Kılıçdaroğlu: Devleti iyi yönetecek adam diline hakim olacak (2)

Güncelleme Tarihi:

Kılıçdaroğlu: Devleti iyi yönetecek adam diline hakim olacak (2)
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2017 13:15

Kılıçdaroğlu: Devleti iyi yönetecek adam diline hakim olacak (2)

Haberin Devamı

"ONLARA TEK YANIT VERMEDİM"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli açılış ve ziyaretler geldiği Aydın'da, Nazilli ilçesine de ziyaret etti. Burada ilçe merkezinde halkı selamlayan referandum için 'hayır' oyu isteyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Ahmet Şensan Kültür Merkezi'nde, muhtarlarla, STK, sendika başkanları ve üyeleriyle biraraya geldi. Burada konuşan Kılıçdaroğlu, "CHP genel başkanı olarak değil, bir vatandaş olarak, bayrağını ülkesini seven her türlü mücadeleyi göze alan vatandaş olarak hitap edeceğim. Çünkü bu bir memleket meselesi. Parti meselesi değil. Hepimizi ilgilendiriyor. Hangi partiden, kimlikten olursak olalım. Bu ülkede birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kutuplaşma, kavga, ağır laflar etmek istemiyoruz. Son konuşmalarda doğrudan beni hedef alıp namusumuza laf ettiler. Ama ağzımdan tek laf çıkmadı çıkmayacak. Bu millet kavgadan, ayrışmadan bıktı. Kavgasız yaşamak istiyoruz" dedi.
SALONDAKİLERE SORULAR SORDU
"Şimdi düşünme zamanı size ilk sorum şu olacak" diye seslenen Kılıçdaroğlu, "Sizler partizan cumhurbaşkanı mı istersiniz? Tarafsız bir cumhurbaşkanı mı istersiniz" dedi. Salondaki vatandaşların 'tarafsız' yatını vermesi üzerine Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Tarafsız olmalı. Çünkü 80 milyonu temsil ediyor. Ben tarafsız olamam. Çünkü ben CHP genel başkanıyım. Binali Bey, Devlet bey tarafsız olamaz. Anayasaya göre yemin metninde de bizim için tarafsızlık yoktur. Tarafsızlık cumhurbaşkanı yemininde vardır. Farz edelim seçildi. Arabasında kendi partisinin bayrağını mı, Türk bayrağını mı taşıyacak? Nasıl olacak? Devleti kurarken her şeyi düşünerek kurdu atalarımız. Kim arabasında Türk bayrağı taşır. Cumhurbaşkanı, vali, büyükelçi. Ben taşıyamam, başbakan, bakanlar taşıyamaz çünkü hiçbirisi tarafsız değil. Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, vali, büyükelçi tarafsız olmalı. Devleti temsil ederler. Bütün geleneğimizden vazgeçiyoruz. Bu sorun benim değil hepimizin sorunu. Bütün vatandaşlarımızı ilgilendiriyor. Her partilinin düşünüp sandığa öyle gitmesi lazım."
Kemal Kılıçdaroğlu ikinci soru olarak salondakilere "Cumhurbaşkanı, Meclis'i fesih etsin mi etmesin mi?" diye sorarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer bir kişi seçildi, orada da 600 milletvekili var. Bir sabah kalkıp fesh ediyorum. Bu yetkiyi vermeye hazır mısınız? Öyle bir yetki verilemez arkadaşlar. Niye verilemez? Aklımızda tartalım. Çünkü 600 milletvekilini oraya seçip gönderen milletin kendisidir. Milli iradeyi temsil eder.  Sevgili muhtarlar, STK, sendika başkanları bu bir parti meselesi değil, memleket meselesidir. Tarihten örnek vereceğim. 1924 anayasası görüşülüyor. Böyle bir karar Atatürk için verilmek isteniyor. İki genç milletvekili kürsüye çıkıp 'Atatürk'ü çok seviyoruz. Neler yaptığını biliyoruz ama bizi TBMM'ye seçip gönderen milletir. Dolayısıyla milletin yetkisini kimse fesh edemez' dedi. Bu yasa, oy çokluğuyla retdediliyor. Babalarımızın dedelerimizin bu kadar duyarlı olduğu ülkede, aynı duyarlılığın gösterilmesini istiyorum."
"EVET OYU KULLANMANIN VEBALİ AĞIRDIR"
Devletin yapısını ve işleyişini bir kişinin belirleyeceğini de savunan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir kişiye yetki veriyoruz 'al tepe tepe kullan' diyoruz olmaz. Bunun partilerle ilgisi yok. 'Evet' oyu kullanmanın vebali ağırdır. Hepimizin oturup düşünmesi, sandığa öyle gitmemiz lazım. Düşünme sağduyu zamanı. Ön yargılarla sandığa gitme zamanı değil. Aklımızı kullansak, aklımızı başkasına kiraya vermezsek, o benim yerime düşünüyor, yapıyor demek bu doğru değil. Başbakanlık kaldırılmalı mı? Yeni modelde yok. Niye yok? Çünkü TBMM'den güvenoyu ister. Yani milletten güvenoyu ister. Yeni sistemde bu yok. Güvenoyu da yok. Bana birisi çıkıp makul bir gerekçe sunsun. Cumhuriyetin kuruluşundan beri vardı. Şimdi başbakan olmayacak. Kaç bakan olacak. Sayıyı kimse bilmiyor. Kaç bakan olacağı bir kişinin takdirine bağlı. Hiçbir bakan, milletvekili olmayacak. Peki bu milletvekilleri ne iş yapacak o zaman" dedi.
