IHA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2015 09:44
PROF. DR. NESLİHAN ŞENDUR GÜNEŞİN ZARARLI IŞIKLARINDAN KORUNMA YOLLARI HAKKINDA BİLGİ VERDİ
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Şendur, kamuoyunda son dönemde konuşulan güneşten koruyucuların zararlı etkileri hakkında bilgi verdi.
Çocuklarda büyüme döneminde güneşten korumanın çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şendur, alınacak önlemlerle kanser riskinin azaltılacağını söyleyerek; “Çocukların büyüme çağında güneşten korunmaları çok önemli. Bu nedenle anne babalara, okullardaki öğretmenlere ve bakıcılara ve büyük iş düşüyor. Bu konuda bilinç oluşturmak çok önemli. Alınacak küçük önlemlerle kanser riskini büyük ölçüde azaltabiliriz” diye konuştu.
ÇOCUKLARIN GÜNEŞTEN KORUNMALARI ÇOK ÖNEMLİ
Deri Kanseri ve deri sağlığı açısından güneşin etkilerinin önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Şendur; “Son dönemlerde güneşten koruyucular konusunda yanlış bilgilerin neden olduğu bir korku iklimi var. Bunların sakıncalı olduğu, kullanılmaması gerektiği gibi doğru olmayan bilgiler ne yazık ki dolaşıyor” dedi.
Güneşin zararlı ışıklarının deri yaşlanmasına ve deride yanıklara ve deri kanserlerinin oluşumuna neden olan faktörlerden en önemlisi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Şendur; korunmanın önemli bir gereklilik olduğunu söyledi. Özellikle çocukluk döneminde gerçekleşen korunmanın daha çok önem kazandığını ifade eden Şendur, “Çünkü güneş yanıkları erken dönemde oluştuğunda büyük sıkıntılara yol açabiliyor. Özellikle sulantılı yara oluşmuşsa çocuklarda; ilerleyen dönemlerde bunlar ‘Deri Kanseri’ olarak karşımıza çıkabiliyorlar. Çocukların büyüme çağında güneşten korunmaları çok önemli. Bu nedenle anne babalara, çocuk bakıcılarına ve hatta okullardaki öğretmenlere büyük iş düşüyor. Bu konuda bilgilendirilip bilinç oluşturmak çok önemli” dedi.
NEDEN GÜNEŞTEN KORUNMALIYIZ?
ADÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Şendur, güneşin hayatımızda çok önemli bir yeri olduğunu söyleyerek tedbir alınmaması durumunda birçok zararı da beraberinde getirdiğini söyledi. Şendur; “Ancak yararı olduğu kadar güneşten zarar da görebiliriz. Örneğin biz güneşin dik açılarla geldiği zaman aralığında (10:00- 15:00 saatleri arası) dışarıda mümkünse bulunmamak gerektiğini söylüyoruz. Bu saatlerde dışarıda çalışmak zorunda olanların koruyucu şapka kullanmaları ve bol sıvı tüketmeleri gerekir. Çocuk ve yaşlılarda bu durum daha çok önem kazanıyor” diye konuştu
FİZİKSEL Mİ, KİMYASAL KORUYUCULAR MI KULLANILMALI?
Prof. Dr. Neslihan Şendur, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güneşten korunmayı iki farklı kategoride ele alabiliriz. Bunlar fiziksel ve kimyasal güneşten koruyucular. Fiziksel koruyucular derinin beyaz görünmesine sebep oluyor. Bunların içeriğindeki titanyum dioksit ve çinko oksit dolayısıyla deriyi beyaz göstermektedir. Böylelikle de güneş ışıklarını yansıtırlar. Ayrıca kapatıcı oldukları için de bu beyaz rengi deri üzerinde gösterecektir. Sürülmesi zor ancak en sağlıklı olanı da fiziksel güneşten koruyuculardır. Kimyasal koruyucular ise güneş ışınlarını absorbe eden ve emilimi olan maddeler içerdikleri için haklı olarak insanlarda bazı endişelere sebep olabiliyorlar. Hem fiziksel hem de kimyasal güneşten koruyucuların içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı hassasiyetini varsa buna bağlı olarak alerjik döküntüleri olabilir. Bunun dışında parfüm içeriyorsa, güneşten koruma faktörleri düşükse, deri tipine uygun değilse bunlara bağlı yan etkiler ortaya çıkacaktır. Ayrıca Gençler bu koruyucuları sürdükten sonra uzun süreler güneşin altında kalıyorlar. Sürdükleri koruyucuların uzun süreler kendilerini güneşin olumsuz etkilerinden koruyacağını düşünüyorlar ancak bu durum yanlış. Uzun süre güneş ışınlarına koruyucularla birlikte maruz kalmak riski azaltmıyor. Bu nedenle de özellikle deri kanserlerinden korunmak için belli saatlerde güneşe çıkmalı ve güneşin zararlı etkilerinden korunmalıyız”