Güncelleme Tarihi:
BİNGÖL’de can kayıplarıyla sonuçlanan yıkıcı deprem ve güney sahil bandında görülen zemin hareketlenmelerinin ardından Antalya’da deprem tehlikesine karşı alınması gereken tedbirler bir kez daha gündeme geldi. İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyükşehirlerde deprem daire başkanlıklarının kurulduğunu belirten Jeofizik Mühendisleri Odası Antaya Şube Başkanı Engin Erarslan, deprem riskine karşı çalışmalar yürütecek ve acil durumda hızlı harekete geçecek bir ekibin Antalya’da da oluşturulmasını istedi.
SU ZEMİNE ÇOK YAKIN
Antalya kent merkezinin zemin yapısı bakımından 3 ayrı bölge olarak incelendiğinde farklı risklerin öne çıktığını kaydeden Erarslan, her bölgenin kendine özgü çözümler gerektiren problemleri olduğunu söyledi. Antalya Limanı’ndan Boğaçay’a kadar olan bölgede yer altı suyunun yüzeye çok yakın olmasının önemli bir sorun olduğunu belirten Erarslan, şöyle bilgi verdi: “Zeminde meydana gelebilecek bir sıkışma halinde bölgedeki yapılar suyun üzerinde yüzen kibrit gibi olacaklar. Böyle bir zeminde stabil durumda hiçbir sorun yaşanmaz. Ancak sıkışma anında alttan gelen bir sarsıntıda bu tür zemin tehlikeli hale gelir.”
FALEZLER HALA KAYIYOR
Antalya’da risk taşıyan ikinci bölgenin falezler ve çevresi olduğunu ifade eden Erarslan, “Kent merkezine baktığımızda traverten dediğimiz çok büyük mağarasal boşlukları olan bir yapıya sahip, dayanıklılığı az, üzerine ağırlık verdiğiniz anda kırılıp çatlayabilecek ve deprem esnasında yapıları içine çekebilecek bir zemin yapısına sahip. Falezlerin her geçen yıl biraz daha kayıyor olması da bu bölgede ayrı bir tehlike yaratıyor. O nedenle falezlerin üzerindeki yapıların riisk durumlarının yeniden incelenmesi ve yeni kararlar alınması gerekiyor” diye konuştu.
KUNDU’DA KUMUL YAPI
Bir diğer tehlikeli zeminin de Kundu ve Lara sahil bandının gerisinde kalan bölgede görüldüğünü aktaran Erarslan, bölgede yapılaşmanın artması halinde karşılaşılabilecek riskleri şöyle anlattı: “Bu bölgede zemin ağırlıklı olarak kumuldan oluşuyor. Dere yatağı gibi özelliğe sahip bu zemin yapısı hareketlidir. Sulak alan kurumuş olsa bile üzerine inşa edilen yapılarla birlikte hareket mekanizması kazanır. Bu zemin türünün depremin sarsıcılığını yükseltme etkisi vardır. Kum ve çakıl yapı 3 şiddetindeki depremi 5 şiddetinde hissettirir.”