Aydın Yaz Hava Kirliliği En Yüksek İki İlden Biri Oldu

Güncelleme Tarihi:

Aydın Yaz Hava Kirliliği En Yüksek İki İlden Biri Oldu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2016 11:13

AYDIN ÇEVRE KURULTAYI SONUÇ RAPORU AÇIKLANDI

Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, Aydın’da çevre ve toprak kirliliğinin sat safhaya ulaştığını belirterek; “Aydın halkı bu sürece müdahil olmayarak ve susarak ya yok olacak ya da pek yakın zamanda topyekun bu topraklardan taşınma kararı verecektir” dedi.
Aydın Tabip Odası, Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi ve Aydın Çevre ve Kültür Derneği Platformu (AYÇEP) işbirliğinde düzenlenen ‘Aydın Çevre Kurultayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Yapılan açıklamaya Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı Mahmut Nedim Barış ve AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili ile davetliler katıldı.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2010-2013 döneminde en fazla görülen ilk dört hastalık olan dolaşım sistemi, kanser, solunum sistemi, beslenmeye bağlı hastalıklar ve ölümlerin Aydın’da Türkiye ortalamasından daha fazla görüldüğünü belirten Dr. Metin Aydın, “Bu dönemde Aydın’da kanserler Türkiye ortalamasından 2,5 kat daha fazladır. Aydın’da ki ölümler Menderes nehrine yakın yerleşim yerlerinde daha fazla olmuştur. Doğal Yaşamı Koruma Vakfı 2013 yılında yaptığı ‘Menderes Nehri Havzası’ çalışmasında Menderes’te en şiddetli organik kirlilik, nüfus başına ölümlerinde en fazla olduğu Yenipazar, Kuyucak, Bozdoğan, Çine’de saptanmıştır. Aydın’ın en önemli çevre sorunları su, hava, toprak kirliliğidir. Menderes şu anda Ergene ve Gediz’den sonra Türkiye’nin en kirli üçüncü nehridir. Menderes nehrinin kirlilik sebepleri sanayi atıkları, jeotermal atıklar, plansız kentleşme ve belediye atıkları, evsel atıklar, aşırı gübre ve ilaçlama, Beşparmak dağlarındaki maden ocakları ve kimyasal madde atıklarıdır. Tüm bu kirlilik sebepleri nedeni ile bugün Menderes Nehri sulama dahi yapılamayacak düzey olan 4’cü derece kirlilik seviyesindedir. Hava kirliliği dünyada sağlığa yönelik ilk 10 risk faktörden biridir.2014 yılında Aydın Türkiye’de hava kirliliğinin en fazla olduğu 8.ci il olmuştur. Aydın’da hava kirliliğinin en önemli sebepleri; karayolu trafiği, evsel ısınma, imalat sanayi tesisleridir. Aydın hava kirliliği içinde en fazla kükürt dioksit ve PM10 yer almaktadır. Türkiye’de yaz dönemi kükürt dioksit ortalamasının en fazla olduğu iller, Aydın ve Bursa’dır. Aydın’daki bu fazla kükürt dioksit düzeyinin sebebi jeotermal santrallerdir. Hava kirliliği insanda erken doğumdan, solunum ve kalp hastalığına, kronik bronşitten kansere kadar pek çok hastalığa sebep olmaktadır. Aydın’da toprak kirliliği sebepleri; sanayi kaynaklı atık boşalımı, Jeotermal sular, vahşi depolanan evsel katı atıklar, aşırı gübre ve tarım ilacı kullanımı, plansız kentleşme, madencilik ve hayvancılık atıklarıdır. Aydın’da su, hava, toprak ve sağlık üzerine giderek etkileri artan jeotermallerin önemi Aydın’daki toprakların yüzde 80’ninin jeotermallerin kullanımına açılması, Türkiye’de üretimde olan santrallerin yüzde 70’i ve gelecekte yapılması planlanan santrallerin yüzde 80’ninin Aydın’da yapılacak olmasındandır” diye konuştu.
“AYDIN’IN VERİMLİ TOPRAKLARI KİRLENİYOR”
