YEŞİLÇAMLI GÜNLERDE HAYAT BAŞKA GÜZELDİ

Güncelleme Tarihi:

YEŞİLÇAMLI GÜNLERDE HAYAT BAŞKA GÜZELDİ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2019 10:39

Hakan Tütüncü, geçmişi arşivlemeye verdiği önem, modern yaklaşımla kurduğu müzeler ve sanatta özgün beğenileriyle öne çıkan bir belediye başkanı…Kepez Belediye Başkanı olduğunda “Bu kentin insanlarının akşamları katılabileceği etkinlikler, sanatla buluşabilecekleri mekanlar olmalı” diyerek işe koyulduğunu anlatan Tütüncü’yle nostaljik binlerce anının bombardımanında Yeşilçamlı günlerin güzelliğine ve sanata dair keyifli bir söyleşi yaptık.

Haberin Devamı

Bulunduğumuz mekan Sinema Müzesi, tarihte yolculuk hissi veriyor. Böyle bir müze fikri nasıl ortaya çıktı?
Altın Portakal’ın şehri Antalya, Türk sinemasına yıllardır yön vermiş, ufuk çizmiş bir şehir. Antalya’da sinemanın hayatın tam merkezinde hissedildiği günleri yaşatmak için böyle bir yer hazırladık. Yeşilçam filmlerinin gösterildiği programlar ve onları bize çok daha sevdirecek güzel ortamlar hazırlıyoruz. Türk filmlerinin 1930’lardan başlayarak serüvenini kurduğumuz Sinema Müzesi’nde görebiliyoruz. Burada çalınan müziklerin tamamı Yeşilçam filmlerinden hafızamızda yer etmiş şarkılar. Bu konsepti oluştururken Yeşilçam’a ve 70’lerin Türkiye’sindeki sosyal yaşama duyduğum ilgiyle günlerce mesai sonlarında gelip burada çalıştım. Türk sinemasının altın yıllarına 60’lara, 70’lere nostaljik bir bakış geliştirdik.

Haberin Devamı

YEŞİLÇAMLI GÜNLERDE HAYAT BAŞKA GÜZELDİ

Yeşilçam’ın sizin hafızanızda bıraktığı izler neler? Kimseli sever, izlerdiniz?
Ben Altın Portakal’ı, çocukluğunda ruhunun bütün hücrelerine kadar yaşamış birisiyim. Evimiz Cumhuriyet Meydanı’nın arkasındaki Elmalı Mahallesi’ndeydi. 1985’lerde Altın Portakal haftalarında Cumhuriyet Meydanı’na perdeler gerilir ve yazlık sinemalar kurulurdu. Orada film izlerken bambaşka bir gönül iklimine girerdik. O yaz akşamlarında yıldızların altında unutamadığım duygularla filmler seyrettim. Şimdi istiyorum ki bu kuşağın çocukları ve gençleri de yaşadığımız o yılların atmosferini yaşayabilsinler. Bu hislerle kurduğumuz Nostaljik Yeşilçam Sokağımızda 70’lerin sonu, 80’lerin başının Antalya’sı resmedildi.

KENT MÜZESİ AÇILIYOR

Müzeler Adası’nda çalışmalar devam ediyor. Şu anda ne aşamadasınız?
30 Ağustos’ta Antalya’nın bir hayalini gerçekleştireceğiz. Bilim insanlarının, kurumların ve belediyemizin gayretleriyle örneklerin çok üzerinde bir müze olarak Antalya Kent Müzesi’ni açıyoruz. 29 Ekim’de şehrin 50 yılında kullanılmış otomobilleri ve Antalya’yla bütünleşmiş ulaşım araçlarıyla Nostaljik Otomobiller Müzesi açacağız. Kendimizden daha fazla yaşayacak eserler üretmek bize inanılmaz motivasyon veriyor.
Antalyalı şehitlerin aziz ruhlarına ithafen hazırladığımız, bu toprakların kahramanlık ruhunu simgeleyen Şehirler Müzesi, 18 Mart’ta Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde açılacak. Çocuklara yönelik bir başka müze Tren Kütüphanesi olacak. Cumhuriyet’in ilk yıllarında satın alınan buharlı kara treni, raylarını ve vagonunu Antalya’ya getirdik. Bunlara gar mizansenini de ekleyerek, treni olmayan bir şehirde çocuklara lokomotifte kitap okumanın keyfini yaşatacağız. Zeytin Müzesi, Tekstil Müzesi ve Deniz Tarihi Müzesi de hazırlığı devam eden müzeler.

Haberin Devamı

YEŞİLÇAMLI GÜNLERDE HAYAT BAŞKA GÜZELDİ

Eski Dokuma Fabrikası, bir bilim merkezi oluyor. Müze niteliği de olacak mı?

