Güncelleme Tarihi:
BURSA (AA) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, terör sorununu bitirmek için gayret ettiklerini ve akılcı adımlar attıklarını belirterek, "Elinde silah olan, silahını kullanan, şiddet kullanan, masum insanların kanına giren eşkıya ile konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Onların anladığı dilden ancak konuşabiliriz. Onu da yerine getiriyoruz" dedi.
Arınç, ilçede bir düğün salonunda düzenlenen AK Parti Orhangazi Olağan Kongresi'nde ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hükümeti engellemeye yönelik hiçbir çabanın başarıya ulaşamadığını söyleyen Arınç, "Onlara şunu yapsak da şöyle bitiriversek" şeklindeki planların tutmadığını dile getirdi.
Erkan Mumcu'nun çıkarıldığını, grup kuracak kadar milletvekili verildiğini ancak şimdi hem onun hem de partisinin ortada olmadığını ifade eden Arınç, "Abdüllatif Şener partisini kurdu, 'İktidara geleceğim' dedi. Kendisi de partisi de yok. Son zamanlarda aramızdan ayrılanlar, uyduruk uyduruk partiler kurdular. Zorla 30 kişiyi bir araya getirdiler, 7 tanesi ikinci gün firar etti, 'Ben bunları tanımıyorum' dedi ama daha akılcı davranabilirler, daha akılcı politikalarla bizi zaafa uğratmak isteyebilirler" ifadesini kullandı.
- "Aramızdaki dedikodulara hiç fırsat vermeyeceğiz"
Arınç, her zamankinden daha çok birbirleriyle dayanışma içinde olacaklarını, kucaklaşacaklarını vurguladı.
"Aramızdaki dedikodulara hiç fırsat vermeyeceğiz" diyen Arınç, bu memlekete AK Parti hükümetinin lazım olduğunu söyledi.
Tekrar geriye gidiş olmadığını kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
"Üçü de beşi de gelse cihana meydan okuyacağız ki dördüncü dönem iktidarımız ile ondan sonra dört altın yıl kazanacağız. 2019'a kadar hiçbir seçim yok. Dört altın yılda da Orhangazi'yi dört defa altınla bezeyeceğiz inşallah. Çok bereketli bir partiyiz. Biz cumhurbaşkanı yaptık sayın Başbakanımızı. Bu parti çok şükür Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu, 3 başbakan çıkardı. Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, iki cumhurbaşkanı çıkardı. Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, 4 meclis başkanı çıkardı. Allah'a ne kadar dua etsek, şükretsek azdır."
- "Benden önce gazoz kapağı açar gibi basit şeyleri bile..."
Arınç, böyle güçlü bir partinin görülmediğini, 365 ile de 346 ile de 320 küsur ile de geldiklerini hatırlatarak, hep güçlü olarak iktidara gediklerini ve güzel işler yaptıklarını anlattı.
AK Parti'nin, hizmetleriyle her yerde iz bıraktığını belirten Arınç, şunları kaydetti:
"Bugün Türkiye'de nereden nereye giderseniz, üzerinde yürüdüğünüz yol benim eserimdir; AK Parti'yi kastediyorum. Üniversite varsa benim eserimdir. Havaalanı, okullar varsa benim eserimdir. Ben AK Parti'yim. Benden önce gazoz kapağı açar gibi basit şeyleri bile ülke bayağı alkışlıyordu. Şimdi ben 470 katrilyonluk bütçe ile Türkiye'yi idare ediyorum ve hamdolsun her şeyi yapıyorum. 1 milyon dolar kredi bulmak için Avrupa kapısında saatlerce ayakta bekletilenler gitti, IMF'ye 'Sana lazımsa 5 milyar dolar da ben borç vereyim' diyen hükümetler geldi."
Başbakan Yardımcısı Arınç, milletin, kendilerine boşuna oy vermediğini, güvendiği için seçtiğini ifade etti.
- "Kimsenin başını zorla kapatmak, açmak iddiasında değiliz"
Anadolu insanının, geçmişte kıyafetinden dolayı horlandığını anımsatan Arınç, bu sırada duygulanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi kıyafetini üniversitede çalıştığı yerde, okulda, kamuda, her yerde temsil edebiliyor. Geçtiğimiz günlerde baktım, şöyle bir eski günleri hatırladım. Merve Kavakçı gözümün önüne geldi. Nasıl salondan hakaretlerle çıkarıldığını hatırladım. Orada 6 kardeşimi gördüm. 'Ya Rabbi sana hamdolsun' dedim. Hemen yanı başımda stenograflar oturur. Pek çoğumuz bilmez, başkan kürsüsünün önünde şöyle bir yarım daire vardır. Orada da her konuşanın ayrıca konuşmasını not eden stenograflar oturur. Ben gelinceye kadar Meclis Başkanlığında stenograf sayısı çok azdı. Kendi aralarında bazen sabahlara kadar çalışıyorlardı. İlk defa 30 kişilik stenograf kadrosu çıkardım. Onları sınavla aldım, yetiştirdim. O stenograflara şöyle bir baktım. Başı örtülü stenograf vardı. Allah'a hamdettim. Çok şükür bugün öğretmenler, okullara gidiniz, adliyelerde çalışan kızlarımız, zabıt katibelerimiz. Şu anda hakimler için böyle bir imkan yok ama Türkiye'deki bütün kamu dairelerinde tapu kadastrolar, belediyelere kadar çok şükür kıyafet ayrımcılığı yok."
