IHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2015 18:14
BAKSI MÜZESİNDE ULUSLARARASI ÇALIŞTAY DÜZENLENDİ
Türkiye’nin ilk kez evsahipliği yaptığı Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Uluslararası Müzecilik Çalıştayı, Bayburt’ta başladı.
Baksı Müzesi’ndeki çalıştayın açılış programına Vali Yusuf Odabaş, Belediye Başkanı Mete Memiş, ICOM Türkiye Başkanı Zülküf Yılmaz, ICOM Avrupa Başkan Yardımcısı Luis Roposo ve Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ile davetliler katıldı.
Prof. Dr. Koçan, yaptığı konuşmada, terör saldırılarından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Biliyorum ki Suriye ve Türkiye sınırında olanları hepiniz kaygıyla takip ediyorsunuz. Terör yalnızca bu bölgede değil, dünyanın her yerinde insanlığı tehdit ediyor. Barışın gücüne olan inancımla, bugünlerin en kısa zamanda geride kalmasını ümit ediyorum” dedi.
Uygarlığın, zalimlere karşı mazlumların verdiği mücadelenin onurlu öyküsü olduğunu söyleyen Koçan, “Bu öykü, sanat tarihinin yıkıcılar karşısındaki direncinde açıkça görülebilir. Müzeler bu direnci anlatır. Bu nedenle müzeler farklıdır, farklı olmak zorundadır” ifadelerini kullandı.
Hüsamettin Koçan, "Kalkınmanın İtici Güce Olarak Bölgesel Müzeler" konulu çalıştayda 17 uluslararası ve 26 ulusal katılımcı ile farklı yaklaşım ve deneyimlerin tartışılacağını vurgulayarak, “15 konuşmacı bildiriler sunacak, aynı zamanda bir alan incelemesi ve tüm katılımcıların yer alacağı sonuç değerlendirmesi gerçekleştirilecek, sonuçlar daha sonra kitaplaştırılacak” diye konuştu.
ICOM Türkiye Başkanı Zülküf Yılmaz ise müzeciliğin tanımının günümüzde değiştiğine ve eski tanımıyla kıyaslanamayacağına işaret etti.
Korunması gereken kültür ve tabiat varlıklarının tamamına yönelik olabildiği kadar her türlü tedbirleri aldıklarını aktaran Yılmaz, “Kültür varlıklarının yasa dışı dolaşımını engellemeye, önlemeye yönelik de müzelerimizin çok ciddi görevleri var" şeklinde konuştu.
Zülküf Yılmaz, Türkiye sınırında yaşanan olaylara da değinerek, şunları kaydetti:
“Öncesinde Kuzey Irak, şu anda da ağırlıklı olarak Suriye, kültür varlıklarının vahşice, insafsızca terör örgütü veya örgütleri tarafından tahrip edilmesi, ticarete konu edilmesi, barbarca yok edilmesi hem bakanlık olarak hem de Türkiye Cumhuriyeti olarak şiddetle reddettiğimiz bir olay. Kültür varlıklarının olabildiği kadar yasa dışı bir şekilde sınırlarımıza girmesine engel olmaya yönelik çalışma içerisindeyiz. Güvenlik birimlerimiz, müzelerimiz ve hukuk sistemimiz bu işin önüne ciddi bir engel olmaya gayret göstermekte. Bir şekilde yakalanan Suriye vatandaşlarının hukuk sistemimiz içerisinde yargılanmaları devam etmekte. Yakalanan kültür varlıkları hiç kuşkusuz ki hukuki tabirle ’yediemin’ olarak muhafaza altına alınmakta ve bunların uygun şartlar temin edildiğinde ilgili ülkeye kesin ve mutlak olarak iadesi konusunda bir teminat içerisinde bulunduğumuzu ifade etmek isterim.”dedi.
ValiYusuf Odabaş konuşmasında; “Üzerinde yaşadığımız ülkemiz, dünyamızın emsaline az rastlanacak tarihi, coğrafi hazinelere sahip aynı zamanda coğrafi güzellikleri kendisinde barındıran bir ülkedir. Anadolu toprakları üzerindeki değerli kültürü üç kıtada yaşayan değişik ırk ve milliyetlere sahip insanların temeli insan sevgisine dayalı büyük dinlerin ve bunların değerlerinin tarih ve yaşam potasında yoğrulduğu kaynaştırdığı bir sentezdir. Müzelerin sanat değeri olan bilim, tarih ve kültür varlıklarının bir disiplin ve düzen içerisinde tanıtıldığı mekânlardır.
Müzeler artık geçmişte olduğu gibi kültür değerlerinin korunduğu, eğitildiği ve teşhir edildiği mekânların dışında ayrıca; sosyal yapıyı ülkelerin insanlarını kültürel eğitim ve ekonomik alanlara el atan ve birlikte müzeden yapılan eğitim kurumları olarak görülmesi gerekir.
Çünkü her kuruluş her kurum değişime uğramaktadır, müzelerde bu yapı içersinde değişime uğrayarak toplumun ihtiyaçlarına yönelik taleplerini karşılayacak bir şekilde yeniden yapılanmasını gerektiğini hep beraber görüyoruz. Resmi müzelerimizin yanında özel müzelerimizin de devreye girmiş olması ve yeni müzecilik yapısı anlayışı içerisinde hareket etmiş olmaları bizi son derece sevindirmektedir.
İnsanlığın ortak malı sayılan bu kültürel değerlerin ortaya çıkartılması, restore edilmesi, muhafaza ve uygun şekillerde teşhir edilmesi kolay ve ucuz olan bir uğraş alanı değildir. Tabii ki devletimizin imkânlarıyla birlikte müzecilik faaliyeti devam etmekte kaynakların sınırlı olması dolayısıyla özel sektörü de bu alana el atarak müzecilik faaliyetlerine katılması bizi son derece sevindirmektedir.
Doğal ve kültürel varlıkların korunması zenginleştirilerek gelecek kuşaklara aktarılması dün olduğu gibi bu günde insanlığın en önemli görevlerinden biridir. Bize düşen göre toplumsal sorumluluğumuz bize emanet edilen tarihiyle kültürel eserlerin gelecek nesillere sağlıklı ve kullanılabilir şekilde aktarılmasını sağlamaktır.
İçinde bulunduğumuz Baksı Müzesi bu zor alanda aynı zamanda masraflı olan bu kültürel faaliyetlerin sanatsal faaliyetlerin devam etmesi açısından çok önemli bir yer ifade etmektedir. Ben huzurlarınızda bu müzenin kuruluşunda emeği geçen başta Hüsamettin hocamıza ve onun ekibine teşekkür etmek istiyorum.
Devletin belki bu yörede burada başaramadığı bu müzecilik faaliyetini kendi öz varlığı ile başararak, ulusal ve uluslar arası toplantıların yapılabileceği bir mekan haline getirdiğinden dolayı ben kutlamak istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”dedi.
Açılış konuşmalarının ardından, "Müzelerin Üretim ve İstihdama Katkısı" konulu oturum yapıldı.
Oturumda konuşan ICOM Türkiye Danışma Kurulu Başkanı Suay Aksoy, müzelerin gücünün çeşitlilikte yattığını dile getirerek, "Bu açıdan Baksı Müzesi, hem Türkiye’nin hem de dünyanın öğrenebileceği öncü bir proje” ifadelerini kullandı.
ICOM Avrupa Başkan Yardımcısı Luis Roposo da son yıllarda Avrupa ve dünyada süren krizin ardından müzelerin yeni bir iyimserlik yaratma evresine girdiğini belirtti.