Güncelleme Tarihi:
'PAROLAMIZ DEĞİŞİM VE YENİLENMEDİR'
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt Spor Salonu’nda gerçekleştirilen AK Parti Bayburt İl Kongresi’nde partililere hitap etti. Bayburtlular'ı selamlayarak sözlerine başlayan Erdoğan, kongrenin hayırlı olmasını diledi. 16 Nisan’la beraber Türkiye’nin istikrarsızlıkların tarihe kavuştuğu, gayrimeşru güç odaklarının artık hükmünü kaybettiği yepyeni bir döneme girdiğini ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:
"İnşallah girilen bu yol önce bizi 2023 hedeflerimizde buluşturacak, ardından da 2053 ve 2071 vizyonuna taşıyacak. 2019 yılında yapılacak seçimler, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesinin en kritik dönüm noktalarıdır. Türkiye 2019 kavşağını da geçtikten sonra inşallah çok daha güçlü ve hızlı bir şekilde hedeflerine ilerleyecektir. Bu anlayışla 2019 hazırlıklarına şimdiden başladık. Önümüzdeki sürecin parolası değişim ve yenilenmedir. Şimdi bunun adımlarını atıyoruz. Kim ne derse desin. Yere sağlam basarak yolumuza devam ediyoruz. Ak Parti’yi siyasi tarihteki gelmiş geçmiş diğer tüm partilerden ayıran değişime ve dönüşüme açık olmasıdır. Ülkemizde kuruluş felsefesinden ve ilkelerinden taviz vermeden sürekli güncellemeyi başarabilen yegane hareket AK Parti’dir. Biz kendimizi günün şartları ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yenilemekten asla korkmadık, korkmayız. Hz. Mevlana’nın pergel misalinde olduğu gibi, bir ayağımızı kadim değerlerimize sabitliyoruz, diğeriyle de daha güzeli, daha yeninin peşinde koşuyoruz. Hem kendimizi, hem de partimizi yeniliyoruz.”
'ÖNEMLİ OLAN YANLIŞTA ISRAR ETMEMEK'
Türkiye’yi 2019’a taşıyacak kadroları oluşturduklarını ifade eden Erdoğan, siyasetin bir bayrak, millete hizmet etme yarışı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu milletin efendisi değil, hizmetkarıyız. Bizi diğerlerinden ayıran budur. Ak Parti bir dava hareketidir. Şahsım dahil herkes bu kutlu davada sadece birer nefer konumdadır. Zaten nefer olmayı hazmedebiliyorsak, zafer yakındır. Makamlar gelip geçicidir. Milletimize ve canımızdan aziz bildiğimiz vatanımıza hizmet için makamlar birer araçtır, fırsattır. Kimsenin bu unvanları, makamları araç olmaktan çıkartıp, amaç haline getirmesine bizler rıza göstermeyiz. Bizler oturduğu koltuktan, sahip olduğu payelerden güç alan, hayata bu pencereden bakan insanlar olamayız. Hep birlikte dünya hayatının tıpkı bir ağacın gölgesinde dinlenmek kadar gibi kısa bir yolculuk olduğunu unutmadan, geride hoş bir seda bırakmak için çalışan insanlar olmanın mücadelesini veriyoruz, vermeliyiz. Sonunda gideceğimiz yer boyumuz kadar bir mezar. Servetler, makamlar bizimle gelmeyecek. Bu dünyada bıraktığınız eserlerle 'Bir Cumhurbaşkanımız, bir başbakanımız, bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız vardı. Güzel hizmetler yaptılar, büyük mücadele verdiler, teröristlerle mücadele ettiler. Onları gömdüler. Allah onlardan razı olsun.' Bunun için sürekli nefsimizi hesaba çekmeli, eksik ve hatalarımızla yüzleşerek yolumuza devam etmeliyiz. Elbette eksiğimiz, hatamız, noksanımız olacaktır. Önemli olan yanlışlarda ısrar etmemek, kendimizi düzeltmektir.”
