Güncelleme Tarihi:
BOLU (AA) - Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Büşra Çimen Şeker, bağışıklık sistemini zayıflatan kanser ve kronik hastalıklara sahip kişilerin zatürre risk grubunda olduğunu söyledi.
Şeker, gazetecilere, akciğer iltihabı olarak adlandırılan zatürrenin (pnömoni), daha çok bakteri ve virüs gibi enfeksiyon organizmalarından oluşabileceği gibi radyasyon, ilaç kullanımı, alerjik hücreler sebebiyle de ortaya çıkabildiğini anlattı.
KOAH, astım, şeker, kronik karaciğer hastalıkları, böbrek yetmezliği, kanser ve bağışıklık sistemini baskılayan hastalığı olanlar ile toplu alanlarda yaşayan kişilerin zatürre riski altında olduğunu aktaran Şeker, "Bu tip hastalar, bağışıklık sistemini baskılayacak ilaç kullananlar ve kanser hastalığı olanlarda hastalık seyri daha kötü gidebilmektedir. Bunlar risk grubunda olduğu için daha erken davranmak gerekir." diye konuştu.
Şeker, zatürrenin, hastayla yakın temasta olan, aynı mutfak gereçlerini kullanan ya da havlu gibi aynı özel eşyaları kullanan kişilere bulaşabileceğini belirterek, "Yine aynı ortamda öksürük ve hapşırığa daha çok maruz kalan, aynı ortama soluyan hastalarda karşımıza çıkmaktadır. Yalnız, hastaya mikroorganizma bulaştı diye hasta olacak kaidesi yok. Mikroorganizmanın hastanın bağışıklık sisteminin süzgecinden geçmesi gerekir. Bu sebeple mikroorganizmayı alan herkes zatürre olmayacaktır." şeklinde konuştu.
Zatürrenin teşhis ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler veren Şeker, "Toplum kaynaklı tedavide hastada cevap göremediğimizde daha farklı organizmalara göre antibiyotik spektrumumuzu yavaş yavaş genişletiyoruz. Yine iyileşmeyen zatürrelerde altta yatan kanser durumu, bağışıklık sistemini baskılayacak durum var mıdır, neden hastamız iyileşmiyor ya da tüberküloz vakası olabilir mi... Bunları gözden geçirmemiz gerekir. Genel olarak tedaviyle iyileşme oranlarımız yüksektir." ifadesini kullandı.
Şeker, zatürrenin ölümcül seyredebilen hastalık olduğuna işaret ederek, hastalıktan korunma ve iyileşmek için temizliğin çok önemli olduğunu, özellikle beden ve yaşanılan ortamın temizliği ve kapalı ortamların havalandırılmasının çok önem arz ettiğini kaydetti.