birçok nedenin bulunduğuna işaret eden Çakmak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Genç, sigortalı bir işte çalışmak istiyor. İşi bittiğinde ‘Akşam eğlenecek sosyal yaşam istiyorum. Çocuğumu iyi bir okulda okutmak istiyorum’ diyor. Bütün bu ekonomik ve sosyal olguları iyileştirmezseniz, gençleri geri döndürmeniz çok zor. Bunları bütün ele almak lazım. Yoksa ne yazık ki kendi ülkemizde boş araziler artıyor. Bundan sonra girdi maliyetlerinin yüksekliğine bağlı olarak daha da artacak.”
ÇİFTÇİNİN KOOPERATİFLEŞMESİ GEREKİYOR
Bir başka önemli konunun da çiftçi örgütlülüğü olduğunun altını çizen Çakmak, “Bireysel düşünmek yerine çiftçinin; üretim, tüketim ve satış kooperatifleri bazında bir zinciri oluşturması gerekiyor. Çiftçinin daha kuvvetli olarak piyasada olması lazım. Satışa kadar gelen zincirde çiftçi gerektiğinde kendi ürettiği ürüne katma değer yaratarak, satabilecek ortamı oluşturması gerekiyor” dedi.
KULLANILABİLİR SUYUN YÜZDE 77’Sİ TARIMA GİDİYOR
Bekleyen en büyük tehlikelerden birisinin kuraklık olduğuna dikkat çeken Çakmak, dayanıklı ürün çeşitlerini geliştirmenin önemini vurguladı. Çiftçiye bilinçli sulama yapacak teknolojiyi öğretmeleri gerektiğini söyleyen Çakmak, “Kayıp, kaçak oranını minimuma indirmemiz lazım. Esas sorun çiftçiler. Çünkü yıllık kullanılabilir suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. Dolayısıyla esas tasarruf edilmesi gereken yer tarım” diye konuştu.
TASARRUF SAĞLAMAMIZ MÜMKÜN
Bu konuda da önerilerini sıralayan Çakmak, “Göletten tarla başına gelen sistemi kapalı basınçlı sistemlere çevirmemiz gerekiyor. Buradaki kayıp kaçak oranı yüzde 50’lere kadar çıkıyor. Bunun içinde bizlerin yani teknik elemanların, mühendislerin olduğu sistemin kurgulanarak, hangi dönemde, hangi bitkiye, ne kadar su verilmesi gerektiğini öğretmemiz gerekiyor. Bütün bunları kurgularsak, inanın, yüzde 40-50’lere varan sulamada tasarruf elde etmemiz mümkün” dedi.
KAR TOPRAĞI ZARARLI BÖCEKLERDEN DE KORUDU
Bursa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Sadi Aktaş, kar yağışının göletlerdeki su oranlarının yükselmesine yararlı olacağını belirterek, topraktaki zararlı böceklerin bıraktığı yumurtaların bu soğuklarda yok olması açısından da fayda sağlayacağını kaydetti.
BARAJ VE GÖLETLER YÜZDE 80’İ YAKALAYAMADI
Kar yağmasına rağmen göletlerin, sulama barajlarının yüzde 80 doluluğu yakalayamadığını ifade eden Aktaş, Uludağ’dan beslenen göletlerin karın erimesi ile yüzde 80’e ulaşabileceğini kaydetti. Doğancı ve Boğazköy Barajı’nın bu şekilde beslendiğini söyleyen Aktaş, küçük çaplı göletlerde oranın yüzde 50’nin altında olduğunu aktardı.
2022 YILINDA ÜRETİM POTANSİYELİ DÜŞECEK
Dünyada enerji fiyatlarının yükselmesinin her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de çiftçiyi sıkıntıya soktuğunu belirten Aktaş, “Ekonomik olarak çiftçinin durumu iyi olmadığından, zayıf yakalandık. Yüksek fiyatlardan ilacımızı ve gübremizi kullanmakta sıkıntı yaşıyoruz. Çiftçinin, Tarım Kredi’ye geçmiş dönemden borçları var. Tarlaya atacağı gübreyi de oradan vadeli alma şansı yok. Bayiler vadeli alımları iptal etti zaten. 2022 yılında üretim potansiyeli düşecek. Verim kaybı bugünden belli zaten. Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da bunu açıklıyor. Diğer bölgelerden de ziraat odası başkanları, bunu yukarıya bildiriyoruz” dedi.
GÜBRE VE SU KULLANIMI
Gübre fiyatları için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ve bölge milletvekillerinin çalışma yaptıklarını söyleyen Aktaş, “Şu ana kadar gözle görülür düşüşler yapmadılar. Sulama suyunda sıkıntı var. Tarımsal sulamada kullanılan suyun, sulama bedellerinde yüksek bir artış bekleniyor. Hesapları ona göre yaptılar. Şu ana kadar açıklama yapamadılar ama tahminleri, ne kadar yapacakları hazırladılar. Bu da büyük sıkıntı bizim için” diye konuştu.
FİYAT DÜŞERSE KAYBI AZALTABİLİRİZ
Girdi maliyetlerinin yükseldiğini ifade eden Aktaş, “Çiftçi gübreyi kullanamazsa rekolte düşüşü bütün ürünlerde yaşanacak. Şu anda buğday ekimleri yapıldı. Gübreyi 25 kilogram atıyorsa, 10 kilogram atan çiftçilerimiz var. Orda bir kaybımız var. Bir de bunun mart ayında çimen gübreleri atılacak. Fiyatlar bu şekilde olursa gübre atamaz veya az atarsa, verim düşüşüne sebep olur. Yeterli gübre kullanılmazsa buğdayda kaybı yüzde 50’lerde görüyoruz. Gübre fiyatlarında düşüş olur ve kullanılabilirse bu kadar kayıp yaşamayız. Sıkıntıyı azaltmış oluruz. Kaybı yüzde 20’lere düşürebiliriz” dedi.
ARACILAR, ÜRETİCİNİN 3 MİSLİNE SATIYOR
Bugünlerde patlıcan, taze kabak, salatalık için pahalı diyenlerin olduğunu söyleyen Aktaş, bunları üretenlerin havalar soğuyunca ısıtma sistemi kullandıklarını belirterek, çiftçinin maliyetinin arttığını kaydetti. Asgari ücretle çalışanın patlıcanı alıp yiyemediğini ifade eden Aktaş, “Onların bizim için gündemde kalması önemli değil. Temel ihtiyaç değil. Patates, soğan, un, şeker; bunlar temel ihtiyaç. Bunlar aşırı derecede yükselirse sıkıntı. Günümüzde o da yükselmeye başladı. Üreticide yükselmiyor tabi bu. Aracılar tarafından tüketiciye gelene kadar; üreticinin kazandığının 3 misli fazlaya satılıyor. Soğanı 1,5TL’ye alan yok. Markete gitseniz 3 TL’nin altında soğan alamazsınız. Patatesi 5 TL’nin altında alamazsınız. Çiftçi 1,5 TL’ye satarsa ayakta kalmaya çalışıyor. Tabii ki para kazanmıyor” dedi.