'AK PARTİ’YE DİL UZATMA HADSİZLİĞİNİ GÖSTERİYOR'
CHP’ye yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, “Koltuğa oturduğu günden beri girdiği tüm seçimleri kaybetmiş bir zat kendi başarısızlıklarının bedelini aklına getirmemiş olmamasına rağmen, AK Parti’ye dil uzatma hadsizliği gösteriyor; 'Şark kurnazı.' Biz onlara diyoruz ki siz dönün önce bir kendinize bakın. Bize laf edenler, ucundan kıyısından demokrat olsa, inanın zerre kadar içerlenmeyeceğiz. Ancak demokrasi karneleri, özgürlük anlayışları, hukuk algıları o kadar kötü ki, bunların pişkinliğini hayretle takip ediyoruz. Kimse kusura bakmasın. Artık bunların ikiyüzlülüğüne tahammül göstermeyeceğiz. Gazete köşelerini tutmuş, televizyon ekranlarına ipotek koymuş, kültür ve sanat dünyasını esir almış, bir avuç millet düşmanının ülkemizin ortak değerlerini sömürmesine sessiz kalmayacağız bunu böyle bilsinler. Bunların zihinleri öyle bulanmış ki, terör örgütünün prangasına çevirdikleri gazetelerinde şehitlerimize şehit demeye bile dilleri varmaz” ifadelerini kullandı.
'KURT GİTTİ YAZIYA, MEYDAN KALDI CINGILLI TAZIYA'
FETÖ terör örgütü ve Avrupa’ya yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bir taraftan FETÖ’nün söylemlerine borazanlık yapanlar, Avrupa kapılarını ağlama duvarına çevirirler, diğer taraftan da Cumhuriyetimize sahip çıkmaktan bahsederler. Bayburtluların dediği gibi ‘kurt gitti yazıya, meydan kaldı cıngıllı tazıya’ Bunların da sesleri sadece meydanı boş zannettiklerinde çıkıyor. Meydanı asla bunlara bırakmayacağız. Bu ruhu faşist, beslenme kaynağı komünist, söylemi popülist çevreye sesleniyorum. Türkiye’de, Cumhuriyetimizin ortak değerleri adına demokrasi, millet düşmanlığı, ezan, bayrak düşmanlığı yaptığınız günler artık sona ermiştir. Bunlara ihtiyacı olan mühimmatı sağlayan Pensilvanya'daki şarlatan gibi ihanet şebekelerinin devri kapanmıştır. Türkiye, ne 1400 yıllık medeniyet değerlerinden, ne 2000 yıllık devlet geleneğinden, ne de 94 yıllık cumhuriyet kazanımlarından asla geri adım atmayacaktır. 80 milyon vatandaşı ve 81 vilayetiyle ülkemiz bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak yolculuğuna devam ediyor. Ne iplerini ellerinde tutan güçler, ne de onların üzerimize saldığı örgütler bizi yolumuzdan asla alıkoyamayacaktır. Sabreden kimse Allah’ın izniyle zafere ulaşır. Biz sabrettik zafere ulaştık. Şimdi de bunu kalıcı kılacağız. Bizim derdimiz başka diyorsanız, o da birilerinin bileceği iştir. Biz kendi yolumuzdan dönmeyeceğiz.”
