Güncelleme Tarihi:
Yoksa dünyada da fiyatları her geçen gün artan gıdaya ulaşımı nasıl başarabiliriz. Paramız olsa da gıdaya ulaşamayacağımız bir döneme giriyoruz. Görünün o ki önümüzdeki yıllar iklim değişikliği, ülkeler arası krizlerin de etkisiyle gıda konusunda zorlu geçecek.
Malum gündemde ayçiçek yağı var, market raflarından 5 kilogramlık ayçiçek yağı kapmak için birbiriyle yarışanlar, 5 kilogramlık yağ tenekesini göremeyince hayal kırıklığı yaşayıp üzülenler…
Tabii bu işin magazin kısmı ama şöyle bir gerçeklik var ki bir çok üründe olduğu gibi temel tüketim maddelerinden ayçiçek yağında da fiyatlar uçtu, uçuyor. Ayçiçek yağındaki yükseliş, pazarı alternatif ürün üretmeye ve tüketiciye sunmaya zorluyor.
Geçen gün markete gittiğimde, basına yansıdığı gibi ayçiçek yağı izdihamının olup olmadığına baktım, bir izdiham yoktu ama raflarda 5 kilogramlık ayçicek yağı da kalmamıştı. Raflarda 1 ve 2 kilogramlık ayçiçek yağları alıcısını beklerken, onların da kilogram fiyatı 40 TL’den aşağı değildi.
TÜKETİCİ UCUZA YÖNELİYOR
Bir şey daha dikkatimi çekti, raflarda zeytinyağı tenekelerinin yanında “yemeklik pirina yağı” diye satılan 5 kilogramlık yağ tenekeleri gördüm. 5 kilogram zeytinyağı en az 300 TL’den fiyatlandırılırken, 5 kilogram pirina yağı 220 TL’den alıcısını bekliyordu. Tabii bazı müşteriler ucuz fiyatı nedeniyle üzerinde “zeytinyağı” yazan pirina yağını tercih ediyordu.
Pirina yağı, zeytin ile ilgili toplantılarda ismini duyduğum, zeytinin yağı çıkarıldıktan sonra posasında kalan yağdan yapılan, eskiden pek de rağbet görmeyen “zeytinyağı” adı altında satılan ama zeytinyağıyla pek de ilgisi olmayan bir ürün. Daha çok sabun yapımı ve kozmetik sektöründe kullanılıyor, bir de kızartmalık yağ olarak büyük otellerin mutfaklarında…
DAHA ÇOK ZEYTİN ÜRETELİM
Şunu anlamakta zorluk çekiyorum, toprakları bu kadar bereketli, zeytinin anavatanı kabul edilen Anadolu’nun insanı elinin altındaki altın gibi bir ürüne neden ulaşamıyor. Neden bu ülkenin insanı yemeklerinde halis zeytinyağı kullanmasın da zeytinin posasında kalan kalitesi düşük, sabunluk yağı tenceresine koysun. Ülkemizde yılda 1 milyon 738 bin ton zeytin, 235 bin ton da zeytinyağı üretiyor. Şu anki tüketimimize göre arz ile talep dengesinde sıkıntı yok. Tabii yeni çıkan düzenlemelerle zeytinlik alanlarımızı koruyabilir, artan maliyetlere karşı üretime devam edebilirsek.
Bir yandan zeytinlikleri tehdit eden Madencilik Yönetmeliği çıkarırken, diğer yandan Hazine arazilerini tarıma tahsis ederek üretimimizi artırmaya yönelik kararlar alıyoruz.
Galiba tarım politikalarında kafamız biraz karışık. Gıda ve tarım ürünlerinin stratejik öneminin arttığı şu dönemde tarım politikamızı yeniden gözden geçirsek mi, ne dersiniz?
**
TAĞŞİŞE DİKKAT
Gıdada fiyat arttıkça tağşiş oranı da artıyor. Tüketiciyi kandıran ürünlerin başında bal, peynir gibi süt ürünlerinin yanı sıra zeytinyağı geliyor. Öyle ki her sokağın başına park eden bir doblo, arkasında da litrelerce zeytinyağı görebilirsiniz. Aman dikkat içerisinde ne olduğu belli olmayan, renginin dışında zeytinyağıyla ilgisi olmayan yağı mutfağınıza sokmayın.