Güncelleme Tarihi:
Latif SANSÜR/KUŞADASI(Aydın), (DHA)- KUŞADASI'nda körüklü çizme ustası, son kalfasıyla birlikte körüklü çizme yapımını anlattı. Etkinliğe katılanlar körüklü çizme giyip, zeybek oynadı.
Kuşadası Eğitim Geliştirme Vakfı (KEGEV) Özel Arabul Kültür Merkezi'nin (KUAKMER) kaybolan meslekleri yeni kuşaklara anlatmak için düzenlediği etkinlikte renkli görüntüler ortaya çıktı. Körüklü çizme ustası Mustafa Karpuzcu son yetiştirdiği kalfası Ordulu Türkay Yavaş ve kunduracı Faruk Çetin ile birlikte körüklü çizme yapımını anlatmaya başlamadan önce, körüklü çizme tutkunları Çınar Muhtarı Sebahattin Akyüz ve arkadaşları gıcırdaklı körüklü çizmeleri, külot pantolonları, yelekleri ve yöresel şapkayla giyip, zeybek oynayarak, çizmelerin efelerin yaşamındaki önemine dikkat çekti. Etkinliği izlemeye gelen körüklü çizme tutkunları, yöresel kıyafetleri ve çizmeleri ile katıldı. KEGEV Yöneticisi Şefik Sözer, amaçlarının Kuşadası'nın kaybolan mesleklerini genç nesillere tanıtmak, anlatmak olduğunu söyledi. Sözer, şöyle dedi:
"Kuşadası'nın geçmişine damga vuran bir çok meslek kayboldu. Özellikle Kuşadası'nda hızlı bir göç ve hızlı bir değişimle kendi değerlerimizi koruyamama noktasına geldik. Helvacılık, eskiden, dabakçılık, demircilik, semercilik, kunduracılık, zahirecilik, değirmencilik gibi Kuşadası'nın önemli bir mesleğiydi. Bunları anımsatmak ve kent belleğine kazandırmak için çaba harcıyoruz. Körüklü çizme üretiminde son ustamız Mustafa Karpuzcu son çırağı Türkay Yavaş'ı kalfa yaptı. O da Ordu'ya yerleşti. Özel bir gösteri için geldi. Körüklü çizmenin öyküsünü anlatacaklar. Körüklü çizme Ege'ye, efelere mahsus delikanlılığın göstergesi. Biz bunu çok önemsiyoruz."
Mustafa Karpuzcu, Ege bölgesinde körüklü çizme yapan 10 usta kaldığını söyledi. Körüklü çizme yapımının tüm aşamalarını detaylı bir şekilde anlatan Karpuzcu, "Geçmişte Türkiye'nin en iyi derisini işleyen dabakhaneler Kuşadası'ndaydı. İyi üretilen deriye kesimden başlardık. Deri tersinden işlenirdi. Ters deriyi, çalı çırpı parçalamasın diye çiftçiler kullanırdı. Düz olanı ise ağa ve beylerin kullandığı nazik kullanıma aitti" dedi.
FOTOĞRAFLI