Güncelleme Tarihi:
Halil ÖZÇOBAN/BURSA, (DHA)- BURSA'da işçileri taşıyan midibüs ile otomobilin çarpıştığı, 4 kişinin öldüğü, 11 kişinin de yaralandığı kazanın ardından 'taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek’ suçlamasıyla haklarında 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan sürücüler Cemal Gökhan Çalışkan ve Taner Bulut, ilk kez hakim karşısına çıktı.
Kaza, geçen aralık ayında, merkez Nilüfer ilçesinde meydana geldi. Cemal Gökhan Çalışkan yönetimindeki 16 SJT 66 plakalı otomobil, kontrolden çıkıp, aynı yöne giden bir otomobil fabrikasında vardiyadan çıkan işçileri taşıyan Taner Bulut yönetimindeki 16 S 2106 plakalı midibüse çarptı. Çarpmanın şiddetiyle midibüs, Erdoğan Ağtürk yönetimindeki 16 UAU 77 plakalı otomobilin üzerine devrildi.
Kazada, midibüsteki işçilerden Hakan Şibay (43), Mesut Güney (41) ve Güray Kanşıra ile 16 SJT 66 plakalı otomobilde bulunan Neslihan Namlucuoğlu (31) öldü. Gözaltına alınan sürücüler Cemal Gökhan Çalışkan ile Taner Bulut, tutuklandı. Çalışkan ve Bulut hakkında 'taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek’ suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanıklar Taner Bulut, Cemal Gökhan Çalışkan, kazada yaralananlar ile ölenlerin yakınları ve avukatları katıldı.
Otomobil sürücüsü Cemal Gökhan Çalışkan, duruşmada susma hakkını kullanarak beraatini talep etti. Midibüs sürücüsü Taner Bulut ise, hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek emniyetteki ifadelerini tekrar etti.
'İŞYERİNDEN ÇIKTIKTAN 10 DAKİKA SONRA KAZA OLDU'
Midibüste yaralanan işçilerden Hakan Ateş, işyerinden ayrıldıktan yaklaşık 10 dakika sonra kaza olduğunu belirterek, "Araçtan çıktığımda sol kolumdan yaralandığımı, araçta ölü ve yaralılar olduğunu gördüm. Kendimi kaybetmişim, kazanın tam olarak neden olduğunu göremedim. Daha önce de diğer şoför, aracı kullandığı zaman başka bir araca makas atma olayı oldu. Ancak o şoför daha yavaş olduğu için aracın kontrolünü sağlayabilmişti, bu defa vurduktan sonra şoför aracı toparlayamadı. Tahmini olarak ne kadar hızlı gittiğimizi hatırlayamıyorum" dedi.
''HIZ KONUSUNDA SÜRÜCÜYÜ UYARMIŞTIK'
Fabrika işçisi Serkan Ardıç ise, daha önce çalıştıkları servis firmasını, araçlarının hızlı gittiğine dair uyardıklarını belirterek, "Ancak hala servisler hızlı gidiyordu. Hatta olaydan bir gün önce servislerin hızlı gittiğine dair bir başka araçla münakaşa yaşandığında Taner Ağabeyi şakayla karışık uyarmıştık. Kaza günü hız konusunda uyarımız olmamıştı, ama hızımız normal seyrin biraz üstündeydi" şeklinde konuştu.
İşçilerden Ali Üstüntepe de servisin en sol şeritten gittiğini vurgulayarak, “Hızımız biraz yüksekti, ben şoförün hemen arkasında oturuyordum, kazayı net şekilde gördüm. İlk vurma anında, bir fren sesiyle çarpma sesi geldi. Sonra bizim servisimiz en sağ şeride doğru kayarak ilerlemeye başladı. Çarpmayla birlikte şoförümüz kontrolü kaybetti, en sağda beyaz bir araca arkadan çok kötü vurduk. O çarpmadan sonra ise tekrar sol şeride, bariyerlere doğru yöneldi aracımız. Bariyere çarpıp sola devrildik ve o şekilde sürüklendik. Ardından aracın şoför camından çıktık birkaç kişiyle, aracın altında kalan arkadaşlarımı gördüm, yardım etmek istedim ama çimenlerde yığılmışım, şikayetçiyim" diye konuştu.
Kazada hayatını kaybeden Hakan Şibay'ın eşi Mehtap Şibay ise servisin hızlı olmasından dolayı eşini kaybettiğini düşündüğünü söyledi.
Mahkeme heyeti, kısa bir aranın ardından sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
FOTOĞRAFLI