Güncelleme Tarihi:
Latif SANSÜR/KUŞADASI (Aydın), (DHA)- KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı'nın kamu taşınmazlarının turizm yatırımlarına tahsisi hakkında yönetmelikteki değişiklik, doğa dostlarını endişelendirdi. Kuşadası'ndaki Milli Park'ın revize edilen planlarında turizm tesislerinin hizmet alanı olarak işlenmesinin Milli Park'taki doğal döngüyü olumsuz etkileyeceğini belirten Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği'nden (EKODOSD) yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, Kuşadası Belediyesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Turizm Fakültesi ve EKODOSD iş birliğiyle geçen temmuz ayında, 7 bilim insanının katılımıyla "Milli Parkın, Dilek Yarımadası Bölümü'nün Sınırlarının Genişletilmesi Çalıştayı" yapıldığı hatırlatıldı. Çalıştayın sonuç bildirgesinde, çevredeki ormanlık alanın bir bölümünün de Milli Park'a dahil edilmesi ile ülkemizin uluslararası alandaki algısını pozitif yönde etkileyeceği ve bölge açısından da son derece olumlu katkı yapacağı, mevcut Milli Park'ın geleceğe taşınması yönünde büyük destek olacağı şeklinde bir öneri dile getirildiğine dikkat çekildi.
'TÜRKİYE'DE DOĞAL ALAN ORANI YÜZDE 1'
Milli parkları diğer orman alanlarından ayrılan en belirgin özelliğin yaban hayatın sürmesi olduğuna dikkat çekilen EKODOSD açıklamasında, "Milli parkları diğer doğal ormanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri, sürdürülebilir bir yaban hayatının devam etmesi, biyolojik çeşitliliğin korunması, insan baskısı ve faaliyetlerinin kısıtlanması. Dünya oranına bakıldığında koruma altına alınmış doğal alanların oranının yüzde 11 ile yüzde 35 düzeyinde değişirken, Türkiye'de bu durumun yüzde 1'lerde olması, bu yönetmeliğin gerçekleşmesi halinde oranın daha da düşeceği görülmektedir" denildi.
BİR ÇOK ULUSLARARASI SÖZLEŞME İLE KORUNUYOR
1966 yılında Dilek Yarımadası'nın milli park ilan edildiğine dikkat çekilen açıklamada özetle şu görüşlere yer verildi:
"Türkiye'nin ve Dünyanın en benzersiz doğal alanlarından biri olan Dilek Yarımadası'nın 2873 Sayılı Kanun ve Uluslararası Sulak alanlar Sözleşmesi (Ramsar), Avrupa´nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamları'nın Korunmasına Yönelik Sözleşme (Bern), Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması (Rio) ve Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona) kapsamında uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmıştır. Akdeniz'den Karadeniz'e kadar tüm Anadolu'da var olan bitki türlerinin doğal olarak bir arada görüldüğü bir doğa müzesi olma özelliğini taşıyan ve benzersiz biyolojik çeşitlilik nedeniyle, Avrupa Konseyi tarafından ‘Flora Biyogenetik Rezerv Alanı' olarak korunan alan niteliğindedir. Önemli kuş, bitki, memeli ve doğa alanı olan milli parkın korunması ve geleceğe taşınması yönünde her kurumun gerekli hassasiyeti göstermesi gerekir. Milli parkın korunarak, hatta çalıştay da belirttiğimiz şekilde sınırlarının genişletilerek geleceğe taşınmasını umuyoruz."
FOTOĞRAFLI