Tüp bebekte başarı şansı yüzde 60-70'lere çıkabilir

Güncelleme Tarihi:

Tüp bebekte başarı şansı yüzde 60-70lere çıkabilir
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2017 10:22

Tüp bebekte başarı şansı yüzde 60-70'lere çıkabilir

Haberin Devamı

 

Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA) - GELİŞTİRDİĞİ yöntemle dışarıdan destekli hamilelik, tüp bebek edinme gibi bilimsel çalışmalarla 'Uslu Yöntemi' olarak tarihe geçen Tıbbi Histoloji ve Embriyoloji Uzmanı Bahar Uslu, Antalya'da katıldığı bir etkinlikte kişiye özel tedavi yöntemi ile tüp bebekte yüzde 20-30 başarı oranının yüzde 60-70'lere çıkabileceğini söyledi.

Kadın-doğum, tüp bebek ve kısırlık çalışmalarında 40 yıldır uygulanan tedavi yöntemleri ile ortaya çıkan sonuçları araştıran Bahar Uslu, uygulanan yöntemin eksik ve sakıncalı yönlerini bularak, daha pratik ve doğru sonuçlar alınmasını sağlayan yeni bir yöntem geliştirdi. Amerika'dan Türkiye'ye özellikle üniversitelerin ve Tüp Bebek Merkezleri Derneği'nin davetlisi olarak geldiğini belirten Bahar Uslu, “Öğrenciler son yayımlanan metotlarımdan sonra benimle buluşmak isteyip, merak ettiklerini soruyor. Bu da beni mutlu ediyor. Antalya'ya da mümkün olduğunca dışarıdaki gelişmeleri yeni nesile bildirmek ve onlarla köprü olmak amacıyla konuşmalar yapmak için geldim" dedi.

DOKU KAYBINA YOL AÇMAK SIKINTI YARATIR

Bugüne kadar klinisyen camiasının ve tüp bebek uygulamalarında rastlanılan en büyük sıkıntının, embriyoyu rahim içerisine yerleştirdikleri zaman embriyonun ne ile karşılaştığını, hangi problemle, hangi negatif molekülle karşılaştığını bilmeden bekleme sürecine girilmesi olarak gösteren Bahar Uslu, “Bu hem hasta, hem de hekim açısından sıkıntılı bir sürece neden oluyordu. Bunun çözümü için birkaç metot vardı. Bunlardan birisi rahim içerisinden biyopsi alınarak, rahmi değerlendirmek gerekiyor ve bir süre sonra da burada görülen eksiklikleri telafi ederek tedavi yöntemine gidiliyordu. Fakat bu yöntem rahim içerisinde erozyona, yani doku kaybına yol açtığı için hasta sıkıntı yaşıyordu. Böylece tedavi de ister istemez başarısızlıkla sonuçlanıyordu" diye konuştu.

KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Biyopsiye gerek kalmadan, hasta odaklı bir tedavinin başarı oranını yükselteceğini sözlerine ekleyen Bahar Uslu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hastanın rahim çeperini düşünerek, o rahim hakkında problemin ne olduğunu yalnızca damardan alınacak küçük bir miktar kanla, molekülü tespit ederek, hastanın eksikliklerini bulabiliriz. Bu konuda klinisyenlere yol gösteren bir çalışmam var. Bunu Amerika'da çeşitli üniversitelerle ve Ulusal Bilimsel Akademisi'nin desteği ile yapabiliyorum. Bunun müjdesini buradan Türkiye'den vermek beni çok onurlandırdı. Daha önce 'Uslu metodu' ile ilgi görmüştüm. Bu konunun güncel olması, diğer yapacağım çalışmalara ışık olacak ve bana çok büyük moral verecek. Bu anlamda tüp bebek tedavilerinin genellikle yönlendiricisi ilaç firmaları ve eczacılık sektörü olurdu. Ve her ilaç ile her tedavi hasta seçimi olmadan genellikle herkese uygulanırdı. Bu beni kişisel olarak çok rahatsız eden bir konu. Çünkü, dünyada artık kişiye özel tedavilerde yeni bir trend oluştu. Yani sizin eksiğiniz ne ise onunla ilgili tedavilerin verilmesi gerekiyor. Önce hastanın bünyesinin, vücudunun, ya da tüp bebek yönünden bakacak olursak rahminin iç çeperinin neye hazır, ya da neye hazır olmadığını bilip ona göre bir tedavi uygulanması gerekiyor. Yani biz buna hastaya yönelik, hasta odaklı bir tedavi diyoruz ve buna doğru geçiş var. O yüzden benim bu buluşumun, çok faydalı olacağını düşünüyorum. Çalışmamın, hastada problemli olan kısmın onarılması ya da eksik olan kısmın yerinin doldurularak başarıya ulaşılması yönünde önemli bir devrim niteliğinde olduğu düşünülüyor."

DOKUNUN KENDİSİ BOZULMUYOR

Şimdiye kadar yapılan tedavi yöntemlerinde yeni bir ilaç bulunduğu zaman bunun tüm hastalara aynı dozda verildiğini de hatırlatan Bahar Uslu, “Bazen bu doz, her hastada aynı şekilde reaksiyon vermeyebiliyor. Çünkü bu konuda bilmediğimiz şeyleri keşfettik. Daha önce de yayınladığım gibi bazı hücreler şekil değiştiriyor. Daha önce yardımcı hücre, yüksek doz uygulandığı zaman şekil değiştirip, öldürücü hücre haline gelebiliyor. Bu aslında 'Uslu metodu'nun içindeki öz düşünce. Biz hastaya yönelik bir tedavi yaptığımız zaman bu başarı şansını artırabiliyoruz. Çünkü hücrelerin karakterini koruyoruz. Yani dokunun kendisini bozmuyoruz. Bugün tüp bebekte başarı şansı yüzde 20-30'dur. Bütün dünyada da bu böyle. Ülkemiz bu konuda çok başarılı ve ben yurt dışında yaşayan bir bilim insanı olarak ülkemle gurur duyuyorum."

HEDEF BAŞARI ŞANSI YÜZDE 60-70

İlaç firmalarını da eleştiren Bahar Uslu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Ağır bir ithamda bulunmak istemiyorum ama ilaç firmalarının konuya daha gerçekçi sonuçlarla yaklaşmasını istiyorum. Uygulayacağım tedavi yöntemiyle hastanın da geleceğini karartmadan, dokuya da zarar vermeden başarı şansını yüzde 60-70'lere çıkarmak istiyorum. İnsan belli bir rezervle doğuyor. Dokunun kapasitesini azalttığımız zaman bir sonraki tedavide hastanın şansını da azaltmış oluyoruz. Biraz dikkatli uygulanan ilaç dozları sayesinde bir müddet sonra ki tedaviler hem yakın süreye çekilmiş oluyor, hem de başarı şansı artmış oluyor. Hem de hasta bir operasyon geçirmediği için daha mutlu oluyor."

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!