IHA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2015 16:47
Doğu ve Güneydoğu’daki 18 baro, Adalet Bakanlığı’nda hakimlik mülakat sınavında yaşanan bir tartışma sonucu avukat Umut Kılıç’ın tutuklanmasına tepki amacıyla basın açıklaması yaptı.
Barolar adına yazılı bir açıklama yapan Doğu ve Güneydoğu Baroları Dönem Sözcüsü Bitlis Barosu, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nce yapılan tutuklamanın gerek ulusal kanunlara ve gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu öne sürdü. Bitlis Barosu’ndan yapılan açıklamada, Adli Yargı Hakim ve Savcılık Sınavı’nın yazılı aşamasında başarılı olan Afyon Barosu avukatlarından Avukat Umut Kılıç’ın Ankara’da sözlü sınava katılmış olup sınav sırasında sarf etmiş olduğu bazı cümleler nedeniyle sözlü sınavı yapan kurul tarafınca ‘Cumhurbaşkanına ve mülakat görevini yapan komisyona hakaret’ ettiği gerekçesiyle meslektaşımız hakkında tutanak tutulmuştur. Tutanağa ve yaşanan duruma istinaden olay yargıya intikal etmiş olup meslektaşımız Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince gerek ulusal kanunlar ve gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olacak şekilde tutuklanmıştır" denildi.
Açıklamada, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘tutuklama nedenleri’ başlıklı 100. maddesi kapsamında yapılacak değerlendirme ile de verilen tutuklama kararının işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olması gerektiği, ölçülü bulunmaması halinde tutuklama kararı verilemeyeceğinin açıkça hüküm altına alındığı belirtilerek şöyle denildi: "Meslektaşımız hakkında kişiyi hürriyetinden mahrum kılacak tutuklama gibi ağır bir koruma tedbirinin bu aşamada ölçülü olmadığı açıktır. Yaşanan olay meslektaşımızın yürütmenin başındaki kişiye veya üst dereceli yargı mensuplarındaki kişilere hitaben sözler söylemesi sebebiyle tutuklanmasından dolayı yargının siyasi mülahaza ve kişiye göre karar verdiği sonucuna bizi götürmektedir. Zira muhtemel yargılama neticesinde en aleyhte husus düşünüldüğünde dahi yargılamanın erteleme, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması gibi kararlar ile sonuçlanacağı kuvvetle muhtemeldir."
Açıklamada, adli kontrol hükümlerinin uygulanması dahi mümkünken yetersiz ve geçersiz gerekçelerle tutuklama kararı verildiği belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: "Bu durum karşısında ölçülülük kavramının ve diğer kanun maddelerinin açıkça ihlal edildiği ve uygulanmadığı görülmektedir. Avukatlık mesleği yüz yıllardır var olan bir meslek olup yargının kurucu unsurlarındandır. Ancak ne yazık ki son zamanlarda ülke dahilinde avukatlık mesleğine yönelik aleyhte olacak şekilde kamuoyunda olumsuz yargılar, ön yargılar oluşmuş veya oluşturulmuş olup bu durumun, haksız ve kanunlara aykırı olacak şekilde meslektaşımız hakkında hükmedilen tutuklama kararı ile de yargıya yansımış olduğu görülmüştür. Hak, hukuk, adalet gibi unsurların herkes için uygulanmasının gerekli olduğu ve bu unsurların ön yargılara kurban edilmemesi, kanunların gerektiği gibi herkes için eşit olacak şekilde uygulanması gerektiği bir kez daha vurgulanarak, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen haksız ve hukuka aykırı kararın bir an evvel kaldırılarak meslektaşımızın serbest bırakılmasını diliyoruz."
Yapılan açıklamaya, Ağrı, Adıyaman, Bingöl, Batman, Diyarbakır, Erzurum, Erzincan, Hakkari, Kars, Ardahan, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Şanlıurfa, Iğdır, Dersim ve Van baroları destek verdi.