Güncelleme Tarihi:
Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ- Fatih Emrah ERDOĞAN/BALIKESİR, (DHA) - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'de Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Mezuniyet Töreni'nde konuştu. Döviz kurundaki artışa değinen Erdoğan, "Döviz kurundaki istikrarsızlık, ülkemize yönelik bir operasyondur. İçimizdeki ihanet çeteleri vasıtasıyla yapamadıklarını döviz kurunu, döviz kurşunu haline getirdikleri ekonomi silahıyla gerçekleştirmek istiyorlar. Türkiye, bu saldırının da üstesinden gelecektir. 'Döviz kuru ne olacak?' diyenler varsa cevabımız, 'Bu da geçer yahu' olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir'de bulunan Milli Savunma Üniversitesi Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu'nda düzenlenen 'Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni'ne katıldı. Toplam 2 bin 561 astsubay çavuşun mezun olduğu törende; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, kuvvet komutanları ile mezun olan astsubayların aileleri de yer aldı.
Törende konuşan Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) astsubaylık rütbesinin kritik görev olduğuna vurgu yaparak, 15 Temmuz'un sembol ismi Ömer Halisdemir'in de astsubay olduğunu hatırlattı. Erdoğan, TSK'nın tüm kademelerinin; azmi, disiplini, kabiliyeti ve hedefi olan herkese sonuna kadar açık olduğunu kaydetti.
TSK'nın, geçmişi zaferlerle dolu ordu olduğunu belirten Erdoğan, "Milletimizin tamamı; ezanı, bayrağı, vatanı, devleti tehlikeye düştüğünde cesaretle mücadeleye atılmaktan çekinmeyecek karakterdedir. 15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına dikilen 15 yaşındaki bıyıkları terlememiş gencinden, 75 yaşındaki ak sakallı ihtiyara kadar tek yürek olan milletimiz, bu gerçeği bir kez daha teyit etmiştir. Bu ordu, tarihe sığmayacak kahramanlıkların sahibidir. Sizler, böylesine şerefli bir kurumun kapısından ilk adımınızı atıyorsunuz. Unutmayınız; giydiğiniz üniformanın onuru, sizin en büyük mükafatınızdır. Bu yolda nasibinizde varsa sahip olacağınız gazilik, şehitlik unvanlarının anlamlarını hiçbir maddi değerle tarif edebilmek mümkün değildir" diye konuştu.
'HER TERCİH GİBİ BUNUN DA BEDELİ VAR'
Milletlerin tarihlerinde dönüm noktaları olduğunu kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bizim tarihimizde de kimini sevinçle yad ettiğimiz kimini hüzünle hatırladığımız pek çok dönüm noktamız bulunuyor. Son yıllarda yaşadığımız hadiseleri, milletimiz bakımından böyle bir dönüm noktası olarak görüyorum. Bölgemiz ile birlikte ülkemizi de kendi senaryolarına göre biçimlendirmeye çalışanların karşısına kendi irademizle kendi hedeflerimizle çıkma kararını verdiğimiz andan itibaren zorlu bir mücadelenin içine düştük. Ülke ve millet olarak tercihimizden asla pişman değiliz. Tam tersine bugün hep birlikte başı dik, alnı açık bir şekilde geleceğimize umutla bakabiliyor olmamızı, işte bu durumumuza borçluyuz. Her tercih gibi bunun da elbet bir bedeli var. Bu bedeli kimi zaman terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz, mücadelede vermiş olduğumuz şehitlerle gazilerle ödüyoruz. Bu bedeli kimi zaman uluslararası alanda eşi benzeri görülmemiş çifte standartlara maruz kalarak, ayrımcılığa, haksızlığa uğrayarak ödüyoruz. Bu bedeli, kimi zaman işte son günlerde olduğu gibi ekonomik faturalarla ödüyoruz. Elini vicdanına koyan herkes, şu gerçeği kabul edecek. Türkiye'nin ne sınırları içinde ve dışında maruz kaldığı terör saldırıları, ne uluslararası alanda karşılaştığı riyakarlığı ne de ekonomide oturtulmaya çalışıldığı kriz görüntüsünü hak edecek bir sorunu bulunmuyor."
