Güncelleme Tarihi:
Fatih Emrah ERDOĞAN/EDREMİT (Balıkesir), (DHA)- BALIKESİR’İn Edremit ilçesinde kurulan eşek çiftliğinden Türkiye’nin dört bir yanına süt gönderiliyor. Gebe olmayan ve süt vermeyen çiftlikteki eşekler ise yük taşımada kullanılmak üzere zeytin hasat döneminde köylülere veriliyor.
Kazdağları’nın eteklerinde yer alan Edremit ilçesindeki Çıkrıkçı Ovası’nda kurulan çiftlikte 45 eşek bulunuyor. Çiftlikte farklı dönemlerde günlük 3,5 ile 10 litre arasında süt elde edilirken, litresi 100 TL’den satışa sunuluyor. Eşekten yüksek miktarda süt elde edilemediğini belirten çiftlik sahibi Ercan Uludağ, “Sütün hepsini sağamıyoruz. Yarısını da yavrusuna bırakmamız gerekiyor. Tüm bu verim düşünüldüğünde vatandaşlar genel olarak, ‘Bu iş yapılır mı?’ diyor. Türkiye içerisine daha daha yüksek fiyata satamıyoruz. Bu nedenle de eşek sütlerini yurt dışına gönderme yönünde çalışmalarımız var” dedi.
SÜT VERMEYEN ÇALIŞMAYA GİDİYOR
Gebe olmayan ve süt verimi bulunmaya eşekler köylerde anlaşılan çiftçilere veriliyor. Bu sayede eşeklerin bakım maliyeti düşerken, köylüler de iş gücü sahibi oluyor. Bu sistemin eşeklerin doğal ortamlarında beslenmesi için uyguladığını söyleyen Uludağ, “Özellikle bölgemizde tepelik alanlarda bulunan zeytinliklerde eşekler kullanılmakta. Hasat döneminde benden gelip eşekleri alıyorlar. Kasım ayında zeytincilere verdiğimiz eşekleri mart ayında alıyoruz. Eşekler bu süreçte doğal ortamlarında bulunmuş oluyorlar. Hem zeytincilerin hem bizim işimizi görmüş oluyorlar” diye konuştu.
EŞEK SÜTÜNÜN KULLANIMI
Eşek sütünün değerleri üzerinde araştırmalar yaptıklarını söyleyen Uludağ, günlük 250 mililitrelik tüketimin yeterli olduğunu söyledi. Uludağ, 250 mililitre sütün günlük olarak sabah ya da akşam aç karnına içildiğinde özellikle bağışıklık sistemiyle birlikte vücut direncinin arttığını belirtti. Yaygın olarak gribal enfeksiyonların yaşandığı bahar aylarında eşek sütünün büyük faydasının olduğunu söyleyen Uludağ, alerjik reaksiyonların etkisini de azalttığını sözlerine ekledi. Uludağ, “Bu da eşek sütünün antialerjik özelliğinden kaynaklanıyor. Bu süt diğer sütler gibi değil. Çok az bir su bile karışsa anında bozulur ve çöker. Kesinlikle ağzının kapalı olması gerekiyor. Ayrıca mutlaka dolapta saklanmalı. Eşek sütünü kullanacak olanların gerçekten eşek sütü olup olmadığına dikkat etmeleri ve hijyenik bir şekilde bu sütü tüketmelerini tavsiye diyorum” dedi.
DONDURULARAK 15 GÜN SAKLANABİLİYOR
Uludağ, kimya mühendisi ile birlikte yaptıkları çalışmalarda sütü belirli bir derecede soğutmadıktan sonra sindirimden çok kolay geçmediğini ve yeterli faydayı sağlamadığını belirtti. Belli bir derece de soğutulup, dondurucuya koyduktan sonra yaklaşık 15 gün eşek sütünün saklanabildiğini söyleyen Uludağ, “Donmuş sütün tam çözünmesinin ardından 24 saatlik süre geçmeden tüketildiğinde pH değerleri ve sütün protein değerlerinde herhangi bir değişim olmuyor. Ancak çözünmenin ardından 24 saat süre geçmesiyle değerlerde hızlı bir düşme gözlemledik. Bu açıdan da şunu söyleyebilirim ki, eşek sütüyle ilgili ilk defa biz bu çalışmaları yaptık. Tabi bu çalışmalarında maliyetleri çok yüksekti. Ayrıca sütün kalitesi eşeğin beslenmesi ile alakalı. Ayrıca her eşek de sağılamaz. Eşeklerin sağılabilir olması çok önemli” diye konuştu.
GİRİŞİMCİLERE TAVSİYE
Eşek sütü üretimi yapmak isteyen girişimcilere tavsiyede bulunan çiftlik sahibi Ercan Uludağ şunları söyledi:
“İstanbul'da Çatalca’da bir çiftliğimiz daha var. Özellikle bu işi yapacak olan girişimcilere söylemek istiyorum ki, profesyonel danışmanlık almalılar. Eşek, 12 ay gebeliği süren bir hayvan. Bu 12 aylık süreç suni döllenme olmaması nedeniyle 15 aya çıkıyor. Bu açıdan da kış aylarında süt sıkıntısı çekiyoruz. Birçok eşek çiftliğinin açılıp, kapanmasının nedeni de budur. Bu nedenlerle sürdürülebilir olması çok zor. Çünkü önce eşek çiftliği kurup, sonradan '20-30 eşeğim var. Alır mısınız?’ diyen çok oluyor. Ülkemizde hala eşek sütünün değerinin anlaşılmamasının yanı sıra ihtiyaç da var. Ben bu işe girmek isteyen girişimcilere yardımcı olmayı ve eşek sütü üretiminin ülkemizde artmasını isterim. Bunun ile beraber devlet desteği alamıyoruz. Devlet desteğinin yanı sıra bizim varlığımız inkar ediliyor. Devlet desteğinden de vazgeçiyoruz ama en azından bu işi yapılabilir olma yolunda yeni bir takım genelgeler veya kanunlar düzenlenmesi gerekiyor."
FOTOĞRAFLI