"HİÇBİR BAKAN, BÜROKRAT TELEFONA ÇIKMAZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Beklersiniz değil mi? Aydınlı milletvekili, bakan olsun diye. Ama olmayacak. Hiçbir milletvekili bakan olmazsa, başkan yardımcı olmazsa ne olur? Ben size söyleyeyim mi? Bir derdiniz oldu. Çözemediniz. Ne yapıyorsunuz? Milletvekiline anlatıyorsunuz. Gidiyorsunuz meclise. Derdinizi anlatıyorsunuz. Olay çözülür ya da çözülmez ama derdinizi anlatıyorsunuz. Yeni modelde milletvekillerine telefon açmanıza gerek yok. Çünkü bakanların parlamentoya sorumluğu yok. Hiçbir bakan, bürokrat telefona çıkmaz. Bu nasıl bir model değerli arkadaşlar. Dünyada yok. Milletin seçmediği adama neden dokunulmazlık veriyorsunuz. Kürsüde konuşuyorsa mecliste tamam dokunulmazlık verelim. Milletin seçmediğine neden dokunulmazlık veriyorsunuz. Milletvekili sayısı 600'e çıkıyor. Bir Allahın kulu, bunu nedenini açıklasın. Makul sayı, 450'dir. 550 bile fazla."
"MECLİS'İN ELİNDEN YETKİSİ ALINIRSA, MİLLETİN ELİNDEN YETKİSİ ALINIR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meclisin yetkilerinin elinden alınmasının milletin yetkileninin alınması anlamına glediğini öne sürerek şöyle konuştu:
"Hayır çıkarsa kaos çıkar' diyorlar. Neden olsun? Cumhurbaşkanı yine görevinin başında olacak. Millet seçti. Başbakan, bakanlar görevlerinin başındalar. Ama 'hayır' çıkarsa ne olacak? Benim TBMM'me dokunmayacak. Bu meclise dokunmayın, yetkilerini kimse elinden almasın. Meclisin elinden yetkisi alınırsa, milletin elinden yetkisi alınır. Anayasa değişikliği gerçekleşirse en tehlikesi de şu. Bir kişiyi ikna ederseniz, kandırırsanız en geç 24 saatte ülkeyi, ele geçirirsiniz. Bir kişi, bir sabah bakanları, başbakan yardımcılarını, büyükelçileri, komutanları, valileri, emniyet müdürlerini bir günde tamamını değiştirme hakkına sahiptir. Türkiye bu kadar ucuz bir devlet olmalı mı? 1 Mart tezkeresine meclis izin vermedi. Bu nedenle konunun A partisi, B partisiyle ilgilisi yok. Ortak paydaya inanmak zorundayız. Nedir ortak paydamızı. Bayrağımız, vatanımız, ortak yaşama arzusu. Birlikte yaşamanın temel şartı nedir? anayasanın toplumu bölmemesi lazım. Benim haklarımı güvence altına alacak."
BÜLENT ECEVİT ÖRNEĞİYLE DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ
Hükümetin dış politika ve Suriye'ye yönelik açıklamalarını da eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Rakka'ya gideceğiz' dediler. Git kardeşim. Vazgeçiyorlar, 'Münbiç'e gidiyorlar' Git kardeşim. Ne Rakka'ya ne de Münbiç'e gidiyorlar. Devlet adamı böyle olmaz. Tarihten örnek vereyim. Kıbrıs'ta soydaşlarımız öldürüyordu. Başbakan Bülent Ecevit hiçbir zamana çıkıp 'Biz Kıbrıs'a gideceğiz' demedi. Ne zaman dedi, askerlerimiz Kıbrıs'a çıktığı zaman. Çıktı dedi ki 'Askerlerimiz Kıbrıs'tadır. Allah milletimize yardımcı olsun' dedi. Lafla peynir gemisi yürümez. Devlet adamı az konuşur, sözünün arkasında durur. Öbür türlü Türkiye irtifa kaybeder. Devlete adamlığı farklıdır. Devleti, halkını düşünür. Ayrım yapmaz insanları arasında. Bulamaç Adası var. Şu anda başka ülkenin bayrağı var. Sordum kimse ses çıkarmadı. Ne kadar, iki yüzlü olduklarını görüyorsunuz değil mi?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda da, sandığa gidilmesini herkesin bir kişiyi, iki kişiyi ikna etmesini isteyip, "Ben 1982 anayasasına hayır oyu kullandım. Şimdi gururla çocuklarıma anlatıyorum. Şimdi de her Aydınlı hayır oyu vermeli, torunlarına bunu söylemeli" dedi.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!