Güncelleme Tarihi:
Taylan YILDIRIM-Latif SANSÜR-Burhan CEYHAN/KUŞADASI (Aydın), (DHA)- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Muhtarlar Çalıştayı'na katıldı. Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmasında AK Partili belediye başkanlarının istifalarının istenmesine değinerek, "Bir tartışma var. Falan belediye başkanı istifa etsin. Şu olsun, bu olsun. Bu millet iradesine haksızlıktır. Benim gelip, herhangi bir muhtarı bulup, 'Seni beğenmiyorum istifa et' deme hakkım da yetkim de yoktur. Seni seçen halk. Peki neden sana söylüyorum; 'İstifa et, istifa etmezsen bedeli ağır olur.' Seni hapse mi atarım, diyorsunuz? Dosyalarını mı çıkartırız, diyorsunuz? Suçu varsa, suçu gizleyen de suçludur. Ortak olursunuz. Kişinin suçu varsa verirsiniz mahkemeye belki beraat eder. Nereden biliyorsunuz kişilerin suçlu ya da suçsuz olduğunu? Tek kişiden demokrasi olmaz" dedi.
Aydın Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisindeki tüm mahalle muhtarlarına yönelik düzenlenen Muhtarlar Çalıştayı'na, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na indikten sonra karayoluyla Kuşadası'na geçen Kılıçdaroğlu, bir süre otelde dinlendikten sonra Efes Kongre Merkezi'ne gitti. Muhtarlarla biraraya gelen Kılıçdaroğlu'dan önce Çine Doruklar Mahalle Muhtarı Halil Kapıkıran, Çakırbeyli Mahalle Muhtarı Mehmet Demir ve Tepecik Mahalle Muhtarı Mehmet Başak, kısa bir selamlama konuşması yaptı. Daha sonra Aydın Büyükşehir Belediyesi Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, kürsüye çıktı. Çerçioğlu, "3.5 yıldır belediye başkanıyım. Bu salondaki muhtarlarımdan büyük destek aldım. Onların desteği olmasaydı ben başarılı olamazdım. 1 milyar TL'lik yatırım yaptım. Bin 540 kilometre asfalt yol çalışması yaptık. Bir o kadar da önümüzdeki yıl yapacağız. Hizmetlerimize ara vermedim devam edeceğiz" diye konuştu.
Özlem Çerçioğlu'nun konuşmasından sonra belediye yatırımlarının anlatıldığı kısa bir barkovizyon gösterisi gerçekleştirildi.
'MUHTARLARA SÖZ VE KARAR HAKKI VERİLMELİ'
CHP Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevini de yürüten Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'ın yanı sıra milletvekilleri, parti yöneticileri, belediye başkanlarının da eşlik ettiği Kemal Kılıçdaroğlu da konuşmasında, muhtarların sorunlarını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Eğer siyaset kurumu bir soruna kilitlenip, sadece sorunu dile getiriyorsa orada bir şey olmaz ama bir siyaset kurumu soruna kilitlenip, hem sorunu söyleyip hem de çözüm öneriyle geliyorsa orada umut ışığı vardır. Türkiye hangi sorunu varsa o soruna eğilmek, o sorunla ilgili akılcı politikalar üretmek bizim görevimizdir. Size rahatlıkla şunu söyleyebilirim; Türkiye'nin çözülmeyecek sorunu yoktur. Neden gerilimden beslenen siyaset anlayışı var? Tam aksine biraraya gelmeliyiz, uygar insanlar gibi konuşmalıyız. Sorun kimin sorunu? Hepimizin sorunu. Kendi sorunlarımızı akılcı projelerle çözmek zorundayız" dedi.
