Güncelleme Tarihi:
Koronavirüs nedeniyle iş hayatında yaşanabilecek olumsuzları aşmak ve istihdam oranını korumak için alınabilecek tedbirlerle ilgili değerlendirmede bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabahattin Yürekli, 4 ana başlıktan ilerledi. Açıklamasında önce kanun ile ilgili hükümleri hatırlatan Yürekli, ardından yapılabilecek iyileştirmeler veya değerlendirmelerde bulundu.
1- 6 AY YA DA DAHA UZUN SÜRELİ OLMASI YERİNDE OLUR
İlk olarak 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği başlığı altında yer alan ek madde 2’de ‘Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya iş yerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, iş yerinde 3 ayı aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir’ hükmünü belirten Yürekli, şunları söyledi:
“Ülkemizde de yüzleşmek zorunda kaldığımız koronavirüs, ek madde 2 kapsamına giren bir durumdur. Kanunda kısa çalışma süresi 3 ay ile sınırlandırılmıştır. Ek Madde 2’de, yer alan kısa çalışma ödeneğinin süresini 6 aya kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır. Daha önce ülkemizde 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Geçici 8’inci maddesinde, ‘2008, 2009 ve 2010 yıllarında kısa çalışma için yapılan başvurulara münhasır olmak üzere, ek 2’nci maddenin ikinci fıkrasında kısa çalışma için öngörülen azami 3 aylık süre, 6 ay olarak uygulanır’ şeklinde bir düzenleme yapılmıştı. Virüs salgınının ne kadar süreceği konusunda bir bilinmezlik olduğu için, bu sürenin 6 ay ya da daha uzun süreli olacak şekilde bir düzenleme yapılması yerinde olacaktır.”
2- SON 3 YIL İÇİNDE 450 GÜN SİGORTALI OLMA
Aynı kanunda yer alan Ek Madde 2/3’te, ‘Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç İşsizlik Sigortası hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir’ düzenlemesi yapıldığını söyleyen Yürekli, buna göre işçinin, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kısa çalışma ödeneği alabilmesi için fesih dışındaki İşsizlik Sigortası hak kazanma koşullarını taşıması gerektiğini hatırlattı. Bu duruma ilişkin düzenleme yapıldığını anımsatan Yürekli, 30.6.2020 tarihine kadar koronavirüs kaynaklı zorlayıcı sebep gerekçesiyle yapılan kısa çalışma başvuruları için kısa çalışma başlama tarihinden önce son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan, son 3 yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp, İşsizlik Sigortası Primi ödenmiş olması şeklinde uygulandığını kaydetti.
TÜM ÇALIŞANLAR KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ ALMA HAKKINDAN YARARLANDIRILMALI
Bu koşulu taşımayanlar için, ‘Kısa çalışma süresini geçmemek üzere son işsizlik ödeneği hak sahipliğinden kalan süre kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya devam eder’ şeklinde değiştirildiğini söyleyen Yürekli, “Yapılan bu değişiklik tam anlamıyla ihtiyacı giderecek nitelikte değildir. Hükümdeki ‘Kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 60 gün hizmet akdine tabi olanlardan son 3 yıl içinde 450 gün sigortalı olarak çalışıp, işsizlik sigortası primi ödenmiş olma koşulu, bu tip toplumsal vakalarda oldukça ağır bir koşuldur. Hükümde sadece ‘Bu koşulu taşımayanlar, kısa çalışma süresini geçmemek üzere son işsizlik ödeneği hak sahipliğinden kalan süre kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya devam eder’ düzenlemesi önceden işsizlik ödeneğine hak kazanıp da, ödeneği alınmayan kalan süreye ilişkindir. 7226 sayılı kanunla getirilen koşulları taşımayan çok sayıda işçi kısa çalışma ödeneği hakkından yararlanamayacaktır. Bu hüküm yerine tüm çalışanların kısa çalışma ödeneği alma hakkından yararlandırılması yerinde olurdu” diye konuştu.
3- İŞÇİYE FESİH HAKKI TANINMALIDIR
- İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı konusuna da değinen Yürekli, İş Kanunu madde 24/III’teki düzenlemede, ‘İşçinin çalıştığı iş yerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçi, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir’ hükmünü anımsatarak, bir haftadan fazla süre ile işin durması arandığı için, iş yerinde iş durmadığı sürece işçinin haklı nedenle fesih hakkı bulunmadığını kaydetti. Koronavirüsten tüm ülkenin etkilendiğini belirten Yürekli, “Koronavirüs Covid-19 nedeniyle işçiye, istemesi halinde iş yerinde iş durmasa da, iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı tanınmalıdır. Ayrıca; İş Kanunu madde 24/I’de işçiye haklı nedenle fesih hakkı veren sağlık sebepleri arasında işçinin kendi tutulduğu bir hastalığa dayanarak, İş Sözleşmesi’ni fesih hakkı tanınmamıştır. Koronavirüs Covid-19 hastalığına tutulan işçiye salgının devam ettiği sürede istemesi halinde İş Kanunu’nda yapılacak bir değişiklikle haklı nedenle iş sözleşmesini fesih hakkı tanınmalıdır” dedi.
4- İŞÇİ ÇIKARILMASI YASAKLANMALIYDI
- İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı konusunda İş Kanunu’nun madde 25/III’ten örnek veren Yürekli, işçiyi iş yerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde işverenin süresi belirli olsun veya olmasın, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir hükmü olduğunu kaydetti. Yürekli, bu düzenlemeye göre; işçinin koronavirüs nedeniyle iş yerinde bir haftadan fazla süre ile çalışamaması halinde, işveren isterse iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceğini söyledi. 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 41’inci maddesinde, kısa çalışma uygulamasından yararlanabilmek için gerekliliği belirten Yürekli, “İş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde 4857 sayılı Kanunun 25’inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde yer alan sebepler hariç olmak kaydıyla işveren tarafından işçi çıkarılmaması gerekir düzenlemesiyle sadece kısa çalışma uygulanan dönemde işverenin fesih hakkına bir sınırlandırma getirilmiştir. Hükümdeki iş yerinde kısa çalışma uygulanan dönemde ibaresi yeterli bir düzenleme olmamıştır. Bu hükmün yerine, tüm iş yerleri için geçerli olacak, Türkiye’de Koronavirüs Covid-19 vakasının görüldüğü tarihten itibaren, İş Kanunu madde 25/II’de yer alan haller hariç, işveren tarafından işçi çıkarılması yasaklanmalıydı” diye konuştu.