Aydın’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre jeotermal atıkların en fazla toprak kirliliği yaptığı üç ilden birisi olduğuna işaret eden Dr. Aydın, “Şu anda Aydın’da bulunan jeotermal santral alanları ve döşedikleri borular ile beraber, Aydın toprak yüz ölçümünün yüzde 10’u fiili olarak etkilenmekte, tarım dışı kalmaktadır. Diğer bir toprak sorunu ise jeotermal işletmelerin Aydın’daki toprakları satın alması sonrası Aydın’da toprakların mülkiyet değiştirme sürecine girmiş olmasıdır. Aydınlıların yakın gelecekte topraksız kalma tehlikesi çok fazladır. Jeotermal santraller işletme sürecinde çıkardıkları akışkanları derelere ve topraklara bırakarak toprakların çoraklaşmasına, üretim dışı kalmasına da sebep olmaktadır. Tüm bu çevresel faktörlere bağlı Aydın’da kuru incir üretimi 2013 yılında 80 bin ton iken 2014 yılında 40 bin tona düşmüş,2015 ’de zeytin rekoltesi yüzde 23 azalmıştır. 2015 yılında Aydın’dan Hırvatistan’a ihraç edilen incir ürünlerinin bir kısmı geri döndü. Bu geri dönen 1 kilogram incirde 19 mg sülfat saptanmış. Eskiden incirde tehlike aflatoxin iken şimdi ise sülfattır. Aydın’da jeotermaller dışında sülfat üreten sanayi tesisi yoktur. Aydın’da jeotermallerin çevreye ve sosyoekonomik yaşantıya vermiş olduğu zararların en önemli sebeplerinden birisi Aydın’daki jeotermal zenginliğinin sadece enerji üretimi için kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde jeotermal kaynakların yüzde 67’si konut ısıtması, yüzde 18’i sera, yüzde 9’u termal tesis ısıtmasında, yüzde 6’sı elektrik üretiminde kullanılıyor. Aydın’da ise jeotermal kaynakların yüzde 95’i elektrik üretiminde kullanılıyor. Oysa Aydın’daki jeotermal kaynaklar ile 100 bin dekar sera işletilebilir,100 bin konut ısıtılabilir,100 bin kişiye iş imkanı sağlanabilir. Aydın’da jeotermal santrallerin tarıma, çevreye verdiği zarar, halkın giderek topraklarını işini aşını kaybettiği, yoksullaştığı gerçeği ortada iken hala jeotermal işletmelerin Aydın’da temiz enerji üretiyor söylemi gerçeklikten uzak bir söylemdir. Jeotermalin Aydın’daki bu kullanım tercihi Aydın’da halkın yoksulluğuna, tarımın yok olmasına, insanların sağlığını kaybetmesine, ekosistemin yok olmasına sebebiyet vermesinden başka bir sonucu yoktur ve olamayacaktır. O yüzden Aydın jeotermal kaynakların kullanım tercihini acilen yeniden sorgulamalıdır” ifadelerini kullandı.
“AYDINLILAR BİR TERCİH YAPMAK ZORUNDA”
Aydın’da çevre kirliliğine nenden olan diğer önemli unsurun Beşparmak Dağları’ndaki maden ocakları olduğunu savunan Dr. Aydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Yüzlerce feldspat ve kuartz maden ocaklarının faaliyetlerine bu bölgelerde izin verilmesi ile Beşparmak Dağları tüm zenginliklerini kaybetme sürecine girmiştir. Kazanç hırsı bu bölgede ne taş, ne dağ, ne canlı yaşam, ne mezarlık, ne de köy bırakmayacak boyutta artarak devam etmektedir. Aydın’da artan tüm bu çevre kirliliklerine bağlı olarak bunların insan sağlığa etkisi de giderek artmaktadır. 2010-2013 döneminde Türkiye’de kanser vakaları yüzde 18, Aydın’da yüzde 42 artmış idi. 2014 yılında Türkiye’de yaşayan 747 kişiden 1, Aydın’da yaşayan 556 kişiden 1 tanesi kanser tanısı ile kamu hastanelerine yatırıldı. Aydın’da kamu hastanelerine yatan kanser hasta sayısı Türkiye ortalamasından yüzde 34 daha fazla. Tüm bu süreç ve uygulamalardan da görüleceği üzere Aydın’da yaşayan halk enerji ve daha fazla kazanç adına, sağlıklarını, tarımını, tarım ürünlerini, gıda güvenliliğini, suyunu, toprağını, temiz havasını, ekosistemini, geleceğini, gelecek güvencesini kaybetme süreci yaşamaktadır. Aydın halkı bu sürece müdahil olmayarak ve susarak ya yok olacak ya da pek yakın zamanda topyekun bu topraklardan taşınma kararı verecektir. İşte bu noktada Aydın ve Aydın halkı ‘keşke demeden önce’ karar noktasında. Bizlere yaşam ve gelecek hakkı tanımayan bu küresel sermaye güçlerinin çöplüğü olmayı tercih ederek yok olmayı mı seçeceğiz? Ya da Aydın’ın zenginliklerini, ekosistemi koruyarak Aydın’da barış ve kardeşlik içinde, mutlu ve gelecekten umutlu, hep beraber yaşayabilmek adına halk için mi kullanacağız?”
Dr. Metin Aydın, Aydın Çevre Kurultayı’nın sonuç bildirgesini başta Aydın milletvekilleri, valilik ve belediyeler olmak üzere ilgili tüm kurumlara göndereceklerini ve de konunun takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!