Güncelleme Tarihi:
ANTALYA’nın Manavgat ilçesi başta olmak üzere Akdeniz bölgesini kasıp kavuran yangın afetinden sonra ormanların, tarım alanlarının ve yerleşim yerlerinin rehabilitasyonuna ilişkin tartışmalar başladı. Doğa yenilenirken bölgede yaşayan Yörük kültürünün ve yerel özelliklerin de korunması gerektiğini vurgulayan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, bu amaçla bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu belirtti.
DOĞAYA FIRSAT VERMELİYİZ
Yangından hemen sonra ağaçlandırma faaliyetine girişmemek gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, kızılçam kozalaklarının içindeki tohumların toprakla buluşması için doğaya fırsat verilmesi gerektiğini vurguladı. Akdeniz bölgesinde mevcut ağaç türlerinin tamamen değiştirilmesinin yanlış olduğunu dile getiren Özçatalbaş, “Yeni ağaç türlerinin dikilmesi fikrinin iyi düşünülmesi gerekir. Yangın bölgelerinde yaygın olan kızılçam ve maki bitki türlerinin adaptasyon kabiliyeti yüksektir. Doğaya imkan vermek, biyolojik çeşitlilik ve ekolojik sürdürülebilirlik bakımından son derece önemli” diye konuştu.
KÜLTÜREL KİMLİĞE DİKKAT
Yangın bölgelerinin kültürel kimliğine de dikkati çeken Özçatalbaş şunları söyledi: “Kırdan kente göçün getirmiş olduğu bir sonuç olarak, kırsal alanlardaki kültürel mirasın korunmasında zaten güçlükler yaşanıyor. Yanan ormanlarla birlikte Yörük kültürü ve yaşantısının Toroslar’da devam etmesi açısından ciddi bir tehdit oluştu. Ormanı yeniden kurabilirsiniz, lakin insanın yaşantılarıyla oluşturduğu kültür kaybolduğunda yeniden inşası mümkün değildir.”
KIRSAL KALKINMA İÇİN PAKET
“Bu nedenledir Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili paydaşların, yanan bölgelerdeki Yörük kardeşlerimizi sadece yardım yapılacak ve sorunları bu şekilde çözümlenecek bir kesim olarak görmemesi gerekir. Yapılması gereken bütüncül bir anlayışla Toroslar’da Yörük kültürünün sürdürülebilirliğini sağlayacak bir uygulama paketinin oluşturulmasıdır. Uygulama paketi orman yangınları sonrası Toroslar’da yerel yaşamı yeniden kurmak ve sürdürülebilir bir Yörük yaşam döngüsü oluşturmaya odaklanmalıdır.”
İNSAN ODAKLI BİR KALKINMA
“Kırsal kalkınma çabalarının odağını oluşturan köyler, kırsal kültürün devamlılığı açısından çok önemli. Özgün kültürü ve doğal yaşam şekli ile köyler bir ülkenin gelenek ve göreneklerini en iyi şekilde yansıtan yaşam alanlarıdır. Toroslar’da yaşayan Yörük Türkmenlerin bu işlevi mutlaka dikkate alınmalı, ‘kültürel mirasıyla insan odaklı’ kırsal kalkınma yaklaşımı benimsenmeli. Tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması da son derece önemli. Afetin yaraları sarılırken kıra ait sosyokültürel özellikler korunmalı ve kırsal nüfusu yerinde kalkındırmayı hedefleyen bir yol izlenmeli.”