Bayburt Üniversitesinde Vakıf Ve Sanat Paneli

Güncelleme Tarihi:

Bayburt Üniversitesinde Vakıf Ve Sanat Paneli
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2015 18:21

BAYBURT ÜNİVERSİTESİNDE VAKIF VE SANAT PANELİ

Bayburt Üniversitesi tarafından ‘Vakıf ve Sanat’ konulu panel düzenlendi.
Prof. Dr. Gökhan Budak Salonu’nda gerçekleşen panel Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı. İlahiyat Fakültesi Öğretim Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Yusuf Şen’in panelistlik ve yöneticilik yaptığı programda İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. Nevzat Aydın ve Yrd. Doç. Dr. Gazi Özdemir sunum yaptı.
11-17 Mayıs Vakıflar Haftası nedeniyle düzenlenen panele Vakıflar Bölge Müdürü Kenan Ünğan, Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özkan, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Panelde Vakıf-Sanat ilişkisi, İslam’ın vakfa bakışı, Hz. Peygamber’in uygulamaları, Müslümanların yapması gerekenler, Vakıf medeniyetine bakış açısı, tarihte ecdattan tevarüs eden vakıf eserleri konusunda panelistler görüşlerini paylaştı.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevzat Aydın, “Hz. Peygamber’in Sünnetinde Vakıf Anlayışı” konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Aydın, “Vakıf cennetine dönüşen bir medeniyet var karşımızda. İslam medeniyetinin en zengin, en orijinal kurumlarından bir tanesi şüphesiz ki vakıflardır. Vakıfların ortaya çıkmasında en temel saik dini referanslardır. İslam’daki vakfın temelinde Allah sevgisi ve insan sevgisi ile birlikte bütün varlıklara karşı sevgi, saygı, şefkat ve merhamet önem arz etmektedir. Vakıf anlayışını ortaya çıkaran en önemli dinamik Allah rızasını kazanmak için vakıfla hayır yapmak ve bu vakfın sürekliliğini sağlayabilmektir. Yüce Allah ve Peygamberimiz tüm insanlara hayırlı ve faydalı olmayı, insanlara değer vermeyi öğütlemektedir. Hazreti Peygamber’in uhuvvet/kardeşlik anlayışı da İslam’daki vakıf anlayışının önemli dinamiklerinden biridir ”dedi.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gazi Özdemir ise “Vakıf Medeniyetinin Genel Değerlendirilmesi” ile ilgili sunum yaptı. Özdemir, “ Tarihte Türkler, Karahanlılar ile beraber İslamiyet’i tanıdıktan sonra vakıf medeniyetlerinin tecellisi ile ilgili önemli adımlar atmışlardır. Allah’ın Resulü her şeyde olduğu gibi vakıfta da Müslümanlara güzel örnek olmuştur. Hayber’deki vakıflar bunun en güzel delilidir. Vakıfnamenin teşekkülünü Hz.Ömer’de görüyoruz. Bir mütevelli tayin ediyor. Mütevelli olan Hz. Hafsa, tarladan elde edilen gelirin nasıl tasarruf edileceği, nereye harcanılacağı ile ilgili şartları vakfiye doğrultusunda yapıyor. Günümüzde önceleri bakımsız olan vakıf eserleriyle ilgili 2003 yılında çok güzel planlamalar yapıldı. Ülkemizdeki değerlere, köklerimize sahip çıkıldı. Bunun neticesinde yapılan çalışmalar, restorasyon faaliyetleri bu eserleri hayata döndürdü. Öyle güzel sanat eseri olan yapılarımız var ki ne işe yaradığını öğrendiğinizde şaşırabiliyorsunuz. ”diye konuştu.
Özdemir, daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in vakıfla ilgili bir yazısını okuyarak yazıda dikkat çeken noktaları katılımcılarla paylaştı.
Özdemir, “ İnsanlarımız tekrar köklerinden ders alarak hayatı anlamlandırmalıdır. Allah’ın emirlerinden ve Allah Resulünün sözlerinden uzaklaşmamalıdır. Kendi köklerimizden uzaklaştığımızda değerlerimizi kaybedeceğimiz kesindir. En güzel sanat olan bu güzel insanlığı yitireceğimiz unutulmamalıdır ”dedi.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Yusuf Şen ise vakıf medeniyetine asıl anlamını veren İslam medeniyeti ve onu yücelten Osmanlı medeniyeti olduğunu belirtti. Şen, “Her kurum gibi vakıflar da bir toplumun temel taşlarından bir kurumdur. Vakıf kültüründe süreklilik vardır. İslam hukukunda vakıfla ilgili habs, sadaka-i muharreme, teavün-i islam, olmak üzere üç kavram var. Kur-an-ı Kerim’de vakıf yerine kullanılan kavramlardan bir tanesi habs kavramıdır ”dedi.
Vakıfla ilgili kavramlara açıklık getiren Şen, Vakıf ve Sanat ilişkisini ise şöyle açıkladı: “ Her din, kendi kültürünü, kendi sanatını tevarüs ettirmiştir. Bugün camiler, minberler, medreseler gibi sanat eserleri insan ruhunu en iyi şekilde dinlendiren özellikte yapılmışlardır. Ecdadımız vakıfla sanatı mezcederek insanların ruh dünyalarına da hitap etmişlerdir.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!