Güncelleme Tarihi:
Latif SANSÜR / KUŞADASI (Aydın), (DHA) - AYDIN'ın Kuşadası İlçesi'nde, Türk turizminin hizmet kalitesinin ve verimliliğinin artırılması ve sorunlarının değerlendirilmesi için 12 ay sürecek projenin ilk toplantısı yapıldı.
Ekonomistler Derneği, TÜRSAB ile Nişantaşı Üniversitesi'nin ortak olduğu Avrupa Birliği ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının finanse ettiği 'Turizm Sektörü Çalışanları Geleceğe Güvenle Bakıyor' projesinin ilk toplantısı, Pilot uygulama alanı seçilen Kuşadası'nda yapıldı. Efes Kongre Merkezi'ndeki toplantının açılışında yapılan konuşmalarda, ülkenin dünyaya olumlu bir mesaj vermediğine dikkat çekildi. Projenin, turizmin sıkıntı yaşadığı bir dönemde onaylandığını söyleyen konuşmacılar, "Turizm sektörü, işletmeler geleceğe güvenle bakamazken, çalışanlar nasıl bakacak" dedi.
'İÇİMİZDE BİR YANGIN YARATTIK'
Turizmde yaşanılan sorunlara değinen Ekonomistler Derneği Başkanı Oğuz Demir şunları söyledi:
"Ülke nereye gidiyor, Suriye de savaşa mı giriyoruz? Irak'ta ne oluyor? Avrupa ile kavga mı edeceğiz? Rusya ile durumumuz ne olacak? Türkiye'de şu an itibariyle birkaç şeyi söylemek çok zor. Bunlardan ilki Avrupa Birliği ile ilişkiler. Son günlerde Avrupa Birliği Parlamentosu ile yaşanan itişmeler, kakışmalar ortada. Böyle bir süreçte Avrupa Birliği'nden söz etmek çok güç. İkincisi turizm, bu sektörde yaşanan gelişmelerden dolayı ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye'nin kendi içinde yaşadığı iniş çıkışlardan dolayı, dünyaya olumlu bir mesaj verdiği söylenemez. Suriye meselesi ve Türkiye'nin sınırları içerisinde bulunan göçmenler. Önümüzdeki 20 yıllık süreçte meşgul edecek konular. Çevremizde olan bunca olaya dikkat vermişken, kendi içimizdeki yangının farkında değiliz. Üçüncü konu ise ekonomi. Son bir yıllık verileri incelediğimizde, her konuda düşüş yaşadığımızı görüyoruz. 2015 yılına göre 2016 yılında paket tur satışlarında yüzde 51'lik bir düşüş söz konusu. Bu oran çok ciddi bir rakam. Tüm bu olumsuzluklar sadece turizm sektörü için geçerli değil. Tüm sektörlerde bu tarz sıkıntılar yaşanıyor." 'DURGUNLUK TOLERE EDİLEMEYECEK BOYUTTA'
Demir, yaşanan durgunluğun Türkiye gibi ülkelerde tolere edilmesinin söz konusu olmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bisiklet üzerindeki ülkelerdeniz. O pedal sürekli dönmek zorunda. Pedal dönmediği zaman ise düşerseniz. Türkiye artık pedalı çevirmemeye başladı. Bu tip dönemlerde gelişmekte olan ülkeler görünmez olmak zorunda. Dünyada olan çalkantılara çok fazla dahil olmaması gerekir. Böyle dönemlerde para güvenli yerlere gider. Türkiye'nin döviz hesaplarında 200 milyar dolar var. Sadece borsada 40 milyar dolar yabancı sermaye var. Parayı kaçırdığınız zaman döviz kurunu durduramazsınız. Dünyada para birimi değer kaybeden 3 ülkeden birisi Afrika, diğeri Brezilya üçüncüsü ise Türkiye. Üç ülkenin de ortak yanı, üçünde de siyasi tartışmaların olması. Brezilya'da büyük yolsuzluk ve açılan bir çok dava. Güney Afrika da benzer şekilde bir sürü siyasal sorun var. Türkiye'de son iki yıldır itişimiz ve kakışımız var. Trump seçilirse en büyük olumsuz etkisini Meksika yaşayacak denmişti. Sınırındaki Meksika yüzde 5 değer kaybediyor. Dünyanın öbür ucundaki Türkiye'nin para birimi yüzde 12.5 değer kaybediyor. Niye? Böyle dönemlerde sakin olacaksınız. 'Yüzde 5 kayba razıyım, içeride yangını büyütmemem lazım' diyeceksiniz. Ben bu partiliyim, sen şu partilisin. Sen şöyle dedin, ben de böyle dedim içerisinde kaybolup, 15 Temmuz gibi saçmalıkları yaşayıp dünyaya kendimizi rezil ediyoruz. Bir sürü haksız hukuksuz suçlamalarla insanları zor durumda bırakırsak, en nihayetinde geleceğimiz yer vatandaşın cebi oluyor."
'EN BÃœYÃœK SERMAYEMÄ°Z Ä°STÄ°HDAM'
TÜRSAB Kuşadası Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Fahrettin Çiçek ise Türkiye'nin içinde bulunduğu güncel sorunları aşması için çabaların sürmesi gerektiğini söyledi. Çiçek, ülkede barışın ve huzurun turizmde ivmeyi nasıl yükselttiğinin geçmişte yaşandığını belirterek şöyle dedi:
"Umarız ki, o günlere en kısa sürede tekrar geri döneriz. YaÅŸanan geliÅŸmelere paralel olarak hedefler koymak zorundayız. Kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapmalıyız. 2023 yılına kadar ulaÅŸmamız gereken hedefimiz 50 milyon yabancı, 35 milyon yerli turist ve kiÅŸi başına bin dolar harcama olmalı. Tüm bunlarla birlikte Türkiye'ye gelen turistler her türlü güvenceye sahip kiÅŸilerden hizmet almak istemektedir. Avrupa BirliÄŸi'nin de bu yönde ciddi çalışmaları bulunmaktadır. Bizde bu sebepten dolayı, her türlü sosyal güvenceye sahip ve iyi çalışan personelle çalışmak zorundayız. Unutmayalım ki, eÄŸer çalışanımızı memnun edemezsek, misafirimizi memnun etmek mümkün deÄŸil. Elimizde en büyük sermayemiz olan istihdamı, iyi deÄŸerlendirmek zorundayız."Â
'İŞLETMELER GÜVENLE BAKAMAZKEN ÇALIŞANLAR NASIL BAKACAK?'
Kuşadası Belediye Başkanı CHP'li Özer Kayalı ise, "Turizm sektörü işletmeler geleceğe güvenle bakamazken, çalışanlar nasıl bakacak" diyerek başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
"KuÅŸadası'nda Sosyal Güvencesiz olarak personel çalıştıran, ya da çalışanın hakkını vermeyen turizm tesislerinin olduÄŸunu düşünmüyorum. Çünkü KuÅŸadası hem hizmet, hem de çalışanına verdiÄŸi deÄŸer konusunda bu engelleri aÅŸmış durumda. Sektöre farklı ÅŸekillerde hizmet veren küçük iÅŸletmelerde sosyal güvencesiz personel istihdamı yaÅŸanıyor olabilir."Â
Başkan Kayalı, turizmde sıkıntıların 2- 3 yıl içerisinde aşılabileceğini de kaydetti.
Proje kapsamında, Kuşadası'nda sektörün öncüleri ile 12 ay boyunca bilinçlendirme ve bilgilendirme, sorunları değerlendirme toplantıları yapılacak.
FOTOÄžRAFLI
Â
Â
Â