Güncelleme Tarihi:
BALIKESİR (AA) - ZAFER AKPINAR - Keresteciliğin yaygın olduğu Dursunbey ilçesinde çocukluğundan bu yana ahşap yontu sanatıyla ağaçlardan farklı objeler yapan Sadi Bagana (56), tahnit yöntemiyle geyik, buzağı, koyun, keçi, babun, leylek, balık gibi hayvanları öldükten sonra derilerinin içlerini doldurup canlıymış gibi görünüm veriyor.
Bagana, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ahşap oymacılığı konusunda herhangi bir eğitim almadığını, küçük yaşlardan bu yana yeteneği bulunduğunu söyledi.
Güzel sanatlara hep ilgi duyduğunu belirten Bagana, "1980 öncesinde okumak zordu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine kaydımı yaptırdım ancak terör olayları yüzünden gidemedim. Askerlik geldi, ona gittik. 12 Eylül dönemi askeriyim" diye konuştu.
Askerliğinin ardından Dursunbey'de baba mesleği olan kereste ticaretiyle iş hayatına atıldığını ifade eden Bagana, ağacı bol bulunca değerlendirmek istediğini ve yontmacılığını geliştirerek bugünlere geldiğini anlattı. Bagana, şöyle devam etti:
"Satma amaçlı hiç düşünmedim, tecrübe kazanıyorum. Genelde zaten tanıtım günlerinde bizlere müracaat oluyor. 2013'te Ankara'da, 2014'te İstanbul Feshane'de yer aldık. Lisedeyken öğretmenlerimin deyimiyle çok güzel resim yapardım. Bu tarz oyma işleri elimden gelirdi ama olmadı, nasip değilmiş, 12 Eylül öncesine denk geldik. Eserlerimde hiçbir şekilde ekleme, yapıştırma yok, hepsi tek parça ağaçtan ortaya çıkan ürünler. Bu işi 100'ün üzerinde değişik ağızlı keskilerle yapıyorum. Bazen demircilere gidip özel keskiler yaptırıyorum. Çok ince işler için keskiler var. Genelde sert ağaçları kullanıyorum; özellikle ceviz, ince işlerde ıhlamur. Mesela çam ağacından oyma yapamazsınız, damarlarından kırılır, olmaz. Bazen ağacın şeklinden etkilenebilirsiniz. Mesela çatal şeklinde bir parça gördüm ve ilk etapta bana rövaşatayı andırdı, ben de bunu işledim. Futbolla pek ilgilenmediğim için bir yerden krampon istedim ve ona göre ayakkabı kısmını işledim."
- Doldurulmuş hayvanlardan müze kurmak istiyor
Ahşap yontu sanatının yanında 25-30 yıldır tahnitle uğraştığı bilgisini veren Bagana, Uludağ Üniversitesi Büyükorhan Meslek Yüksekokulunda bu konuda dersler verdiğini dile getirdi.
Türkiye'de bu işi profesyonel olarak yapan bir iki kişi bulunduğunu anlatan Bagana, zor olan bu mesleğin unutulmaya yüz tuttuğunu belirtti.
Bugüne kadar ahşap yontu sanatı için bir ağaç kesmediğine, tahnit için de özellikle bir hayvanı öldürmediğine dikkati çeken Bagana, şunları kaydetti:
"Bugüne kadar ayı, babun, piton gibi yüzlerce hayvan doldurdum. Müzelerde sergileniyorlar. Evimde ise keçi, buzağı, kuzu, yılan, leylek, keklik. baykuş, balık gibi hayvanlar bulunuyor. Mesela buzağı ve kuzular, ölü doğum sonucu bana getirildi ve tahnitle canlıymış gibi duruyorlar. Geçen yıl Kurban Bayramında kestiğim keçiyi de doldurdum. Çok güzeldi bir hayvandı, ölümsüzleştirmek istedim. Bazı vatandaşlar bunları dondurulmuş zannediyor. Bunlar dondurulmuş değil, doldurulmuş. Bunların dışı deri, içine metal ve ağaç iskelet hazırlanıyor, içine pamuk dolduruluyor. Sadece gerçek kafatasını kullanıyoruz. Çin'den göz ithal ediyoruz."
Bagana, en zor doldurulan hayvanın maymun olduğunu anlattı.
Bundan yaklaşık iki ay önce 70 kilogramlık bir babunu doldururken epey zorlandığını ifade eden Bagana, "Bu babun, Bursa'daki hayvanat bahçesinde sürü liderliği kavgasında ölmüştü. Şimdi ise bir iki ay önce Bilecik'te bir aracın çarptığı kızıl geyik üzerinde çalışıyorum. Bacakları kırık, kalçada deride açılma vardı, boynu da kırıktı. Bunun da tahnit çalışması neredeyse tamamlandı" diye konuştu.
Tahnit yapılmış hayvanların bulunacağı bir müzeyi Balıkesir'e kazandırmak istediğini ancak bunun için özellikle Büyükşehir Belediyesinin desteğine ihtiyaç duyduğunu anlatan Bagana, bu müzenin ilin tanıtımı bakımından önemli olacağını sözlerine ekledi.