'YAPILAN AÇIKLAMALARI OLUMLU BULUYORUM'
‘Tayyip Erdoğan ve AK Parti aradan çekilirse her şey düzelecektir’ diyenler olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Halbuki köpürtülmeye çalışılan İslam karşıtlığı Türk düşmanlığının sebebi Türkiye’nin sıratı müstakim olmasıdır. Bu onları çıldırtıyor. Bizi devre dışı bırakmanın ülkemizin durduramayacaklarını bildikleri için şahsımızı hedef tahtasına oturtuyorlar. NATO tatbikatında hem Cumhuriyetimizin Kurucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hem de şahsımı hedef tahtasına yerleştirdiler bir skandala imza attılar. Bugüne kadar bize yapılan saldırıları gizleyemedikleri bir sevinçle karşılayanların işin içine Atatürk de dahil edilince meselenin gerçek yüzünün anlaşmış olduklarını ümit ediyorum. Bu çerçevede yapılan açıklamaları da olumlu buluyorum. Artık hepimizde çok iyi biliyoruz ki mesele şahıs meselesi, parti meselesi değildir. Hedef Türkiye’dir, Türk milletidir. Önümüzdeki dönemin çok daha çetin sınamalarla geçeceğini tahmin etmek zor değil. Ama hamdolsun biz her şeye hazırlıklıyız. Bugün ekonomiden, savunma sanayine, ticaretten diplomasiye kadar her alanda 15 yıl öncesi ile karşılaştırılamayacak bir Türkiye var. Şimdi kendi silahını yapan bir Türkiye var. Kendi tankını imal eden, terörle mücadelesini kendi İnsansız Hava Araçları ile sürdüren bir Türkiye var. Şimdi yerli otomobilini yapmaya hazırlanan bir Türkiye var.”
'İNŞALLAH 2019 SEÇİM KAMPANYASINA UÇAĞIMIZLA GELİRİZ'
Son 15 yılda hem Türkiye’nin hem de Bayburt’un nereden nereye geldiğini vatandaşların çok iyi bildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle dedi:
"15 yılda Bayburt’a bazı yatırımlar hariç yaptığımız net 3 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Bunlar yeterli değil. İnşallah bunları tarihi nitelikle bir proje ile taçlandırıyoruz. Bayburt ve Gümüşhane’ye hizmet verecek Salyazı Beldesi’nde yıllık 2 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı yapıyoruz. Benim yurt dışındaki kardeşlerim de Trabzon veya başka havaalanına değil, pisti büyük düşündük ve buraya rahatlıkla büyük boyutlu uçaklarda inecek. Benim yurt dışındaki Bayburtlu, Gümüşhaneli kardeşlerim havalimanına inecek. 285 milyon lira maliyetli olan havalimanı proje ve ihale hazırlıkları sürüyor. Ahmet bey işi hızlı tutacağız ve inşallah 2020 diye bana tarih verdiniz ben diyorum ki seçim öncesi bu bitecek. Yoğun çalışacağız. Bize yakışanı yapacağız. İnşallah 2019 seçim kampanyasına uçağımızla geliriz. Olur dimi? Olur. Şuanda 200 yataklı hastane inşaatı da başladı. Onu da seçime yetiştireceğiz. 450 gün sonra hastane açılışını yapacağız. Baraj çalışmalarımız devam ediyor. Sadece Bayburt’a değil ülkemizin tüm şehirlerinde benzer tarihi projeleri hayata geçiriyoruz. Bir taraftan bağımsızlığımıza sonuna kadar sahip çıkarken diğer taraftan yatırım hamlelerimizi devam ettiriyoruz.”
'ARTIK IMF’NİN KAPISINDA BORÇ DİLENEN BİR ÜLKE YOK'
Türkiye’nin artık IMF ile işi olmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Artık IMF’nin kapısında borç dilenen, belli bir uluslararası örgütlere sadece ileri karakolluk yapan Türkiye de yok. Bugünkü Türkiye’yi 1990’ların, 1980’lerin Türkiye’si ile karşılaştıranlar çok büyük yanılgı içinde olduklarını elbette anlayacaklardır. Türkiye bağımsızlığını birilerinin ihsanına borçlu sınırları cetvelle çizilmiş bir ülke değildir. Türkiye istiklalini kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklara borçlu bir ülke de değildir. Onlar geçti, tarih oldu tarih. Biz 1071 yılından itibaren vatanımız olan bu topraklarda başı dik ve özgür yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Siz yanımızda oldukça biz endişe etmeyiz. İşte biz asırlardır mabetlerimizin göğsüne namahrem el değmesin diye canlarımızı feda ediyoruz. Biz vatanımızı imanla seviyor, cumhuriyetimize tutkuyla sahip çıkıyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı şuurla sürdüreceğiz.”
FOTOĞRAFLI