Güncelleme Tarihi:
Cafer ELMAS/BİLECİK,(DHA)- BİLECİK Belediyesi tarafından haşerelere ve ölümcül hastalıklara karşı mücadele başlatılarak son teknoloji ile ilaçlama işlemleri yapıldı. Gölpark'ta uygulanan ilaçlama ile birlikte artık ağaçlarında birer kimliklerinin olacağı bilgisi verildi.
GPS Sistemi ile tüm detayların bilgisayar ortamında takip edilebileceği, dijital tabanlı, yüksek hassaslığa sahip ekipmana sahip hidrolik araçlar kullanılarak gerçekleştirilen çalışmalara, 2 adet biokopter,1 adet amfibik araç, 2 adet biocycle (Bisiklet) ve 4 adette tam donanımlı ilaçlama aracı katıldı.
Çalışmalara bizzat katılan Belediye Başkanı Selim Yağcı, firma yetkili ile birlikte amfibik araç ile gölete girerek bitkileri ilaçladı. Başkan Yağcı ayrıca, motorsiklete binerek çöp konteynerlerini de ilaçladı. Ardından göletteki kanalları da ilaçlayan Başkan Yağcı, göletteki çam ağacına ilaç enjekte edip kimliğini çaktı.
Başkan Yağcı, hastalıklar ile mücadele ederken, kontrolsüz yapılan ilaçlamaların ekosistemi tehlikeye attığını söylediği açıklamasında şunları aktardı:
"Geleceğimize, sağlık ve umutla bakabilmek sağlıklı bir çevre ile mümkündür. Geçmişte milyonlarca insan vektörle bulaşan hastalıklar nedeni ile hayatını kaybetti. Halen de kaybetmeye devam etmekte. Dünya sağlık örgütü verilerine göre her yıl 1.7 milyon çocuk elverişsiz çevre koşulları nedeni ile hayatını kaybediyor ve halen 21.Yüzyılda beş yaşın altında 200 binden fazla çocuk sivri sineklerden bulaşan sıtma nedeniyle yaşamını kaybetmeye devam ediyor.
Gelişmiş ülkeler açısından da durum farklı değil aslında. ABD'de bile ilk defa 1999 yılında tespit edilen Batı Nil Virüsü vakaları artış tirendi göstermektedir. Bundan dolayı üst düzey alarm verilmiş, Batı Nil Virüsü ile mücadeleye ciddi kaynaklar aktarılmıştır. Ülkemiz, göçmen kuşlarının en önemli rotası üzerinde bulunması nedeniyle Sıtma, Batı Nil Virüsü, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ve Kuş Gribi gibi hastalıkların yayılması için uygun coğrafyalardan biridir. Ülkemizde daha önce görülmeyen Batı Nil Virüsü vakası bile 2010 yılında 7 vaka ve 3 ölümle bir problem olarak gündemimize girmiştir. Dünyada hüküm süren iklim değişikliklerinden ülkemizde etkilenmiş ve subtropik iklim kuşağı yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştır. Buna bağlı olarak da vektörler ve vektör kaynaklı yaşanabilecek zoonatik hastalıklar konusunda dikkatli olmamız gerekmektedir. Yine ülkemizde yüzlerce insan keneye bağlı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığından hayatını kaybetti. Vektörlere bağlı can kayıplarının yanı sıra vektörlerle bulaşan hastalıkların tedavi masrafları ve hastanede yatış süreleri ciddi ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Yaşanan can kayıplarının ve ekonomik kayıplarının önüne geçebilmek; yaşanabilir sağlıklı bir çevre sağlayabilmek amacıyla vektörlerle mücadele kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bugün ülkemizde hemen hemen tüm yerel idareler vektör mücadelesi yürütmektedir. Ancak kontrolsüz yapılan bu mücadelede yöntemler ilerde telafisi mümkün olmayacak çevre ve sağlık zararları oluşturulabilir. Vektörlerle mücadele ederken, ekosistemi de tehlikeye atmamak gerekmektedir. Geçmişte, bilinçsizce yapılan uygulamalar nedeni ile pek çok çevre faciası yaşanmış hatta ölü doğumlar, doğum anomalilerinde artışlar görünmüştür. Bu sebepten vektör mücadelesi hassas bir dengede yürütülmelidir. Bu hassas dengeyi koruyabilmek için de vektörlerin yaşam döngüleri, çevresel koşullar, kullanılan insektisitlerin etki mekanizmaları ve çevreye etkileri, kullanılan ekipmanların hassasiyeti gibi alanlarda uzmanlaşmış olmanın önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. Vektör mücadelesi, eskiden kimyasalların bilinçsizce sağa sola sıkılarak bütün doğanın tehdit altına bırakıldı çalışmalardı. Bugün ise burada mutfağında biyoloji, entomoloji, farmakoloji, veterinerlik, çevre mühendisliği, ziraat mühendisliği, kimya mühendisliği, toksikoloji bilim dallarının çalışmalarını bir araya getirerek geliştirilmiş profesyonel yöntemler uygulanmaktadır."
-