'DAYATMALARI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL'
"Terörle mücadele konusunda bizden istenen nedir?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Suriye ve Irak'tan, DEAŞ'ından PKK'sına kadar tüm terör örgütleri ülkemizi taciz etsin; ama biz elimiz kolumuz bağlı oturalım, öyle mi? Üstelik bu, kendi topraklarından binlerce kilometre uzakta devasa operasyonlar yapanların talebi. Kaldı ki bunlarla stratejik ortaklığımız da var. Terörle mücadele herkese hak görülüyor; ama konu Türkiye olunca birden işin rengi değişiyor. Halbuki biz uzun yıllardır Kuzey Irak'tan, bir süredir Suriye'den ülkemize yapılan saldırılar karşısında adeta yalnız bırakılmış bir ülkeyiz. Suriye'den Kilis, Gaziantep, Reyhanlı ve Kırıkhan'a 127 roket, top ve havan saldırısı yapılır, 7 vatandaşımız hayatını kaybeder, 125 vatandaşımız yaralanırken, bunlar ne yapıyordu biliyor musunuz? Ülkemize daha önce konuşlandırılmış hava savunma sistemlerini hemen geri çekiyorlardı. Sadece bununla kalınmadı. Kedimizi koruyabilmemiz için ihtiyacımız olan füze savunma sistemleri ve diğer yüksek teknolojiye dayalı silahlar, ekipmanlar olmadık bahanelerle bize verilmedi. Hatta bize parasıyla satmadıkları silahları götürüp terör örgütlerine bedava verdiler. Topraklarımızı korumak ve milletimizin can, mal güvenliğini sağlamak için alternatif arayışlara girdiğimizde de hemen karşımıza dikilip, 'Sakın ha' diyorlar. Bizim bu tür dayatmaları kabul etmemiz mümkün değildir."
'ARTIK DÜNYA TEK ÜLKEDEN İBARET DEĞİL'
Türkiye'nin S-400'lere ve F-35'lere ihtiyacı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Türkiye'nin S-400'lere ihtiyacı var ve bunun da anlaşması bitmiştir. İnşallah en kısa zamanda alacağız. Türkiye'nin zaten proje ortağı olduğu F-35'lere de ihtiyacı var, kendi milli uçaklarına veya bir başka ülkeyle değiştireceği uçaklara da ihtiyacı var. Verirler, vermezler; onu bilemem. Verdikleri taktirde anlaşmaya uyduklarının ispatıdır. Şu ana kadar biz ortaklığımızın gereği 900 milyon dolar ödeme yaptık. Taksitler geldikçe ödüyoruz. 120 F-35, anlaşmamızda bize verilmesi gerekiyor. Verilir veya verilmez. Artık dünya, tek ülkeden ibaret değil. Bunların çok alternatifleri var. Orası vermezse biz bunları bir başka yerden temin ederiz veya üretiriz. İnsansız hava araçlarını vermediler, şimdi biz üretiyoruz. Silahlı insansız hava araçlarını vermediler, şimdi biz üretiyoruz. İşte bu teröristleri bunlarla vuruyoruz, etkisiz hale getiriyoruz. Kötü komşu bizi de ev sahibi yaptı" dedi.
