Güncelleme Tarihi:
Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya), (DHA)- TÜRK Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya, Türkiye'nin MR tetkik sayısı bakımından dünya birincisi olduğuna dikkati çekerek, "Bu şekilde bahsedildiğinde bir başarı gibi anlaşılıyor. Bu bir başarı hikayesi değil, tetkik yorumlama sürecinde kaliteden taviz verilerek bir sayı artışının sağlanmasıdır" dedi.
Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen 38'inci Ulusal Radyoloji Kongresi, Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde gerçekleştirildi. Kongre kapsamından düzenlenen basın toplantısında konuşan derneğin 2017 Bilimsel Kurulu Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, kongreye bin 100 uzmanın katıldığını söyledi.
Dernek Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya ise radyologların sağlık hizmetlerinin omurgasını oluşturan yüksek sorumluluk gerektiren bir faaliyet içinde olduklarını kaydetti. Bu şekildeki bir çalışma sürecinin, mesleki ve hukuksal birçok sorunu da beraberinde getirdiğini kaydeden Prof. Dr. Kaya, "Hastalarımız, dünya rekoru olarak nitelendirilebilecek bir sürede muayene olacağı hekime ya da sağlık kurumuna ulaşabilmektedir. Bu bir başarı mıdır? Başarı olarak nitelendirilebilecek bu durum, sağlık hizmetinin en önemli aşamalarından birisi olsa da tek başına yeterli olmayıp, sağlıklı bir sağlık hizmeti verilebildiğinin bir göstergesi değildir. Çünkü hekimin karşısına hızlıca çıkabilmek sorunları çözmüyor. Bu durum, büyük olasılıkla ülkemizin sağlık alanında başka bir alandaki birinciliğinin de nedeni olarak görülmelidir" diye konuştu.
'MR ŞAMPİYONLUĞU'
Türkiye'de klinisyen hekim sayısı yetersiz olmasına karşın, hastaların her koşulda hekime çıkabilmesinin garanti edildiğini dile getiren Prof. Dr. Kaya, şunları söyledi:
"Bu durum, diğer ülkelerdekinden farklı olarak mecburi hizmet süreci, çalışma saatlerindeki düzenlemeler, performans sistemindeki organizasyonlar ve ayrıca telefonla şikayet hatları gibi bazı tedbirlerle mümkün olmakta ve idame ettirilebilmektedir. İşte sorun asıl burada başlıyor. Çünkü klinisyen hekimler, hastaları bekletmemek ve geri çevirmemek zorunda oldukları için onlara yeterli muayene süresi ayıramadıkları halde kabul etmek zorunda kalıyor. Bu durumda hastalar görüntüleme tetkiklerine yönlendiriliyor. Bu da neden MR şampiyonu olduğumuzu anlamak için yeterli."
'MR TETKİK SAYISINDA DÜNYA BİRİNCİSİYİZ'
Fazla MR çekilmesinin büyük risk taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Tamer Kaya, "Ülkemizdeki MR aygıtı sayısı çok değil. Nüfus başına düşen MR aygıtı sayısı, OECD ülkeleri ortalamalarının altında. Bunun yanı sıra nüfusa oranla radyolog sayımız da oldukça az. Tüm bunlara rağmen yapılan MR tetkiki sayısında dünya birincisiyiz. Amansız bir tetkik yoğunluğu var. Tetkik talebi o kadar yüksek ki tetkikler çok kısa zaman dilimlerine sıkıştırılmak zorunda kalınıyor. Bu da uygulamada, özellikle MR aygıtlarında yapılmakta olan tetkiklerin parametrelerinin yetersiz olmasına yol açıyor" dedi.
'KALİTE ETKİLENİYOR'
Türkiye'nin MR çekiminde dünya birincisi olduğunu belirten Prof. Dr. Tamer Kaya şöyle konuştu:
"Bu şekilde bahsedildiğinde bir başarı gibi anlaşılıyor. Bu bir başarı hikayesi değil, tetkik yorumlama sürecinde kaliteden taviz verilerek bir sayı artışının sağlanmasıdır. Bunun sonucunda verilen sağlık hizmetinin kalitesi olumsuz etkileniyor. Bu süreç sadece olağanüstü dönemler için geçerli olabilir. Normal bir dönemde bu durum, teknisyenlerimiz ve radyologlarımız için sürdürülebilir değildir. Acilen planlama yapılmalı ve tedbirler alınmalıdır."
'SİSTEM HATA YAPTIRIYOR'
Halkın MR çekimi konusunda bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, radyolojinin tıbbın gören gözü gibi olduğunu söyledi. Bu gözün iyi çalışmaması halinde tıbbın da duraksayabildiğini aktaran Prof. Dr. Tamer Kaya, "Biz bugün tetkik yoğunluğu kapsamında bir veya iki dakikada tetkik okuma zorunda kalıyoruz. Bir dakikada tetkik modundan çıkıp fabrika ayarlarına dönmeliyiz. Hastalarımız şu an mevcut sistemden memnun. Belki sınırda ama memnunlar. Biz mutfak tarafındayız ve sıkıntının farkındayız" dedi.
Sistemin meslektaşlarını hata yapmaya ittiğini belirten Prof. Dr. Kaya, gereksiz tetkiklerin hekimleri değil daha çok vatandaşı olumsuz etkilediğini vurguladı. Radyolog sayısının 4 bin olduğunu, bu rakamın en az 3 kat artması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tamer Kaya, “Avrupa'da 100 bin kişiye düşen radyolog sayısı 15'ken bizde 5- 6 civarında" diye konuştu.
'ACİLE 100 MİLYON KİŞİ BAŞVURUYOR'
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Akpınar da Türkiye'de acil servislere başvuru sayısının yılda 100 milyonun üzerinde olduğunu, tanı ve tedavi sürecinde görüntülemenin önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Yiğit ise günümüzde radyoloji ünitesine yolu düşmeyen kimse kalmadığını, her bireyin en az bir radyolojik tetkik yaptırdığını söyledi.
FOTOĞRAFLI