"Şapsığlar"ın aşuresi tuzlu oluyor, pul biberle yeniyor

Güncelleme Tarihi:

Şapsığların aşuresi tuzlu oluyor, pul biberle yeniyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 23, 2014 11:13

- Kafkasya'dan göç eden Çerkezlerin bir boyu olan Şapsığlar tarafından kurulan Balıkesir'in Orhanlı Mahallesi'nde (eski köy) aşure, tuzlu yapılıyor - Mısırın odun külüyle karıştırılıp kaynatıldıktan sonra içine katıldığı aşure, süt de eklendikten sonra pul biberle tüketiliyor - Muhtar Albayrak: "Türk yemek kültüründe tatlılar sınıfında yer alan aşureden çok farklı. Köye gelip tadına varanlar çok beğeniyor, yapımı oldukça zahmetli"

Haberin Devamı

BALIKESİR (AA) - ZAFER AKPINAR - Kafkasya'dan göç eden Çerkezlerin bir boyu olan Şapsığlar tarafından kurulan Balıkesir'in Orhanlı Mahallesi'nde (eski köy) aşure, tuzlu yapılıyor, mısır ve süt içeriyor, pul biberle tüketiliyor.

Mahallenin muhtarı Halis Cemal Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kent merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Altıeylül'ün kırsal mahallesi olan Orhanlı'nın 60 haneden oluştuğunu söyledi.

Albayrak, mahallede yaşayan 200 kişinin tamamının Çerkez olduğunu ifade eden Albayrak, 1800'lü yılların sonlarına doğru Kafkaslar'dan göç eden Çerkezlerin bir boyu olan Şapsığlar tarafından kurulan Orhanlı'da gelenek ve görenekleri yaşatmaya çalıştıklarını anlattı.

Sosyal hayata ilişkin birçok kültürün yok olduğunu ancak bazı yemeklerini korumayı başardıklarını vurgulayan Albayrak, yemeklerinde genellikle Kafkasya'daki gibi ana unsurun mısırdan oluştuğunu ifade etti. Çok fazla bilinmeyen aşure kültürünü yıllar geçmesine rağmen devam ettirmeye çalıştıklarını dile getiren Albayrak, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

"Özel günlerde, aylarda halen yapıyoruz. Şapsığların aşuresi tuzlu oluyor. Türk yemek kültüründe tatlılar sınıfında yer alan aşureden çok farklı. Köye gelip tadına varanlar çok beğeniyor, yapımı oldukça zahmetli. Bunda da ana unsur mısır. Odun fırınlarından toplanan küller önce eleniyor. Sonra mısır, bu külle karıştırılıp kaynatılıyor. Ardından çuval içine konulup elle yoğrularak kabukları ayrılıp, temizleniyor. Ardından diğer malzemeler eklenip pişiriliyor. Tuzlu olmasının yanında üzerine bir de pul biber yapılıp yeniyor."

Albayrak, şipsı, mamırsa ve aşure gibi yemeklerinin unutulmaması gerektiğini belirterek, "Zaten birçok kültürümüzü yitirdik. Dilimizi konuşamaz olduk. En azından yemek kültürümüzü koruyalım istiyoruz. Bu yemeklerin gençlerimize öğretilmesi ve gelecek nesillere aktarılması çok önemli. Büyüklerimize ve gençlerimize bu konuda büyük görev düşüyor" dedi.

- Tuzlu aşurenin yapımı

Mahalle sakinlerinden Zülfiye Özsu, aşurenin ana malzemesi olan mısırın, odun külüyle kaynatıldığını belirterek, ardından çuval içinde ovulmak suretiyle kabuklarından ayrıldığını anlattı. Temizlenen mısırın tekrar temiz bir suda kaynatıldığını dile getiren Özsu, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

"Nohut, fasulye ve buğday da ayrı ayrı kaynatılıp hazır hale getiriliyor. Bütün malzemeler pişirildikten sonra bir kazan içinde birleştirilip, tekrar kaynatılıyor. En sonunda tuzunu ve sütünü ekliyoruz. Üzerine sos için soğanı salçayla kavurup aşureye döküyoruz. Tatlı aşuredeki gibi kuruyemiş kullanmıyoruz. Kafkasya'dan gelen bir yemek kültürü. Çerkezler önceden tuzlu yapıyorlarmış, biz de devam ettirmeye çalışıyoruz. Tüketilirken üzerine pul biber eklenirse farklı bir lezzet yakalanıyor."

Mehmet Emin Özsu ise daha önce Soma'da yaşadıklarını ve halen oradaki komşularının kendilerinden tuzlu aşure istediğini belirterek, "Kazanla götürüyoruz ancak yetiyor. Küçükken evlere kaşıkla giderdik. Tuzlu aşure yemek için kaşık hep cebimizde olurdu. Şimdilerde ise kadınlara evde, erkeklere kahvehanelerde ikram ediliyor" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!