3 kıtada 40 ülkeye TÜRK TOHUMU

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2018 16:44

Bursa’da 1978’de sektöre adım atan May Tohum, yıllar içerisinde sektörün standartlarının oluşmasına da katkı sağladı. Sektördeki gelişmelerde de öncü rol üstlenen şirket, 1997’de Ar-Ge’ye ağırlık vererek, sadece kendi markasıyla satış yapma kararı aldı. Türkiye’nin farklı bölgelerinde bölge müdürlükleri ile tesisleri bulunan şirket, bugün üç kıtada 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor.

Haberin Devamı

3 kıtada 40 ülkeye TÜRK TOHUMU

May Tohum’un Kurucusu Mehmet Ali Yormazoğlu’nun babası gıda ve tarım ürünleri ticareti ile uğraşıyordu. Oğlu da bu alandaki çalışmalara yardımcı oluyordu. Askerden dönünce ve babası vefat edince araştırmalar yaptığı tarım ürünlerindeki tecrübesini bir adım daha ileri taşımak isteyen Mehmet Ali Yormazoğlu, ‘Türkiye’de gelecek mutlaka tohumculukta olacak. Ben bu yöne yürümeliyim’ diyerek, rotasını çizdi. Balık Pazarı’nın bulunduğu yerde şirketini kurdu.
İlk yıllarda tohumculuğun neredeyse tamamı devletin kontrolündeki kurumlar tarafından yapılıyordu. Yine o dönemlerde hem tohum ithalatı, hem de ihracatı yoktu. 1980 sonrası liberal ekonomi modelinin uygulanmasıyla önce ithalat başladı. May Tohum, o dönemler yerel sebze tohumlarını üreten ve satan küçük bir tohum şirketiyken, önce ABD’li Asgrow tohum şirketinin temsilciliğini üstlendi.
İhracat da öncelikler arasındaydı. Ancak bu konuda bazı eksikler vardı. Bu eksiklerin başında ülkemizin sertifikasyon sistemi bulunuyordu. Türkiye’de Tohumculuk Yasası 1960’lardan kalmaydı. Herhangi şekilde uluslararası anlamda tohum satmak mümkün değildi. O dönemde Mehmet Ali Yormazoğlu’nun da içinde bulunduğu öncü bir ekip tarafından Türkiye Tohumculuk Endüstri Derneği kuruldu. May Tohum ilk ihracatını ise İtalya ve İspanya’ya gerçekleştirdi. İhracatla birlikte tam standartlarda üretim konusunda gelişmeler yaşandı. Yatırımlar uluslararası gerçeklere göre yapıldı.
Yatırımlarla şirket büyüdü ancak dünya koşullarını göz önünde bulundurunca bu işin fason ile olmayacağını gördüler. Büyümeleri için gerekli olan önemli bir stratejik karara imza attılar. ‘Artık Ar-Ge’ye yatırım yapmalıyız’ diyerek 1997 yılında yurtdışından yabancı uzmanlar getirerek, ayçiçeği tohumunda Ar-Ge faaliyetlerine başladılar. 1999’da da mısırla ilgili Ar-Ge çalışmasına başladılar. Bu ürünlerin ardından ürün gamını genişlettiler.

Haberin Devamı

40’TAN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT

Haberin Devamı

May Tohum markasıyla tohum üretimi ve satışı yapmaya başladılar. May Tohum, bugün Bursa merkez olmak üzere 30 bin tondan fazla üretim kapasitesine sahip iki üretim tesisi, yurt içinde 8 bölge müdürlüğü, yurt dışında da 5 ülkede satış ofisi ve çalışanları ile hizmet veriyor. Şirket bünyesinde 63’ü satış-pazarlama ve teknik ekipten olmak üzere 120’den fazla ziraat mühendisi istihdam ediyor. Farklı bölgelerde Ar-Ge istasyonları ile yurt içi tohum satışının yanı sıra 40’ın üzerinde ülkeye markalarıyla tohum ihracatı yapıyor. Ülke genelinde yaklaşık 2 bin 500 noktada bulunan kurum ve bayi ağı ile tohumlarını üreticilerle buluşturuyor ve kendilerine verimli üretim yapmaları için gerekli teknik destek hizmetini sağlıyor. Geliştirdikleri çeşitlerin lisans haklarını satıyor ve ülkeye yüksek katma değer sağlıyor.

Haberin Devamı

ŞİRKETİ YAPILANDIRILDI

3 kıtada 40 ülkeye TÜRK TOHUMU

May Tohum Yönetim Kurulu Üyesi Hamdi Çiftçiler, 2012’de 25 türde 250’den fazla çeşit ile çalıştıklarını hatırlatarak, dünyadaki konsolidasyona göre şirkette yapılanma gerçekleştirdiklerini kaydetti. Yaptıkları çalışmalar sonrası yüzde 65 tür ürünü iptal ettiklerini belirten Çiftçiler, “Global anlamda rekabet edemeyeceğimiz tüm işlerden çıktık. Antalya tesisini sattık. 5 tür agronomik, 5 tür sebzeye odaklanıp, dünya çapında satışlar için çalışmaya başladık. Şirketi tamamen yapılandırdık. Ayçiçeği, mısır, pamuk, tatlı mısır ve fasulye ana ürünlerimiz. Bunları tamamlayanlar ile birlikte toplam 10 türde çalışıyoruz. Uluslararası anlamda ciddi oyuncuyuz” diye konuştu.

