Güncelleme Tarihi:
CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın, Çernobil kazasının 30'uncu yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada enerji sektöründe politika değiştirilmesi gerektiğini savunarak termik ve nükleer santralleri tercih eden politika yerine bütün dünyada olduğu gibi yenilenebilir enerjiyi esas alan bir yola girilmesini istedi.
Çernobil nükleer kazasının 30'uncu yıldönümünde yazılı basın açıklaması yapan CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın, rant ve kar odaklı yönetilen enerji sektörünün ciddi bir politika değişikliğine gitmesi gerekliliğini öne sürdü. 2015 yılında dünyada devreye giren elektrik santrallerinden yüzde 90'ının yenilenebilir enerji santrallerinden oluştuğunu hatırlatan Akın, Ukrayna'da yaşanan kazanın 20'nci yüzyılın en büyük nükleer kazası olduğunu belirterek "Ülkemizde hala nükleer santral tartışmaları sürüyor. Cumhurbaşkanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı nükleer enerjiyi en temiz enerji ilan ediyor, Türkiye'nin enerji sorununu bu yolla çözmek istiyorlar. Oysa Çernobil faciasının yaşandığı 1986 yılından bu yana dünya elektrik üretiminde nükleerin payı sürekli geriliyor. Nükleer enerjide ısrar eden AKP'ye mesaj niteliğinde geçtiğimiz günlerde, Fukuşima faciasının yaşandığı Japonya'nın eski Başbakanı Naoto Kan yaptığı açıklamada, Türkiye Başbakanı'na nükleer santral tavsiye ettiği için pişman olduğunu belirtti. Türkiye gibi sismik ve terör tehdidi riski olan bir ülkenin nükleerden vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Bunu söyleyen, bu konuda en acı deneyimi yaşayan ve kendi nükleer teknolojisi olan bir ülkenin Başbakanıydı. Ülkemizde de termik ve nükleeri önceleyen bir politika yerine bütün dünyada olduğu gibi yenilenebilir enerjiyi esas alan bir yola girilmelidir. Uluslararası enerji ajansının verilerine göre 2015 yılında dünyada devreye giren elektrik santrallerinden yüzde 90'ı yenilenebilir enerji santrallerinden oluşuyor. Hükümet çevrelerince enerjide dışa bağımlılığımızı azaltacak bir alternatif olarak nükleer santral önümüze konuluyor. Oysa nükleer enerji, yakıtı ve teknolojisi başta olmak üzere insan kaynağı gibi tüm diğer unsurlar bakımından tamamen dışa bağımlı olacağımız bir enerji türüdür. Nükleer santrallerin çevreye olumsuz etkisi, yaşanan kazalar sonrasında insan ve doğa yaşamına uzun yıllar nasıl etkilerinin olduğu biliniyor. Ne olacağı, nasıl halledileceği hala bilinmeyen atık sorunları gibi toplumsal maliyeti çok yüksek sonuçları olabilecek bir enerji türünde neden bu kadar istekli ve ısrarcı olunur anlamak mümkün değil" diye konuştu.
Hilmi DUYAR / BALIKESİR, (DHA)
FOTOĞRAF