Güncelleme Tarihi:
Latif SANSÜR/KUŞADASI(Aydın), (DHA)- AYDIN 1'inci. İdare Mahkemesi, Kuşadası'nın Davutlar ile Söke'nin Ağaçlı Mahalleleri arasındaki tarım arazilerinde, 12 jeotermal kaynak arama sondajı için 'ÇED Gerekli Değildir' raporu veren Aydın Valiliği'nin kararının yürütmesini durdurdu. Mahkeme, karara karşı itiraz yolunu da kapattı. Kalamaki Çevre Platformu üyesi Nazlı Deniz Kuruoğlu, çevreciler ve köylüleri sevindiren jeotermal elektrik santrali (JES) kararı 'Bayram' olarak niteledi.
Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nce geçen 3 Mart'ta, özel bir şirket tarafından Kuşadası'nın kırsal Davutlar ile Söke'nin kırsal Ağaçlı Mahalleleri arasındaki geniş bir alanda açılmak istenen jeotermal kaynak arama faaliyetleri için 'ÇED gerekli değildir' kararı verildi. Bu karar çevrecilerin tepkilerine neden oldu. Çevreciler düzenledikleri eylemlerle sondaj kuyusu arama çalışmalarını protesto ederken, bir yandandan konuyu yargıya taşıdı.
Aydın ve Kuşadası Çevre Platformu üyeleri tarafından 'ÇED gerekli değildir' kararının yürütmesinin durdurulması için Aydın 1'inci İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Çevreciler, 'ÇED gerekli değildir' kararının anayasaca koruma altına alınan sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkına aykırı olduğu, işlemin aynı zamanda Çevre Kanunu'na ve insan ve çevresi hakkında Birleşmiş Milletler Bildirgesi esaslarına aykırı olduğunu kaydetti. Ayrıca, dava dilekçesinde kurulması düşünülen jeotermal elektrik santralinin (JES) çevre ve bölgede yaşayan insanların sağlığına, tarımsal üretime vereceği zararların da dikkate alınması gerektiği vurgulandı.
KEŞİF YAPILDI
Başvuruyu değerlendiren mahkeme heyeti geçen mayıs ayında, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, Çevre Mühendisi Görkem Akıncı, Hidrojeoloji Mühendisi Gültekin Tarcan, Jeofizik Mühendisi Mahmut Göktuğ Drahor, Makine Mühendisi Aytunç Erek, Ziraat Mühendisi Hakan Çakıcı'dan oluşan bilirkişi heyeti ile geçen ağustos ayında keşif yaptı. Keşif ve inceleme sonunda hazırlanan raporda, bölgede 5 sondaj alanına toplam 12 jeotermal kuyusunun açılmasının hedeflendiği belirtildi. Bilirkişi raporunda özetle, yeterli jeolojik araştırmanın yapılmadığına, jeotermal su ve buhardan kaynaklanabilecek sorunların en önemli çevresel problemlerden biri olduğuna dikkat çekilip, Aydın Valiliği'nce verilen 'ÇED gerekli değildir' kararının uygun bulunmadığı belirtildi.
BİLİRKİŞİNİN RAPORU YETERLİ GELDİ
Bilirkişi raporunu değerlendiren mahkeme heyeti, geçen 10 Kasım'da, davalı idarenin itirazlarını yerinde görmeyerek raporun verilecek karara esas alınabilecek yeterlilikte bulunduğunun altını çizip, 'ÇED gerekli değildir' raporu veren Aydın Valiliği'nin kararının yürütmesini durdurdu. Mahkeme, karara karşı itiraz yolunu da kapattı. Mahkeme heyeti, bilirkişi heyetinin dile getirdiği olumsuzlukları temel aldığı kararında özetle şu görüşlere yer verdi:
"Bu durumda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yer alan tespit ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu faaliyetle ilgili proje tanıtım dosyasında jeolojik, hidrojeolojik ve jeokimyasal açıdan yapılan değerlendirmelerin yeterli düzeyde olmadığı görüldü. Eksik ve yetersiz jeolojik değerlendirme nedeniyle jeotermal sistem öğeleri (rezervuar, örtü, ısı kaynağı beslenme vb), jeotermal akışkan sıcaklığı, miktarı, kalitesi gibi bir çok konu bilinemediğinden oluşturabileceği çevresel etkilerinin de yeterli düzeyde anlatılmamıştır. Bu rapora bağlı olarak jeotermal bir rezervuarı tespit etmenin olanaklı olamayacağı ve doğru sondaj yapma olasılığının düşüklüğünden dolayı, çevresel etkiler anlamında sondaj sırasında olumsuzluklar ortaya çıkabilmesi söz konusu. Arazilerin çoğunlukla üzerinde zeytin, incir ve muhtelif meyve dikili, ayrıca söz konusu bölge mutlak tarım arazilerinden oluşmakta. Alanların bir kısmının DSİ'nin planladığı Davutlar Barajı orta ve kısa koruma alanlarında kalmasına rağmen baraj koruma alanına mesafesinin ve işletilebilme durumlarının da Proje Tanıtım Dosyası'nda göz önünde bulundurulmamıştır. Dava konusu sahaların Türkiye'nin en önemli milli parklarından biri olan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı'na yakınlığı da dikkate alındığında, dava konusu uyuşmazlığa konu projenin önemli çevresel etkilerinin olacağı ve bu nedenle ÇED raporunun düzenlenmesinin gerekli olduğu kanaatine varıldığından, uyuşmazlık konusu çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Diğer yandan, dava konusu işlemin uygulanması halinde, belirtilen alanda yukarıda detaylıca izah edilen çevresel etkiler de göz önünde bulundurulduğunda, telafisi güç ya da imkansız zararların doğacağı da açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına ve itiraz yolu kapalı olmak üzere, oybirliğiyle karar verilmiştir."
"KARARI BAYRAM OLARAK NİTELENDİRİYORUZ"
Mahkemenin kararı Aydın ve Kuşadası Çevre Platformu üyeleri ile her iki kırsal mahallede oturan köylüler tarafından sevinçle karşılandı. Açılmak istenen jeotermal sondaj kuyularına karşı büyük bir mücadele verip, yürüyüş ve eylemler düzenleyen Kalamaki Çevre Platformu üyesi Nazlı Deniz Kuruoğlu, "Mahkeme, bu kararıyla 'Devlet doğaya zarar verecek bir karar almıştır. Biz bu kararı bozduk' demiştir. Bu süreçte onlarca toplantı yaptık, paneller düzenledik, çevre buluşması, eylemler yapıp, 'JES istemiyoz' diyerek, film bile çektik. Bu nedenle mahkemenin verdiği kararı bayram olarak nitelendiriyoruz" dedi.
FOTOĞRAFLI