'UCUZ DEĞİL SAĞLAM OLSUN'

TÜRKİYE’nin farklı noktalarında art arda yaşanan depremlerden sonra Antalya emlak piyasasındaki ilanların içeriği de değişti. ‘Deprem yönetmeliğine uygun ev’, ‘deprem korkusuna son’ gibi başlıklarla verilen ilanlar öne çıkarken, ev sahibi olmak isteyenler de ağırlıklı olarak yeni binalara yöneliyor. Antalya’da çok sayıda eski ve denetimsiz yapının bulunduğuna vurgu yapan gayrimenkul sektörü temsilcileri, yerel yönetimlerin kararlı adımlar atmasına ve deprem bilincinin gelişmesine ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor.

MAHALLE MAHALLE TESPİT
Son dönemde inşa edilen yapıların daha çok denetimden geçmesi sebebiyle eski yapılara göre daha sağlam olduğunun altını çizen Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Gayrimenkul Meslek Komitesi Başkanı Halil Ersoy, belediyelerin sorumluluk alarak binaların risk durumunu ve sağlamlığını tespit etmesi gerektiğini belirtti. Ersoy, “Antalya’da eski, yeni birçok bina satışa çıkarılıyor. Vatandaş alacağı yapının güvenilirliği hakkında bir şey öğrenemiyor. Tüm yapılarda tespit yapılıp vatandaşa bildirmeli. Bu çalışma için bir ekip oluşturulmalı ve mahalle mahalle rapor çıkarılmalı. Özellikle Şarampol bölgesi, Güllük Caddesi’nin arkası, Işıklar Caddesi gibi bölgelere öncelik verilmeli” dedi.

ESKİLER RAĞBET GÖRMÜYOR
Yasal düzenlemelerin ve döviz kurlarının emlak satışlarını olumlu yönde etkilediğini söyleyen Antalya Emlakçılar Odası Başkanı Şeref Sağlam, “Son depremler sonrası emlak sektöründeki genel algı değişti. Eskimiş yapılar kiralama, satın alma yapmak isteyen kişiler tarafından rağbet görmüyor. Bu nedenle emlak satışları son yıllarda yapılmış binalarda yoğunlaşmaya başladı. Gayrimenkul yatırımı yapacak olanlar da, yaşamak üzere ev almak isteyenler de ağırlıklı olarak binaların yapısal özellikleriyle ve hangi dönemde yapıldığıyla ilgileniyorlar” diye konuştu.

90’LARIN YAPILARI RİSKLİ
Antalya’da 90’lı yıllarda ve öncesinde yapılan binaların çoğunluğunda risk olduğunu vurgulayan Antalya İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Atılgan Sert, “Bu bölgede büyük bir deprem olursa çok büyük bir tahribatla karşılaşırız. Çünkü 90’lı yıllarda yapılan binaların sağlamlıklarıyla günümüz teknolojisiyle yapılan binaların arasında çok büyük bir fark var. Çünkü o dönemde hazır beton yoktu. Elde dökme betonla yapılmış olan bu binaların sağlamlığı günümüz şartlarına göre çok daha düşüktü. Nervür demir yokken demir sündürülerek uzatılıyordu. Örneğin Işıklar Caddesi’nin sağındaki ve solundaki binalar miadını dolduralı uzun zaman oldu. Belediyelere kentsel dönüşümün hakkıyla yapılması konusunda defalarca müracaat ettik. Kararlı adımlar bekliyoruz” diye konuştu.

ÇÖZÜM KENTSEL DÖNÜŞÜM
Bir an önce geniş ölçekli kentsel dönüşüm çalışmalarının hayata geçirilmesini isteyen Sert, sözlerine şöyle devam etti: “Binayı yıkıp yerine yeniden yapmak yerine şehrin 50 yıl sonra yaşayacağı sıkıntıları da çözecek bir yaklaşım esas alınmalı. Geniş caddeleri, yeşil alanları, okul ve diğer sosyal donatı alanlarıyla yerleşimler yeniden kurulmalı. Ama Antalya’da bugüne kadar depremlerin yıkıcı etkisi çok fazla hissedilmediği için gayrimenkul alanlar hala bina güvenliğine yeterince dikkat etmiyor. Binanın yeni teknolojiyle inşa edilmiş olması, depreme karşı dayanıklılığı gibi kriterlerden ziyade ceplerindeki güce göre hareket ediyorlar. Yine de yeni binalara ilgi daha yüksek.”