Haberin Devamı

DÜNYA OYUNCUSU OLACAKLAR

Temel değişiklikleri Türkiye’de uygulayan kurumlardan birisi olduklarını vurgulayan Çiftçiler, hedefleri ile ilgili şunları söyledi: “Gelişen ihtiyaçlara bağlı olarak tesislerimizin üretim kapasitesini arttırmaya yönelik yatırımlarımız da devam ediyor. Globalde tarım sektöründeki gelişen teknolojileri yakından takip ediyor ve yatırımlarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Sektördeki yeni teknolojilerden olan drone teknolojisinin Ar-Ge ve üretim faaliyetlerimizde kullanımı konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye’de tarım sektöründe Ar-Ge’ye en çok yatırımı yapan marka biziz. Yıllık ciromuzun yüzde 8’ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Tarla bitkilerinde hibrit ayçiçeği, hibrit mısır, pamuk ve sebzede fasulye türlerindeki yatırımlar, rekabetçi çeşit geliştirme ve geliştirilen çeşitlerin Avrupa Birliği, Karadeniz kuşağı, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’ya kadar olan coğrafyada en etkili şekilde kayıt altına alarak, tanıtıp pazarlama temeline dayanmaktadır. En önemli ana planımız 2012’de koyduğumuz strateji paralelinde öncü belirlediğimiz 4-5 türde mutlaka dünya çapında oyuncu olmak istiyoruz. ”

Haberin Devamı

HER YIL 5 YENİ TOHUM ÇEŞİDİ

3 kıtada 40 ülkeye TÜRK TOHUMU

May Tohum Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Üyesi Yusuf Yormazoğlu, yerinde ıslah stratejileri doğrultusunda gerçekleştirdikleri Ar-Ge çalışmaları sonucu, pazara her yıl ortalama 5 yeni tohum çeşidi sunduklarını belirterek, “Yetiştirileceği bölgelerin iklim ve toprak yapısına uyumlu, hastalık ve zararlılara yüksek dayanımlı, verimliliği yüksek, kaliteli tohum çeşitlerimiz, hem yurt içinde hem de uluslararası pazarda tercih edilen, rekabet gücü yüksek çeşitler olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Bu da çalışmalarımızın karşılığını aldığımızı gösteriyor” diye konuştu.

TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR TARIM ÜLKESİDİR

Sektör ile ilgili değerlendirmede de bulunan Hamdi Çiftçiler, “Türkiye’de tarım sektörünün değerlendirilmesinde çok ciddi bir yanlış olgunun var olduğunu düşünüyoruz. Ülkemiz tarımsal verimlilik, üreticilerimizin teknolojiye ulaşımı ve kullanımı, mevcut ve çok ciddi şekilde gelişmekte olan sulama alt yapısı ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında en büyük tarımsal ürün üreticisi ülkesidir. Tarım ihracatı, ithalatının 1,5 katı olup, 17 milyar dolar seviyesindedir. Gerek birim alan verimliliği, gerekse üretim ölçeği ve ihracat potansiyeli anlamında çok güçlü bir tarım ülkesidir. Biz, Türkiye’de tarımın ve tarım teknolojisi kullanan üretim gücünün daha da gelişeceğini düşünüyor ve yatırımlarımızı bu gerçeklere bağlı olarak sürdürüyoruz” dedi.

AKADEMAY PROJESİ

Tarım sektöründe yaşadıkları sıkıntılardan da bahseden Yusuf Yormazoğlu, “İyi eğitim almış, yetişmiş iş gücünün yetersiz olması ve eğitim müfredatının kapsamının bu iş gücünün gelişimini sağlayacak yeterlilikte olmayışıdır. Türkiye’deki üniversitelerin Ziraat Fakülteleri’nde eğitim gören ve mezun olduktan sonra tarımsal üretimde, Ar-Ge ve yayımda görev alacak mühendis adayları, eğitim dönemleri boyunca çok kısıtlı şekilde pratik yapma imkanı bulabiliyor. Bitkilere dokunmadan onları tanımaya, iklimi, toprağı yaşamadan bu faktörlerin üretecekleri mahsul üzerindeki etkilerini anlamaya çalışıyorlar. Uygulamanın, saha deneyiminin çok önemli olduğu sektörümüzde bu soruna çözüm üretmek adına 2005 yılında, Akademay ismini verdiğimiz bir proje geliştirdik. Projemizle, mühendis adaylarının uygulama alanındaki mesleki gelişimine katkı sağlıyor, sektöre nitelikli kalifiye istihdam konusunda katkı sağlıyoruz. Projemiz kapsamında, her yıl, ziraat fakültelerinin 2’nci sınıf öğrencilerinden belirlediğimiz kriterlere uyan adayları seçiyoruz. Şirketimizde istihdam fırsatları çıktığında da bu adaylara öncelik veriyoruz” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!