Güncelleme Tarihi:
ANTALYA (AA) - AYŞE YILDIZ / ORHAN KUZU - Akdeniz Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi (KATCAM) Müdürü Doç. Dr. Gözde Yirmibeşoğlu, Avrupa'da akademisyenlerin yüzde 20'si, Türkiye'de ise yüzde 50'sinin kadın olduğunu belirterek, "Kız öğrenciler ve kadın akademisyenler, eğitim, hemşirelik, iletişim fakülteleri ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin bazı bölümlerinde yoğun" dedi.
Yirmibeşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul Teknik Üniversitesinden Gülsün Sağlamer ve Mine Tan'ın öncülüğünde başlatılan "Türkiye'de Kadın Akademisyenlerin Konumu Nedir" konulu projeye katıldıklarını söyledi.
Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden davet alınan çalışmadaki katılımcı sayısının yüksek olduğunu vurgulayan Yirmibeşoğlu, ülkedeki kadın akademisyenlerin oranını tespit ettiklerini belirtti.
Herkesin kendi üniversitesini çalıştığını anlatan Yirmibeşoğlu, "Hem niteliksel hem niceliksel veri topladık. Derinlemesine mülakat yaptık. Her kademeden iki hocayla, yani iki araştırma görevlisi, iki öğretim görevlisi, iki yardımcı doçent, iki doçent ve iki profesörle derinlemesine mülakat yaptık. Bir de sayısal verileri topladık" diye konuştu.
Yirmibeşoğlu, "öğrencilerin kız erkek oranı, akademik dünyaya atıldıklarındaki oranı, akademi ve yönetimde temsiliyet oranı" konularını araştırdıklarını bildirdi.
Projeden olumlu sonuç çıktığına dikkati çeken Yirmibeşoğlu, "Türkiye'de, akademik dünyada kadınlar yaklaşık yüzde 50'yi temsil ediyor. Avrupalılar bunu duyduklarında şok oluyor çünkü oralarda akademik dünyada kadının temsiliyeti çok daha düşük. Ülkeden ülkeye değişiyor ama Avrupa'da yüzde 20 civarında. Bunun çeşitli sebepleri var" dedi.
Avrupa'da kadınların öncelikle memurluğu tercih ettiğini dile getiren Yirmibeşoğlu, akademik dünyada esnek çalışma olduğuna işaret etti.
- "Kademeleri tek tek çıkmakta zorluk yaşıyorlar"
"Türkiye'de lisans eğitimi alanlar içinde kız öğrenciler neredeyse yarı yarıya" bilgisini veren Yirmibeşoğlu, şunları kaydetti:
"Bu çok güzel bir oran ama olumsuz olan şu ki kadınlar akademik dünyada daha çok alt kademelerde yer alıyor. Yani araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, uzman ve okutman olarak baktığımızda oran çok yüksek. Ancak yardımcı doçentlik ataması geldiğinde orada bir kırılma görüyoruz. Oran birden düşüyor. Hele hele doçentliğe geldiğimizde oldukça büyük kırılma var. Aynı şekilde profesörlükte. Yani araştırma görevlisi olarak başlıyorlar ama yükselme söz konusu olduğunda büyük oranda eleniyorlar. Kademeleri tek tek çıkmakta zorluk yaşıyorlar. Bu gördüğümüz birinci olumsuz nokta."
Yirmibeşoğlu, kadınların karar mekanizmalarında, üniversite yönetimlerinde temsiliyetlerinin çok düşük olduğuna değindi.
Hemcinslerinin, toplumda "kadın mesleği" olarak görülen alanlara yoğunlaştığını ifade eden Yirmibeşoğlu, "Kız öğrenciler ve kadın akademisyenler, eğitim, hemşirelik, iletişim fakülteleri ile iktisadi ve idari bilimler fakültelerinin bazı bölümlerinde yoğun. Mühendislik, tıp fakültesi gibi 'erkek mesleği' addedilen branşlarda kız öğrenciler ile akademisyenleri de az görüyoruz" diye konuştu.