Arınç, herkesin istediği kıyafetle çalışmasını istediklerini ifade ederek, "Kimsenin başını zorla kapatmak, açmak iddiasında değiliz. Kadın kendisini karar versin kendi kıyafetine; istediğimiz budur ve hiç kimse başındaki örtüsüne, başındaki saçına el uzatmasın. İstediğimiz tek şey bu. Çok şükür iyi gidiyoruz" ifadesini kullandı.
- "Hangi dinden, hangi mezheptendir diye bakmıyoruz"
Ülke sınırları dışında çok acı olaylar yaşandığına da değinen Arınç, Türkiye'nin ise bir huzur adası gibi olduğunu vurguladı.
Bülent Arınç, herkesin gözünü Türkiye'ye diktiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Dün ekonomi zirvesinde kapanış konuşmasını ben yaptım. 70 ülkeden 700 yatırımcı ve katılımcı vardı. Bir kısmı gitmişti. Son gün katıldım. Orada Afrika'dan, Ortadoğu, Uzakdoğu'dan gelen, Batı'dan sınırlı sayıda sanayici iş adamı, yatırımcı, bankacı vardı. Onlara Türkiye'deki istikrarın sebeplerini anlattım. Türkiye'deki gelişmelerin sırrını anlattım. Sadece rakam vermedim. Tabii orada Birleşik Arap Emirlikleri'nden, Suudi Arabistan'dan, Katar'dan, Kuveyt'ten diğer ülkelerden de yatırımcılar vardı. Onlara da ümit verdim. 'Bu olaylar bir gün bitecek' dedim. Biz bu ülkelerdeki insan hakları ihlallerine de kayıtsız kalmıyoruz. Bakın 1,5 milyon Suriyeli can havliyle bize geldi. Biz bunları barındırıyoruz. 200 bin Kobani'den geldi, barındırıyoruz. 40 bin Yezidi geldi, barındırıyoruz. Hangi dinden, hangi mezheptendir, hangi etnik kökendendir diye bakmıyoruz. 'Aman Allah, beni kurtar' diyen herkese kucağımızı açıyoruz. Hollandalılara, Avusturyalılara onu söylüyorum; ya siz Suriye'ye komşu olan ülke olsaydınız ve bu kadar insan size gelmek istese alır mıydınız? 'Haşa ve zinhar' diyorlar. Akılları bile almıyor ama biz alırız. Çünkü Osmanlı öncesi Selçuklu Müslümanlığı ne zaman kabul etmişsek o günden bu yana kapımıza aman dileyerek gelmiş olan hiç kimseyi reddetmedik. Onun canını bizim canımız, namusunu bizim namusumuzdur bildik. Evet sıkıntı var. Sadece maddi değil, elbette bu kadar insanın Türkiye'ye gelmiş olması önemli ama inşallah kısa zamanda o ülkelerde de demokratik rejimlerle iktidara gelenler olacak ve buradan kendi ülkesine gidenler bize ömür boyu şükran duyguları ile veda edecekler. 'Siz olmasaydınız hayatta olmazdık' diyecekler. Türkiye her zaman bu alicenaplığını göstermiş güzel bir memlekettir."
- Çözüm süreci
Ülke dışındaki ve içindeki meseleleri çözdüklerini anlatan Arınç, bunun için çabaladıklarını belirtti.
Çözüm sürecine de değinen Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Terör meselesini bitirmek için gayret ediyoruz. Akılcı adımlar atıyoruz. Kamu düzeni sağlanmadan size hiçbir şey söylemez ve hiçbir şeyi kabul etmeyiz. Hem elinizde silah olacak, hem de çözüm sürecini konuşacağız. Hem sokakları yakıp yıkacaksınız hem de çözüm süreci var diye üzerine yatacağız öyle mi? Yok öyle bir şey. Elinde silah olan, silahını kullanan, şiddet kullanan, masum insanların kanına giren eşkıya ile konuşacak hiçbir şeyimiz yok. Onların anladığı dilden ancak konuşabiliriz. Onu da yerine getiriyoruz. Herkes müsterih olsun."
(Bitti)