'SİZİ DİKKATE ALMIYORLAR, SADECE SİZİ SİYASETTE KULLANMAK İSTİYORLAR'
Kılıçdaroğlu, en saf seçimin muhtarlık seçimi olduğunu, oraya siyasetin gölgesinin düşmediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de ilk muhtarlık seçimi 1833'te Kastamonu'da yapıldı. Demokrasinin ilk basamağıdır. En temiz ve en saf seçimlerdir. Çünkü sizi bir genel başkan alt alta yazıp seçime sokmaz. Siz bir mahalleden çıkarsınız, 'Ben muhtar olmak istiyorum' dersiniz. Bir siyasi partinin gölgesini kabul etmezsiniz. En saf seçimlerden birisi muhtarlık seçimleridir. Muhtarlık kurumunun sorunları niçin çözülmüyor? Yeni bir muhtarlık kanununu çıkması lazım. Bu yapıldı mı; yapılmıyor. Muhtarlıkların geliri var mı, hiç siyasilerin aklına gelmiyor mu? Niye bunların bir geliri yok? Çünkü sizi dikkate almıyorlar, sadece size siyasette kullanmak istiyorlar. Olması gereken çok basit. Emlak vergisi var değil mi? Emlak vergisinden neden size pay verilmez? Siz de seçimle geldiniz. Kanun yeterli mi? Yetmez başka şeyler de gerekiyor. Mahallenizle ilgili konu belediyede görüşülüyor, belediye meclisinde sizin mahallenizle ilgili konu görüldüğü zaman 'Gelin siz de belediye meclisinde konuşun, sizin de oy hakkınız, söz hakkınız olsun' diyen var mı? Yok. Demek ki yapmamız gereken konulardan birisi kendi mahallesiyle ilgili karar alırken o muhtar, mecliste söz ve karar vermeli. Buna benzer kurallar getirirsek iyi olur. Seçimle geliyorsunuz. Sizin doğru dürüst oturacak yeriniz var mı? Yok. Muhtarın yok, siz kamu görevlisi değil misiniz? Bakın bunların sağlanması lazım. Siz bunları sağlayın. Sizin önünüze milletvekili gelir. Ona deyin ki 'Biz emlak vergisinden pay istiyoruz. Belediyle meclisinde söz ve karar sahibi olmak istiyoruz. Biz oturabileceğimiz bir yer istiyoruz. Size diyecekler ki 'Biz yapacağız ama ah şu CHP karşı çıkıyor.' Siz de diyeceksiniz ki 'Kılıçdaroğlu, geldi söz verdi'. Getirsinler, kanunu hep birlikte el kaldıracağız. Anlaştık mı? Ben bu ülkede demokrasiyi sonuna kadar savunurum. Muhtarların değişik siyasi görüşleri olabilir. Başımız üstüne, hiçbir şikayetimiz olamaz. Demokrasinin gerekleri yerine gelmeli. Bugüne kadara gelip, size söz verip tutmayanlar iktidar oldu; bir de tutacakları deneyelim mi ? Sözün arkasında duralım. Bakalım nasıl oluyor."
'KIŞLAYA SİYASET SOKARSANIZ BİRİSİNİN KAFASI ESER, GELİP DARBE YAPAR'
Muhtarların üzerinde baskı olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Valinin olur, kaymakamın olur. Kaymakam seçimle mi geldi? Hayır. Seçimle gelen, atamayla gelen birisinden izin almamalı. Gidersiniz, görevinizi yaparsınız. Her adımda izin isterseniz o zaman siz neden seçiliyorsunuz ki? Demokrasi ayrı şeydir. Devlet ayrı şeydir. Hükümet ayrı şeydir. Hepsinin özünde demokrasi vardır. Milli irade diye diye mangalda kül bırakmıyoruz. Nasıl oluyor da milli iradeyle seçilen muhtar, adım atsa izin isteyecek. Bunun mücadelesini vermelisiniz. 50 bin 217 muhtar var. Her köyde mahallede milletvekili, belediye başkanı, başbakan yok ama bu ülkenin dokusunda sizler varsınız. Siz demokrasinin temelisiniz, sizler güçlü olduğunuz sürece Türkiye'de demokrasi güçlüdür" diye konuştu.
