Söke Kadın Meclisi’nden 10 Aralık İnsan Hakları Açıklaması
Güncelleme Tarihi:
IHA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2015 14:48
SÖKE KADIN MECLİSİ 10 ARALIK AÇIKLAMASI
Söke Kent Konseyi Kadın Meclisi 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle kitlesel basın açıklaması yaptı. Söke Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşen kitlesel basın açıklamasına CHP İlçe Teşkilatı da katılara destek verdi.
Gerçekleşen saygı duruşu sonrasında açıklamayı Kadın Meclisi Başkanı Şennur Parıldar yaptı. Şennur Parıldar açıklamasında; “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948’ de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Paris’ te yapılan oturumunda kabul edilmiştir. 30 maddelik bir bildirgedir. “ Bütün insanlar, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Herkes; ırk, renk, cins, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ve de herhangi bir ayrım gözetmeksizin bu hak ve özgürlüklerden yararlanabilirler. Bu bildirge Türkiye Cumhuriyet tarafından 6 Nisan 1949’ da onaylanmıştır. İnsan Hakları Bildirgesinin kabulünden sonra; İnsan Haklarını geliştirme, koruma, uygulama konusunda yeni yeni anlaşmalar yapılmıştır. Bunlardan biri: 20 Aralık 1952’ de kabul edilen Kadınların Siyasi Haklarına İlişkin Sözleşmedir. Buna göre kadınlar; doğrudan doğruya ve ya serbestçe seçilmiş temsilcileri aracılığı ile kendi ülkesinin kamu işlerinin yönetimine katılmak, siyasal haklardan yararlanmak ve bu hakları kullanmak yönünde erkeklerle eşit olmaktadır. Bu sözleşme Türkiye Cumhuriyeti tarafından da kabul edilmiştir. Söz konusu anlaşmalardan bir diğeri 20 Kasım 1959’ da Cenevre’ de kabul edilen “Çocuk Hakları Bildirgesi” dir. Çocukların Uluslararası alanda korunmasına yönelik olan bu sözleşme gereğince çocukların; her türlü istismara karşı korunma, kardeşlik duyguları içinde eğitim alma; aç olanlarının beslenme, hasta olanlarının tedavi olma hakkı teslim edilmiştir. Bu sözleşme de Türkiye Cumhuriyeti tarafından onaylanmıştır. Çok uzun yıllarda büyük acılar çekilerek kazanılan bu haklar sadece ve sadece insan olmanın, onurlu yaşamanın kazanımıdır. Bunlara ek olarak can ve mal güvenliği, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü ve siyasal haklar gibi geleneksel hak ve özgürlükler birinci kuşak haklardır. Çalışma hakkı, adil ve eşit ücret, insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyine kavuşma hakkı, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı gibi bir takım ekonomik ve sosyal haklar da ikinci kuşak haklardandır. Teknolojik gelişmeye paralel olarak temiz bir çevrede yaşama hakkı, bilgisayar verilerine karşı özel hayatın korunmasını isteme hakkı, sanat- bilim özgürlüğü, tüketici hakkı, tıbbi ve biyolojik gelişmelere karşı korunma hakkı gibi haklar da üçüncü kuşak haklardır. Bu haklar sürekli gelişmektedir. Avrupa Birliği tarafından hazırlanmış olan Temel Haklar Sözleşmesi’nde bu haklar da güvence altına alınmıştır. Bizlere düşen; tüm kurum, kuruluş, bireyler ve özellikle yazılı ve görsel basın olarak insanları insan hakları konusunda bilgilendirmek ve hak arama bilincinin geliştirilmesine yönelik fırsatları değerlendirmektir. İnsan hak ve özgürlüklerinin herkes için, tüm yönleri ile korunup, hayata geçirildiği bir dünyaya ulaşmamız dileği ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününüzü kutlarız” ifadelerine yer verdi.
Gerçekleşen saygı duruşu sonrasında açıklamayı Kadın Meclisi Başkanı Şennur Parıldar yaptı. Şennur Parıldar açıklamasında; “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948’ de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Paris’ te yapılan oturumunda kabul edilmiştir. 30 maddelik bir bildirgedir. “ Bütün insanlar, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Herkes; ırk, renk, cins, din, siyasal ya da herhangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ve de herhangi bir ayrım gözetmeksizin bu hak ve özgürlüklerden yararlanabilirler. Bu bildirge Türkiye Cumhuriyet tarafından 6 Nisan 1949’ da onaylanmıştır. İnsan Hakları Bildirgesinin kabulünden sonra; İnsan Haklarını geliştirme, koruma, uygulama konusunda yeni yeni anlaşmalar yapılmıştır. Bunlardan biri: 20 Aralık 1952’ de kabul edilen Kadınların Siyasi Haklarına İlişkin Sözleşmedir. Buna göre kadınlar; doğrudan doğruya ve ya serbestçe seçilmiş temsilcileri aracılığı ile kendi ülkesinin kamu işlerinin yönetimine katılmak, siyasal haklardan yararlanmak ve bu hakları kullanmak yönünde erkeklerle eşit olmaktadır. Bu sözleşme Türkiye Cumhuriyeti tarafından da kabul edilmiştir. Söz konusu anlaşmalardan bir diğeri 20 Kasım 1959’ da Cenevre’ de kabul edilen “Çocuk Hakları Bildirgesi” dir. Çocukların Uluslararası alanda korunmasına yönelik olan bu sözleşme gereğince çocukların; her türlü istismara karşı korunma, kardeşlik duyguları içinde eğitim alma; aç olanlarının beslenme, hasta olanlarının tedavi olma hakkı teslim edilmiştir. Bu sözleşme de Türkiye Cumhuriyeti tarafından onaylanmıştır. Çok uzun yıllarda büyük acılar çekilerek kazanılan bu haklar sadece ve sadece insan olmanın, onurlu yaşamanın kazanımıdır. Bunlara ek olarak can ve mal güvenliği, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü ve siyasal haklar gibi geleneksel hak ve özgürlükler birinci kuşak haklardır. Çalışma hakkı, adil ve eşit ücret, insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyine kavuşma hakkı, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı gibi bir takım ekonomik ve sosyal haklar da ikinci kuşak haklardandır. Teknolojik gelişmeye paralel olarak temiz bir çevrede yaşama hakkı, bilgisayar verilerine karşı özel hayatın korunmasını isteme hakkı, sanat- bilim özgürlüğü, tüketici hakkı, tıbbi ve biyolojik gelişmelere karşı korunma hakkı gibi haklar da üçüncü kuşak haklardır. Bu haklar sürekli gelişmektedir. Avrupa Birliği tarafından hazırlanmış olan Temel Haklar Sözleşmesi’nde bu haklar da güvence altına alınmıştır. Bizlere düşen; tüm kurum, kuruluş, bireyler ve özellikle yazılı ve görsel basın olarak insanları insan hakları konusunda bilgilendirmek ve hak arama bilincinin geliştirilmesine yönelik fırsatları değerlendirmektir. İnsan hak ve özgürlüklerinin herkes için, tüm yönleri ile korunup, hayata geçirildiği bir dünyaya ulaşmamız dileği ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününüzü kutlarız” ifadelerine yer verdi.