TURİSTİ SEÇEMEDİK

BİR şey azsa çoğaltmak için, bir şey çoksa nitelikli olanları elde tutmak için çabalarsınız. Turizmde uzun zamandır bu girdabın içerisinde dönüp durduğumuzu düşünüyorum. Pandemi ile birlikte azalan turist sayısı sektörü büyük ölçüde sayı arttırma yarışına soktu. Doluluk oranlarının artışını önemseyen oteller acaba kişi başı maliyetlerin altından kalkabilecek mi? Yüksek dolulukla yüksek maliyetleri bir arada yaşarsak, artan turist sayısı sektörü kurtarabilecek mi? Konu üzerine hassasiyetle eğilip, stratejik çözümler üretilmesi gerekirken görmezden geliyoruz.

***
Ortalama turist harcamaları 2013 yılında neredeyse binli rakamlara ulaşmışken, rekor yıl ilan ettiğimiz 2019 yılında bile bu rakamlara ulaşamadığımızı görüyoruz. Dünyada ortalama 1100 dolar iken neredeyse bu rakamın yarısına razı oluyoruz. Hem de kaynakları fazlasıyla tüketerek yapıyoruz bunu. Rekor sayıların peşine düşmek yerine turistlerin harcamalarını arttırıcı planlamalar yapılmalıdır. Önemli olan rekor gelir seviyesi.

***
KRONİK HASTALIKTAN KURTULALIM
Turistlerin büyük bir çoğunluğu konakladıkları otelin dışına çıkma gereği bile duymadan, otelin birkaç kilometre yakınındaki antik kentlerden haberi dahi olmadan ülkeden çıkış yaptığını biliyoruz. Gezmeyen, alış-veriş yapmayan, tüm ihtiyaçlarını tek bir tesiste karşılayan turist kültürü turizmin konaklama sektörü dışındaki dinamiklerini de sıkıntıya sokar.

***
Peki nasıl iyileşir bu kronikleşmiş hastalık? Yapılan akademik çalışmalar da incelendiğinde alternatif turizm faaliyetlerinin turizm gelirlerinde arttırıcı özelliği olduğu görülüyor. Bu bağlamda ülkede en etkin rol oynayabilecek alternatif turizm çeşitlerine hedef ve yatırımların özenle üzerinde durulmalı. Türkiye kadar doğal ve kültürel zenginliğe sahip, aynı zamanda seyahat kolaylığı, güvenlik, alt yapı, üst yapı gibi imkânların bolca olduğu bir ülkede bugün turizm gelirinin önemini konuşmuyor olmalıydık. Tam tersi “over (aşırı) turizm” gibi bölgesel olarak yığılmayı engellemek için nitelikli turistin gelmesi yönünde önlemler alıyor olmalıydık. Yani seçilen değil seçen olmamız gerekirdi.

***
KİTLE TURİZMİNE “ALTERNATİF”!
Artık yavaş yavaş “kitle turizmi”ne verdiğimiz ağırlığı bir kenara bırakıp, turistik ürünlerimizi gerçek değerinde pazarlamaya başlamalıyız. Yıllık turist harcama oranlarına baktığınızda yıllardır 700-800 doları geçmediğini görürsünüz. Bir şeyler değişmiyorsa artık yöntem değişmelidir. Daha fazla zaman kaybetmeden, çevreye sorumlu ve aynı zamanda yüksek gelir kazandırıcı turizm alternatiflerine yönelinmeli. Kitle turizmi ile ne uzuyoruz ne de kısalıyoruz. Sağlık turizmi, kongre ve fuar turizmi, kurvaziyer turizmi, spor turizmi gibi birçok alternatife yoğunluk vererek ülkeye gelir getirici turizm hareketliliği sağlayabiliriz.

***
HAYAL DEĞİL
Kısa vadede kazanç gibi görünen her şeyin uzun vadede ülke için bir kayıp olduğu görülecektir. Ülke sıralamalarında turist sayısı ile gelir seviyemizi aynı ortalamalara ulaştırmadan turizmin “iyileşeceğini” düşünmüyorum. Ülkenin tamamına ve 12 aya yayılan, alternatiflerin değer gördüğü ve PAKET PAKET UCUZA sunulmayan bir turizm hayal değil. Olması gereken tek şey fark etmek ve rotayı değişmek.