Konuşmasında Türkiye'nin sorunlarına da değinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetimizin niteliklerini güçlendirmek zorundayız. Demokrasiyi güçlendirmek zorundayız. Demokrasi liyakattir. İşi ehline vermektir. Bakan olmak için sadece ilkokul diplomasına ihtiyaç vardır. Ama devlette şube müdürü olmak için en az 4 yıllık üniversite bitirmek zorundasınız. Yetiyor mu? Yok. Belli bir süre geçmesi lazım. Devletin kuralları vardır. 12 yıl çalışırsınız sonra müsteşar olursunuz. Ama bakan olmak için ilkokulu diploması lazım. Devletle hükümet ayrı şeydir, devlet bakidir, hükümetler geçicidir. Devletin sembolü bayraktır, hükümetlerin sembolü yoktur. İş bilene teslim edilir. Devlette kuraldır. 'Devlette liyakat sistemini bozmayın; camiye, kışlaya, mahkemeye siyaseti sokmayın' dedik. Camiye siyaseti sokarsanız bölersiniz, mahkemeye siyaset sokarsanız, adaleti yok edersiniz. Kışlaya siyaset sokarsanız birisinin kafası eser gelip, darbe yapar. Bunları boşuna mı söylüyoruz. Sizin de seslendirmeniz lazım. Devlette liyakat var, devlet ayakta kalsın. Ama her şeyi tek adama teslim ederseniz liyakat, hak hukuk, adalet olmaz. Demokrasi varsa hepimizi varız ,demokrasi yoksa emin olup hiçbirimiz yokuz" dedi.
BELEDİYE BAŞKANLARININ İSTİFASININ İSTENMESİ İÇİN KONUŞTU
AK Partili belediye başkanlarının istifalarının istenmesi tartışmasına da değinen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bir tartışma var. Falan belediye başkanı istifa etsin. Şu olsun, bu olsun. Bu millet iradesine haksızlıktır. Benim gelip herhangi bir muhtarı bulup, 'Seni beğenmiyorum, istifa et' deme hakkım da yetkim de yoktur. Seni seçen halk. İstifa et, istifa etmezsen bedeli ağır olur. 'Seni hapse mi atarım, diyorsunuz?' 'Dosyalarını mı çıkartırız, diyorsunuz? Suçu varsa, suçu gizleyen de suçludur. Ortak olursunuz. Kişinin suçu varsa verirsiniz mahkemeye belki beraat eder. Nereden biliyorsunuz kişilerin suçlu yada suçsuz olduğunu? Tek kişiden demokrasi olmaz. Hepimizin duyarlı olması lazım. A partisi olur. B partisi olur. Bizim belediye başkanlarımız var. Ben şahsen belediye başkanlarımızı topladım. Şunu söyledim: Seçildiğiniz günden itibaren size oy versin vermesin, eşit davranacaksınız. Topladığınız her kuruşun hesabını halka vereceksiniz. Kul hakkı yemeyeceksiniz. Bir kenti namuslu yönetmek istiyorsanız, kuralı budur. Bu işin sağı solu yoktur. Toplumun ayrışmaya değil, bir arada olmaya ihtiyacı var. Her şeyi ben biliyorum dersen, o ülkeden demokrasinin dibine kibrit çakmışsınız demektir. Valiyi, kaymakamı görevden alabilirsin. Ama onun yargıya gidip hakkını arama hakkı vardır. Bu neyi gösterir, adalet arayışını gösterir. Şimdi hak dahi aramadan 'İstifa edeceksiniz' diyorsun. Onun çoluk çocuğu yok mu? Yarın diyecek ki 'Neden istifa ettin; hırsızlığın mı vardı, yolsuzluğun mu vardı?' diyecek. Çocuğuna torunlarını nasıl hesap verecek? Seçimle gelen birisinin bu kadar ağır bir yaptırımla karşı karşıya kalması doğru değildir. Aday göstermezsiniz olur biter. Öbür türlü yanlıştır. Kişiler açıkça suç tehdidi altında bırakılamazlar."
