IHA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2015 11:29
ADÜ'DE KORNEA NAKLİ YAPILDI
Aydın ve çevre illerden gelen hastalara kaliteli hizmet ve bakım veren ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi, bölgenin güçlü ve hizmet kalitesi yüksek hastanesi olma yolunda önemli çalışmalarına bir yenisini daha ekledi.
ADÜ Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Kocatürk önderliğinde, ekibi ve Yrd.Doç.Dr. Harun Çakmak’ın da asiste ettiği “Kornea Nakli”, ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi bünyesinde gerçekleştirildi. Kornea nakline ek olarak, aynı seansta sekonder göz içi lensi implantasyonunu da içeren kombine bir cerrahi operasyon uygulandı. Hastanın korneası çıkarıldıktan sonra daha önceden başka merkezde yerleştirilmiş olan suni göz içi lensi de çıkartılıp yerine arka kapsül desteği olmadığı için irise kıskaçlı göz içi lensi gözbebeğinin arkasına implante edildi ve sonrasında vefat etmiş donörden alınan şeffaf kornea dokusu hastaya nakledi.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Tolga Kocatürk organ ve doku naklinin önemine dikkat çekerek, bn eyin ölümü gerçekleşmiş bir donörden alınan 2 adet korneanın, göremeyen 2 farklı hastaya umut olabileceğini söyledi. Kocatürk, “Kornea, gözün renkli kısmının ön tarafında bulunan, kendisi çok zor görülebilen, saat camı gibi saydam bir tabakadır. Şeffaflığını kaybeden veya şekli bozulan kornea görmeyi olumsuz yönde etkiler. Hastanın korneasının çıkarılıp yerine vefat etmiş donörden alınan şeffaf korneanın yerleştirilmesi işlemine kornea nakli diyoruz. Kornea naklinde gözün tamamı alınmıyor, renkli kısmı alınmıyor sadece kontakt lens kadar küçük bir doku alınıyor. İnsanlar genel olarak gözün tamamının alındığını zannediyor, esasen yalnızca tırnak kadar küçük, şeffaf bir doku alınıyor (yaklaşık 1 cm. kadar ve yarım mm. kalınlığında) ve bu kısım nakil ediliyor. Bu operasyonda en önemli nokta kornea temin etmektir. Kornea bağışları sayesinde görme yeteneği olmayan hastalar, nakil sonrası yaşamlarını sürdürebilecek görme düzeyine kavuşmaktadırlar. Yasalarımıza göre kornea bir -organ değil- doku olduğu için sorulmadan alınabilir. Göz bankası ve kornea nakil merkezi yönergesine göre vefat eden kişinin sağlığında izin vermesine gerek kalmaksızın vefatı sonrası kornea dokusu alınabileceği belirtilmektedir; ancak yine de vefat eden kişinin yakınlarına organ ve doku bağışı için sorulmaktadır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde bulunan Kornea Bankası ile afiliye olarak çalışmaktayız, serolojik incelemeler, mikrobiyolojik bakı ve kültür yapılması, endotel sayısının yeterliliğinin belirlenmesi gibi gerekli bazı testler yapıldıktan sonra nakil edilmeye uygun olan kornealar hastanemize gönderilmekte ve uygun hastaların kornea nakillerinin hastanemizde gerçekleştirilmesi mümkün olmaktadır” dedi.
Yapılan işlem hakkında bilgiler veren Dr. Kocatürk, kornea naklinden sonraki tedavi ve takip sürecini şu şekilde anlattı: “Kornea nakli, operasyon aşamasında olabilecek riskleri azaltmak için genel anestezi altında gerçekleştiriliyor. Hastanın ameliyat esnasında başını veya gözünü hareket ettirmesi, öksürmesi çok büyük risk yaratmaktadır. Zaman içerisinde göz korneayı reddetmez ise başarılı bir şekilde hastanın görmesini amaçlanmaktadır. Korneada damar olmadığı için ve immünolojik cevaplar diğer organ nakillerinden biraz daha farklı olmaktadır. Bu nedenle doku uyumu aranmaz, dokunun reddedilme riski daha azdır. Böylelikle başarı şansı artmaktadır. Dünya genelinde en sık yapılan nakil kornea naklidir ve başarı oranı da oldukça yüksektir. Ancak, başarılı bir ameliyat görmek için yeterli olamamaktadır, ameliyat sonrası dönem de çok önemlidir. Hastanın ilaçlarını doğru bir şekilde kullanması gerekmektedir. İlaç kullanımında bir aksama yaşandığı takdirde ameliyat başarılı olsa bile sonradan kornea reddi ile karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle başarılı gerçekleşen bir ameliyat sonrasında dokunun reddi olmaz diye bir şey söz konusu değildir. Dikişlerin alınması süreci normal şartlarda 1-2 yılı bulmaktadır. En erken dikişler bir yıl sonra alınmaya başlanmaktadır. Bu süre zarfında dikişler kornea ve alıcı yatağın ayrılmasını önlemektedir. Dikişleri alınan hastanın ömür boyu takip altında kalması gerekmektedir”
Nakledilen korneanın red olma durumu olasılığını ve sonrasında izlenebilecek tedavi yöntemini paylaşan Yrd. Doç. Dr. Tolga Kocatürk, sözlerine şöyle devam etti: “Gözler çok kızarık, kırmızı görünümde, damarlanmış bir durumdaysa, alıcı yatak dediğimiz implante edilen bölgede incelme, erime gibi bulgular mevcutsa, takılan kornea her şeye rağmen reddedilmekte ve şeffaflığını koruyamamaktadır. Red olması halinde tekrar kornea nakli uygulanabilmektedir. Sürekli red olma durumunda ya da red olma ihtimali yüksek olan hastalara keratoprotez uygulanabilmektedir. Bu yöntem ise şu anda dünyada sayılı merkezlerde uygulanabilen çok özellikli ileri bir cerrahi yöntemdir.”
DR. TOLGA KOCATÜRK KİMDİR?
1979 yılında İzmir’in Ödemiş ilçesinde doğdu, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini Ödemiş’te tamamladıktan sonra 1995 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde tıp eğitimine başladı. 2003 yılında Adnan Menderes Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda asistanlığa başladı. 2008 yılında Göz Hastalıkları Uzmanı oldu. 2011 yılından beri halen Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak görevini sürdürmektedir. Eğitim süreci boyunca değişik dönemlerde yurtdışında çeşitli merkezlerde (Harvard Üniversitesi gibi) çalışmalarda bulunmuştur. Neden göz hastalıkları uzmanı olmayı seçtiğini sorduğumuzda, babasının da göz doktoru olduğunu ve çocukluk dönemlerinde babasının yaptığı göz muayenelerini ve göz ameliyatlarını hayranlıkla izlediğini öğreniyoruz, görmeyen birinin yeniden görmesini sağlamanın çok büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu belirten Tolga Kocatürk evli,iki çocuk babası ve ileri düzeyde İngilizce bilmektedir.