ABD’NİN radarındayız

Üretime 1983 yılında başlayan Yeşim Tekstil, bugün 144 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 325 bin metrekare alan üzerinde faaliyet gösteriyor. Bünyesinde 4 bini aşkın istihdam sağlayan firma, hazır giyimde Nike, ev tekstilinde ise Matheis - Schlafgut gibi firmalarla stratejik ortaklık yapıyor. Yeşim’in üretim yaptığı diğer markalar arasında Under Armour, Zara, Pull&Bear, Bershka, Esprit, Tommy Hilfiger, Tommy Jeans, Lacoste, Polo Ralph Lauren, Calzedonia, Guess, Mudo, Aldi, Horizonte ve Tchibo gibi markalar yer alıyor.
Günlük üretim kapasitesi 50 ton örme, 60 ton boyama, 100 bin metre baskı ve 150 bin adet hazır giyim ile 100 bin adet ev tekstili olan Yeşim, 2019 yılını yüzde 10’luk büyüme, 385 milyon dolarlık ciro ve 350 milyon dolarlık ihracat değeri ile kapattı. Türkiye’deki üretim tesislerinin dışında Mısır’da da fabrikaları bulunan Yeşim, Moldova’da da üretim yaptırıyor. Ülke sınırları içerisinde birçok firmaya fason üretim de yaptıran Yeşim Tekstil, 2019 yılında devlet teşviki ile Ağrı Tekstilkent Bölgesi’nde yeni bir üretim tesisi hayata geçirdi. Ağrı’da yaklaşık 400 çalışan sayısını 3 yıl içinde 5 bine yükseltmeyi hedefliyor.

PİYASADA CANLANMA GÖRÜYORUZ

Mart ayından itibaren Türkiye’de de kendini gösteren Covid-19 salgını nedeniyle tekstil ve hazır giyim sektörünün bir anda durma noktasına geldiğini hatırlatan Yeşim Tekstil CEO’su Şenol Şankaya, hızla giderken bu aydan itibaren birdenbire hız kesmek durumunda kaldıklarını söyledi. Sonrasında da zor bir dönem geçirdiklerini belirten Şankaya, “Gelinen noktada işler yavaş yavaş toparlanıyor. Devletimiz bu süreçte sanayicinin yanında oldu. Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını devletimizin desteği ile atlattık. Şimdi Avrupa’da mağazalar açıldıkça, biz de hızlanıyoruz. Şu an yeniden hızlanmaya başladık. Türkiye, Avrupalı markaların taleplerine hızla cevap vermeye başladı. Piyasada canlanma görüyoruz. Sektörümüz gelinen noktada yüzde 60 - 70 kapasite ile çalışıyor” dedi.

YATIRIMLAR DEVREYE ALMIŞTIK

Yeşim olarak 2019 yılında gerek Ağrı’da, gerek Mısır’da yeni yatırımları devreye aldıklarını anımsatan Şankaya, söz konusu salgın sürecine böylesi bir ortamda girdiklerini hatırlattı. Her şey sona erdiğinde söz konusu yatırımların da katkısı ile önemli bir atılım süreci yaşamayı ümit ettiklerini açıklayan Şankaya, ancak o seviyelere gelmelerinin epey zaman alacağını ekledi.

PLANLARIMIZI REVİZE ETTİK

Bu yıla ilişkin hedef ve stratejileri ile ilgili de bilgi veren Şankaya sözlerini şöyle sürdürdü:
“2020 yılına ait üretim stratejilerimiz, 2019’da hayata geçirdiğimiz yatırımlarımıza bağlı olarak kurgulanmış durumdaydı ancak gelinen noktada 2020 sonu itibariyle yüzde 10’luk bir kapasite kaybı yaşayacağımızı söyleyebilirim. İlk etapta bu kayıplarımızı azaltma ve sonrasında da yıl sonuna kadar olabildiğince bu hasarı onarma yoluna gideceğiz. Bu noktada yılın son 4 ayındaki performansımız son derece belirleyici olacak. Bu açıdan bakıldığında 2020’ye yönelik planlarımızı revize ettiğimizi söyleyebiliriz.”

TÜRKİYE TALEBE HAZIRLANMALI

Önümüzdeki yıl beklentisi ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Şankaya, Amerika’nın Çin’den alımlarını azaltma planlarına bağlı olarak Türkiye’yi radarına aldığını belirterek, “Sektör temsilcileri olarak gerekli kapasite ve modernleşme yatırımlarını devreye alırsak, önümüzdeki dönemde Amerika’dan, Çin’e alternatif olarak gelebilecek sipariş taleplerine yanıt verme şansı bulabiliriz. Sektörümüz açısından 2021 yılı oldukça hareketli geçecek gibi görünüyor. Türkiye bu talebe hazırlanmalı ve tüm planlamalarını ona göre revize etmeli” diye konuştu.

 

MASKE ÜRETTİK

Koronavirüs salgınına yönelik organik pamuk ve mikroflaman polyester kullanarak, örme kumaştan anti viral ve anti bakteriyel kumaş maske ürettiklerini hatırlatan Şankaya, sıkı yapısı, yüksek örtücülük ve ince tasarımı sayesinde hafif ve nefes alabilen özelliğinin bulunduğunu kaydetti. Organik pamuk kullanımına bağlı olarak biyo uyumluluk özelliğinin bulunduğunu da anlatan Şankaya, yüz formuna uygunluk gösterdiğini dile getirdi.

BELGELERİ ALDIK

Biyoteknoloji ve ilgili ürünlerde 25 yıllık deneyimi olan HealthGuard firması iş birliği sonucu ürünü geliştirdiklerini ifade eden Şankaya, maskelerin en büyük özelliklerinden birisinin temas ettiği anda virüsü durdurması olarak dile getirdi. Ürünün özelliklerini anlatmaya devam eden Şankaya, “50 yıkamaya kadar tekrar kullanılabilir olmasından dolayı sürdürülebilir özelliğiyle de öne çıkan maskeler, antibakteriyel ve antiviral yapısıyla virüse karşı yüzde 99,94’e kadar etkili. Zararlı virüs, küf, bakteri, mantar ve sporların büyümesini, çoğalmasını engelleyen kumaş; aynı zamanda nefes alıp vermede kolaylık sağlıyor. EN 14683 Uluslararası Cerrahi Medikal Test Standardına uygun, CE belgesine, ECOTEKS sertifikasına ve antivürüs test raporuna sahip olan maskelerimiz organik ve çevre dostu yapısıyla fabrikalarda, işletmelerde ve gündelik hayatın her alanında kullanılabiliyor. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından gerçekleştirilen denetimlerden başarıyla geçerek, ‘Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’ni almaya da hak kazandık” dedi.