IHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 2015 13:14
DR. ALTUNOK, HER HAFTA KENDİSİNE 20 İLE 30 HASTANIN İSHAL VAKASINDAN BAŞVURDUĞUNU SÖYLEDİ.
Bitlis Devlet Hastanesi’nde görevli enfeksiyon uzmanı Dr. Elif Sargın Altunok, kentteki ishal vakalarının genellikle kaynak sularından kaynaklandığını söyledi.
Enfeksiyon Uzmanı Elif Sargın Altunok, şebeke ve klorlu su kullanmayanlarda daha da fazla ishal vakası görüldüğü belirtti. Klorsuz ve şebeke suyu kullanımın yanı sıra yaz sıcaklığında da ishal vakasında artış görüldüğünü anlatan Altunok, her hafta 20 ile 30 hastanın ishalden başvurduğunu söyledi. İshal hastalığının enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji dışkılama sayısında artışla beraber dışkının şekilsiz bir hal alması olarak tarif edilen bir bağırsak hastalığı olduğunu belirten Elif Sargın Altunok, “Mikrobik ya da mikrobik olmayan birçok sebeple ishal ortaya çıkabilir. İshal nedenlerinin başında mikrobik ishaller gelmektedir ki, yaz aylarında sıklığı artan yaz ishalleri de bu gruptandır. Mikrobik ishaller, dünyanın her yerinde sık görülmekle birlikte sosyo ekonomik durumu düşük, etkili sanitasyonim kanlarına sahip olmayan ülkelerde daha fazla görülmektedir. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde çocuk ölümlerinin önde gelen nedenleri arasındadır. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve vücut direnci düşük kişilerde ölümle sonuçlanan ciddi sıvı kayıplarına neden olduğu bilinmektedir” diye konuştu.
İshal vakalarının özellikle yaz aylarında arttığını belirten Altunok, “Sıcakların artmasıyla birlikte ishal etkeni olan mikroplar daha hızlı çoğalmaktadır. Seyahatler artmakta ve beslenme düzeni değişmektedir. Besinleri soğuk zincirde tüketiciye ulaştırmak zorlaşır. Havuz ve denizlerde kontamine su yutulmaktadır” dedi.
Yaz sıcaklarında artış gösteren ishal vakalarının belirtilerini anlatan Altunok, “Kişinin günlük dışkılama sayısının artması, kıvamının sulu olması, kanlı ve sümüksü olmasıyla anlaşılır. Ağrısız olabildiği gibi mide krampları, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ateş eşlik edebilir. Dışkılamadan sonra tam rahatlayamama hissi diğer bir belirti olabilir. Sıvı kaybına bağlı olarak dil kuruluğu, cildin parlaklığını ve yumuşaklığını kaybetmesi, gözlerin göz çukurunda çökmesi, idrar miktarının azalması ve renginin koyulaşması ortaya çıkan diğer önemli bulgular arasındadır” diye konuştu.
Mikrobik ishallerin temel tedavisi kaybedilen sıvının yerine konmasıyla başlayacağını ifade eden Dr. Elif Sargın Altunok, “Bu ağızdan elektrolitli sıvıların alınması şeklinde veya damardan serum verilmesi şeklinde olabilir. Ayrıca hastalara ishal diyeti uygulanmalıdır. Mikrobik ishallerin hemen hepsi 24 saatten fazla devam eder ve hemen hepsi ilaç tedavisi almadan düzelmez. Bu nedenle 24 saatten fazla süren ishallerde en yakın sağlık merkezine başvurarak tıbbi yardım alması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
İshal şikayeti olan kişilerin düzelene kadar yağsız ve posasız gıdalar yemesini önerdiklerini ifde eden Altunok, “Çorba, yoğurt, yağsız pirinç pilavı, haşlanmış patates, iyi haşlanmış yağsız et yenilebilir. Şeftali, elma ya da havuç püresi, muz tüketilmesi önerilen meyvelerdir. İshal ve kusma ile kaybedilen sıvıyı yerine koymak son derece önemlidir. Bu nedenle bol miktarda su ve sıvı gıdalar çorba, ayran, komposto gibi besinler tüketilmelidir. Yağlı besinler, hazır meyve suları, kolalı içecekler gibi çok şeker içeren yiyeceklerden kaçınılmalıdır” diye konuştu.
İshalden korunmanın en önemli yollarından birinin el hijyenin sağlanması ve ellerin sık sık bol su ve sabunla yıkanmasından geçtiğini sözlerine ekleyen Altunok, “Güvenilir su kaynakları kullanılmalı, temiz olduğundan emin olunmayan sular kaynatılarak tüketilmelidir. Çiğ sebze ve meyveler temiz ve bol su ile yıkandıktan sonra tüketilmelidir. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketilmemelidir. Gıdaların üreticiden tüketiciye uygun soğuk zincirde ulaştırıldığından emin olunmalıdır. Açıkta satılan, temizliğinden emin olunmayan gıdalar alınmamalıdır” şeklinde konuştu.