Öztürk Sarıca, Lisinia'yı anlattı

Güncelleme Tarihi:

Öztürk Sarıca, Lisiniayı anlattı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 26, 2018 11:23

Öztürk Sarıca, Lisinia'yı anlattı

Haberin Devamı

 

Mesut MADAN/BURDUR, (DHA) - LİSİNİA Doğa Proje Alanı sorumlusu Öztürk Sarıca, katıldığı sohbet programında Lisinia Projesi'nin çıkış nedenini ve hedeflerini anlatırken, Burdur Gölü'nün durumuyla ilgili konuştu.

Burdur Birlik Vakfı'nın Vakıf Kütür Evi'nde her hafta düzenlediği sohbet programının bu haftaki konuğu Lisinia Doğa Proje Alanı sorumlusu Öztürk Sarıca oldu. Lisinia'nın çıkış noktasının ailesindeki kanser hastalıkları olduğunu söyleyen Sarıca, "Bu proje ailemin hatırası için yapılan bir proje. Biz mümkün olduğunca kendimiz bir şeyler yapmaya çalıştık. Projenin çıkış noktası ailemizdeki kanser hastalığıdır. Ailemizden 3 kişi kanserden öldü. Annem kanser, babam kanser, kardeşim yok. Ailemin belirli birikimleri var. O psikolojiyle paranın hiçbir işe yaramadığını görüyorsunuz. Genelde kaybettiklerinizin arkasından bir şeyler yapılır. Biz bu noktada insanları kanser konusunda bilinçlendirelim istedik. Bir şeyler yapmak gerektiğine karar verdik. Asıl problemin kimyasallar olduğunu gördük. Bu proje aslında bizim ailemizin anısına yaptığımız bir projedir, destek, hibe kabul etmememiz bu konuyla alakalı" dedi.

'ÇOK ZORLU SÜREÇLER YAŞADIK'

Farklı şeyler yapanların her zaman sorgulandığını vurgulayan Öztürk Sarıca, "Acaba neden? Çünkü algı farklı, bu kişi bunu neden yapıyor. Aslında ben çok kişinin kafasını karıştırdığımın ve uykusunu kaçırdığımın farkındayım. Pek çok insan aynı şeyi düşündü; 'Bu ne yapmaya çalışıyor, ne kazanacak, derdi ne?' sorusunu sordu. Hep buna alışmışız. 'Ne kazanacaksın ne koydun ne kazanacaksın?' Hep para derdindeyiz. Benim ailemden hiç kimse bir şey götürmedi. Ben de götürmeyeceğim. Öbür tarafa para gitmiyor. Para bir işe yarayacaksa bu dünyada işe yaramalı. Proje çok zorlu bir süreçti. Gittiğimiz her kurumda sorgulandık. 'Asıl bunun beklentisi ne?' sorularıyla karşılaştık. Ailemizi kanserden kaybettik. Bunun ötesinde bir şey var mı? Onların anısına bir şey yapacağız. 'Kazancın ne olacak' diyenlere 'Kazancımız insan olacak' dedik. Ben yattığımda rahat uyumak istiyorum. Çok zorlu süreçler yaşadık. Hep Allah'tan sabır diledim. 'Doğru yoldayım' dedim, sonraki süreçte bazı devlet büyüklerimiz yaptıklarımızın doğru olduğunun farkına vardılar ki çok güzel destekler bulduk" diye konuştu.

'BURDUR'UN İKLİMİ ÇOK DEĞİŞİR'

Burdur Gölü konusunda ciddi anlamda kaygılı olduğunu da anlatan Öztürk Sarıca, şöyle dedi:

"Bazen bana 'Burdur Gölü sadece senin derdin mi?' diyorlar. 'Hayır' diyorum. Herkes bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sorunu iyi tespit etmemiz lazım. Sorun belli, büyükbaş hayvancılık ve özellikle su tüketen bitkiler. Bu konunun çözümü belli. Büyükbaş hayvancılık yapanları, su tüketmeyen tıbbi aromatik bitkiler ve küçükbaş hayvancılık konusunda desteklerseniz bir anlamda siz sularınızı kurtarmış olursunuz. Başka yolu yok. Olsa da keşke yapılsa. Akdeniz'den su getirip, gölü kurtarmak çok afaki bir şey. Şu olabilir; çekilen alanlardaki tuzcul bitkiler o alanı kapatırsa belki göl zararsız şekilde çekilip kaybolabilir ama bu sefer de Burdur'un iklimi çok değişir. Bizden sonraki kuşaklar susuz bir ortamda doğacakları için belki yaşayabilirler ama bizler alışmış olduğumuz iklim koşullarından öteye geçtiğimizde, yaşlandığımızda zor olacak yaşamak. Bitkisel yapı değişecek, iklim değişecek, bir anda karasal iklimin en sert noktalarını görmeye başlayacaksınız. Tabii ki Burdur ve Burdurlu için çok zor."

Birlik Vakfı Burdur Şubesi Başkanı Sebahattin Akkaya da Öztürk Sarıca'nın Türkiye'de bir ilki başardığını söyledi.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!