Geçtiğimiz ay Viyana’ya gittim. Buhar makinesinin keşfiyle başlayan sanayi tarihinden havacılık tarihine ve endüstri 4.0’a nasıl gelindiğini ortaya koyan Viyana Teknik Müzesi’ne hayran kaldım. Şimdi bizim müzeci arkadaşlarımızı da Viyana’ya göndereceğim. Orada bu güzel örneği çok detaylı biçimde incelemelerini rica edeceğim. Çünkü kurduğumuz bilim merkezinin bir sonraki adımı böyle bir müze oluşturmak. Dünyadaki müzeleri gördükçe diyorum ki biz çok doğru bir yoldayız.

 

ALTIN PORTAKAL GÜNLERİ

Nostaljik Antalya’dan sizin hafızanızda nasıl anılar kaldı? Altın Portakal deyince aklınıza ne geliyor?
Altın Portakal’a dair hiç unutamadığım şey geçit resimleri… Kadın Yarı’ndan Kale Kapısı’na doğru Antalyalıların sağlı sollu dizilip Fatma Girik’i, Türkan Şoray’ı, Ediz Hun’u, Hülya Koçyiğit’i büyük bir heyecanla bağırlarına bastıkları kortejler hala gözümün önünde. O zamanlar hayat bir başka güzeldi.

Haberin Devamı

‘ÇILGINCA OKURUM’

Edebiyata yaklaşımınız nasıl? Kimleri okur, takip edersiniz?
Benim kültür sanata sevgim biraz yaradılışla ilgili. Çılgınca kitap okurum. Gençlik yıllarımdan itibaren Klasik Türk Edebiyatı’nı çok severim. Fuzuli’nin gazellerini, kasidelerini, Baki’yi, Nedim’i, Nefi’yi okurum. Divan şiiri okumak içimi rahatlatıyor. “Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir, mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ’attir” diyen Fuzuli’nin her beyitindeki musikiyle içime başka bir güzellik yayılır.
1930’lardan sonraki Milli Edebiyat akımının şiirleri de çok önemlidir benim için. Sağdan şairler gibi soldan şairlerin eserlerine de hakimim. Necip Fazıl’ı dikkatle takip ettiğim kadar, Nazım Hikmet’i de takip ederim.

Haberin Devamı

SANAT İÇİN 4 SAAT UYKU

Yoğun iş temposunun içinde sanata zaman ayırabiliyor musunuz?
Hafta sonu dahil günde 16 – 17 saate varan mesailerle çalışıyoruz. Ama yine de şiire, edebiyata kulak vermeye, film izlemeye, şarkılar dinlemeye devam ediyorum. Sanattan kopmamak için çoğu gün 4 saat uyuyorum.

Ne tür müzikler dinlemeyi seviyorsunuz?
70’ler, 80’ler, 90’lar ve 2000’ler pop müzikleri arasından seçtiğin müzikleri dinlemeyi çok seviyorum. Olmazsa olmazım Klasik Türk Müziği. Dede Efendi, Itri, Tamburi Cemil Bey, saz semaileri, hicaz sirtolar dinlerim. Belki size tuhaf gelir, ama ben arabesk de severim.

Son okuduğunuz kitap, yakın zamanda izlediğiniz film hangisi?

Haberin Devamı

Son günlerde önceden izlemediğim filmleri seyrediyorum. En son seyrettiğim film, 1971 yapımı ‘Ayrılık’ filmiydi. Türk sinemasının 4 yapraklı yoncasından Filiz Akın’ın, yakışıklı jönlerinden Ediz Hun’la oynadığı güzel bir filmdi. Şu anda Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’ ni okuyorum. Çok ilginç bir hikaye ama Orhan Pamuk’u okumak sabır isteyen bir iş. Ama çok güzel bir kitap. 

İstanbul’da ‘Masumiyet Müzesi’nde anlatılan her detayın yer aldığı bir müze var. Gittiniz mi?

Gittim. Oradaki 4 bin 312 izmariti beni çok etkiledi. Müzesi de romanı kadar etkileyiciydi. Bugün hep müzelerden gidiyoruz.

Bu yıl ikincisini düzenlediğiniz kitap fuarı nasıl gidiyor?

Muhittin Böcek Antalya’da kitap fuarını başlatan belediye başkanı oldu. Ona bu başarılı iş için çok teşekkür ediyorum. Biz de Mimar Sinan Kongre Merkezi’ni tamamlayınca şehre ikinci bir kitap fuarı lazım diye düşündük. Muhittin beyin kitap fuarı sonbaharda oluyor. Bizimki de ilkbaharda olsun dedik. Böylece şehrin iki ucunda şenlik tadında edebiyat günleri yaşanmaya başladı. 10 gün boyunca 200’e yakın yazarı Antalya’ya davet ederek söyleşiler, açık oturumlar, paneller ve imza günleriyle şehre renk katıyoruz. Ben kitap okumaya fuarlarda alıştım. Yeni nesil de öyle olsun.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!