'İZMİR'DE HUKUK İÇİNDEKİ DAVAYI BAHANE EDİYORLAR'
Türkiye'nin Avrupa ve ABD ile olan müttefiklik ilişkilerinin yanı sıra diğer ülkelerle tesis edeceği iş birliklerine de ihtiyacı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizi tek taraflı ilişkiye zorlayanların, kendilerinin gizli veya açık dünyanın dört bir yanında ne tür faaliyetler içinde olduklarını gayet iyi biliyoruz. Bugüne kadar ikili veya çok taraflı ilişkilerimizin hiçbirinde sözümüzü tutmamazlık etmedik. Kimseye riyakarlık yapmadık; ama bize hepsi yapıldı. Eğer bir güvenilirlik testi yapılacaksa bu testten alnının akıyla çıkacak tek taraf Türkiye'dir. Hem Avrupa hem de Amerika bu konuda defalarca sınıfta kalmıştır. Biz buna rağmen yükümlülüklerimize, sözlerimize bağlı kalmayı sürdürdük. Amerika'nın sadece Suriye konusunda bize verip, yerine getirmediği sözleri burada saymaya kalksam kimsenin yüzümüze bakacak hali kalmaz. Ülkemizle ilgili olarak Amerika'da açılan davaların, verilen mahkumiyet kararlarının örneği bir başka ülkede yok. İzmir'de tamamen hukuk içinde bir davayı bahane ederek, Türkiye'yi askeri ve ekonomik alanda çökertmeye yönelik gayretler içerisine girilmesini hiçbir mantıkla izah etmek mümkün değildir."
Konuşmasında Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik eleştirilerde de bulunan Erdoğan, "AB'nin tam üyelik müzakerelerinde sıra bize geldiğinde o çok övündüğü kriterlerini nasıl fırıldak gibi döndürdüğünü, en iyi kendileri biliyor. Ülkemizin ne ekonomisiyle ne de demokrasisiyle mukayese bile edilemeyecek düzeydeki devletleri çok kısa süre içinde tam üye yapanlar, Türkiye'yi dışlamak içi adeta kendilerini inkar etmekten çekinmiyor" dedi.
'DÖVİZ KURUNU DÖVİZ KURŞUNU HALİNE GETİRDİLER'
Ekonomideki gelişmeleri bu yaşananlardan bağımsız görmediklerini belirten Erdoğan, "Türkiye'de döviz kurunun böylesine yüksek rakamlara çıkarılmasının gerisindeki saikleri görmek için allame olmaya gerek yok. Her şey apaçık ortadadır. Biz ekonomideki artılarımızın da eksilerimizin de gayet iyi farkındayız. Buradan bir kez daha söylüyorum. Döviz kurundaki istikrarsızlık, ülkemize yönelik bir operasyondur. Terör örgütleri eliyle içimizdeki ihanet çeteleri vasıtasıyla yapamadıklarını döviz kurunu, döviz kurşunu haline getirdikleri ekonomi silahıyla gerçekleştirmek istiyorlar. Allah’ın izni ve milletimizin dirayetiyle nice oyunları bozan, nice senaryoları yırtıp atan, nice ihanetleri tepeleyen Türkiye, bu saldırının da üstesinden gelecektir" diye konuştu.
'BU DA GEÇER YAHU'
Ne yapılırsa yapılsın, 2023 hedeflerine ulaşılmasının engellenemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"İhracatımız yükselmeye devam ediyor. İstihdamımız artırmayı sürdürüyor. Üretim çarkları dönüyor. Bayram tatilinde turizmimiz, ticaretimiz tarihi rekorlar kırdı. 'Peki döviz kuru ne olacak?' diyenler varsa onlara da cevabımız, 'Bu da geçer yahu' olacaktır. Biz bir yandan 'Bu da geçer yahu' derken diğer taraftan da teknik olarak üzerimize düşenleri yapıyoruz. Ekonomi yönetimimiz ülke içinde ve dışında gereken tüm tedbirleri alıyor, temasları kuruyor. Yavaş yavaş bunların somut neticelerini almaya başladık. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Bunu sağladığımızda diğer tüm sıkıntıların çözüm yoluna girdiğini göreceğiz. Güçlü siyaset, ancak güçlü ordu, güçlü bir ekonomiyle hayata geçirilebilir. Türkiye hem siyasette hem askeri alanda hem ekonomide kat ettiği mesafeyle güçlü olmayı hak eden etmeye çalışan bir ülkedir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından dönem birincilerine diplomalarını verdi. Sancak devir teslim töreni ve geçit töreniyle program, sona erdi.
FOTOĞRAFLI