'SEVGİLİ PEYGAMBERİMİZİN HAYATINI OKUYUN'
Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yok dediği için kendisine kızıldığını da anlatan Kılıçdaroğlu, "Bana kızanlar, 'Sen neden öyle diyorsun?' diyorlar. Evet yoktur. Şu anda istese bir savcı yasadışı toplantı diye hepimizi toplar. Gizlilik koyar, bizi tutuklar. Dosyayı daha göremeyiz. Bunun adı demokrasi değildir. Kanun adalet dağıtmıyorsa kanun kanun değildir. Hakim adalet dağıtmıyorsa hakim hakim değildir. Biz bunun için adalet için yürüdük. Benim için mi, hayır, benim bir derdim yok arkadaşlar. 'CHP entellerin partisidir' diyorlar. O entellerden birisi benim. Bakın kendimi anlatayım. Babam ilkokul mezunu, annem, ablam okuma bilmez. 7 kardeşiz, bir tek ben üniversiteyi okudum. Bunu kime borçluyum? Şu gördüğümüz adama, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyum. Şimdi 3 çocuğum var. İki kızım, bir oğlum var. Kızlarımın eli ekmek tutuyor. Çalışıyorlar. Oğlum askerde o da gelir eli ekmek tutar, imkanı olur bir yere girer. Üç beş kuruş kazanır geçinip gider, dünyada paraya tamah etmedik. Etmeyeceğiz. Neden biliyor musunuz? Sevgili Peygamberimizin hayatını okuyun. Mütevazı yaşamını görün. İnançlıysak biz kendi geçmişimizi çok iyi bilmeliyiz" dedi.
ÖZLEM ÇERÇİOĞLU'NUN ADAYLIĞINI AÇIKLAMIŞ GİBİ ALKIŞ ALDI
Konuşmasında Aydın'a yapılan yatırımları da öven CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Özlem Çerçioğlu'nu kast edip, "Önümüzdeki dönemde o hizmetlerini yapmak için her türlü imkanı vereceğiz" dedi. Bu sözler üzerine salondaki muhtarlar ve partililer, ayağa kalkıp alkışladı. Kılıçdaroğlu'nun sözleri, 'Çerçioğlu'nun adaylığını seçimlere 1.5 yıl kala açıkladı' olarak yorumlandı.
SELÇUK'TA VATANDAŞLARLA BULUŞTU, AÇILIŞTAKİ TARTIŞMAYA DEĞİNDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının hemen ardından Selçuk'ta ziyaret ettiği kahvehanede vatandaşlarla sohbet etti. İZBAN istasyonunun Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla yapılan açılış trenindeki tartışmanın gündeme getirilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu sefere ders vermek durumundasınız" dedi. Ardından CHP İl başkanı Kamuran Ali Güven'in Genel Başkanlarının kendilerini kırmadığını ve çay teklifini kabul ettiğini söylemesinden sonra Kılıçdaroğlu bu kez "Bu kadar laf etti, çay yok ortada" deyince, gülüşmelere neden oldu. Bir kişinin ön seçim istemesi ve delege sistemini eleştirmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Delege sistemi, siyasi partiler kanununda var. Tüzükte kaldırsak bile mahkemede kabul edilmiyor iptal ediliyor" dedi.
'HALK SENİ SEÇTİYSE YERİNDE KALACAKSIN'
Kahvehane toplantısında da AK Partili belediye başkanlarının istifalarının istenmesi tartışması bir kez daha gündeme geldi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, "Halk seni seçtiyse, yerinde kalacaksın. Mücadele edeceksin" dedi. Söze giren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da "Belediye başkanı kellesini koltuğuna alır, mücadele böyle olur. Korkusu yoksa, yerinde kalır. Niye istifa etsin? Millet istifa et derse Ankara'nın yarısı istifa et derse olur" diye konuştu. Kılıçdaroğlu da bu sırada, "Tek adam rejimi dedik; işte tek adam rejimi bu" dedi.
Bir kadının emekli maaşlarına zam istemesi üzerine de Kılıçdaroğlu, "Biz seçimlerde emeklilere iki maaş ikramiye dedik. Ama onlar 'Bizim paramız var' dedi. 2019 seçimlerinde indirirseniz, sorunlarınız çözülür" dedi.
Kılıçdaroğlu, daha sonra İstanbul'a gitmek üzere Adnan Menderes Havalimanı'na geçti.
FOTOĞRAFLI