Torosların çobanları ayakta kalsın

Güncelleme Tarihi:

Torosların çobanları ayakta kalsın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 28, 2018 10:16

Elektriğin olmadığı barakalarda zorlu koşullarda çalışan çobanların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Hayvancılığa yeterli destek verilmediği tartışmaları devam ederken, çobanların gündelik hayatındaysa mesleki imaj nedeniyle yuva kuramama kaygısı öne çıkıyor

Haberin Devamı

Yaşamlarını sürüleriyle otlaklarda geçiren, bir türlü evlenip çocuk çocuğa karışamayan çobanlar, suçu mesleklerinde buluyor. Aralarında çobanlara kız vermiyorlar diye sürüsünü satıp savan ve kent merkezine yerleşenler de var. Mehmet Ali Örs, her şeye rağmen çobanlığa devam edenlerden. Severek yaptığı işini ve doğup büyüdüğü yöresini terk etmek istemeyen 32 yaşındaki çoban, “Eşim bu işi öğrenmese de olur. Ben yapayım, o da yanımda olsun” diyor.

DEDE MİRASI EKMEK KAPISI

“Aslında sevilmesi gereken, kazançlı bir iş. Çobanlığı neden küçük görüyorlar” serzenişine bulunan Örs, 2009’dan beri ekmeğini, dede mirası olan yetiştiricilikten kazanıyor. 25 tane keçi yavrusu yetiştirmeye başlayıp genişlettiği sürüsünde bugün 180 hayvanı var. 9 kardeşin en küçüğü olarak çobanlığı bir tek kendisinin seçtiğini söyleyen Örs, hikayesini şöyle anlatıyor: “Eskiden aile köyde bir aradaydı. Çiftçilik, gübrecilik, nakliyat da yapılırdı. Kardeşlerim evlenip şehre gitti. Ağabeylerimden biri 35 yaşına kadar gitmemek için direndi. Baktı olmuyor, evlenip gitti. Şimdi marangoz yanında çalışıyor. Ben hala annemle babamla köyde yaşıyorum. Ben bu işi askerden geldikten sonra öğrendim. İçine girince insan bırakamıyor.”

ÇOBAN SAYISI AZALDI

Haberin Devamı

İşini seven Örs, “Doğanın içinde hayvanlarla çalışmak da insana iyi geliyor. Hem geliri de iyi. Sürüde 60 hayvan varsa aileyi rahat geçindirir. Ama bu işin sevilmemesi, küçük görülmesi bizi üzüyor. Benim tanıdığım en az 20- 30 tane 30-40 yaş arası bekar çoban var. Nedendir bilmiyorum. Sanırım kızlar köye gelmek istemiyor. Elektriğin bile gitmediği yere kız da gitmez tabi. Sonra çareyi işi gücü bırakıp kente yerleşmekte buluyorlar. Zaten buralarda yetiştirici de kalmadı. Eskiden bu bölgede 20 civarında çoban vardı. Şimdi 5-6 tane kaldı”

SAYILARI AZALIYOR

Evliliğin hayvan yetiştiricileri için önemli borunlardan biri olduğunu belirten Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk, “Bu dert yüzünden yetiştiricilerimizin sayısı gün geçtikçe azalıyor. Mesela Aziz, çoban olduğu için bir türlü yuva kuramayınca, çareyi sürüsünü satıp kente gitmekte buldu. Konyaaltı Belediyesi’nin Temizlik İşleri’nde iş buldu. Evlendi, evini kurdu. Şimdi çöp arabasında çalışıp evini geçindiriyor” diyor.

ÇOBANLARIN BİR GÜNÜ:

Haberin Devamı

Çoban Mehmet Ali, günlük yaşamını şöyle anlatıyor: “Sabah kalkarım kahvaltımı yaparım. Civarda kiraladığım meralarda saat 9.00’a kadar keçileri 2 – 3 saat salıp otlatırım. Dönünce altlarını temizleyip sütlerini sağarım. Sonra yavruları içeri salıyorum . Bu işler bitince, öğleden sonra 16.00’ya kadar boş vaktim oluyor. Kendime rahatça zaman ayırabiliyorum. Saat 16.00’da keçileri tekrar otlatmaya çıkarıyorum. 19.00 gibi de geri getiriyorum. Oğlakları annelerinden ayırıyorum. Ayrı ayrı yerlerde sabaha kadar uyurlar. Benim de işim biter.”

TAMAMEN YERLİ ÜRETİM

Köylerde, yaylalarda birçok yetiştiricinin ortak sorunu elektrik... “Gece oğlak doğuyor. Telefon ışığıyla müdahale ediyoruz. Elektrik olmayınca her iş kalıyor. Peynir, yoğurt yapsak bozuluyor. Çiftçiye destek veriliyor ama hayvancılara destek az” diye sitem ediyorlar. Çobanların bir şikayeti de koyun ve keçilere saldırıp yiyen ya da öldürüp bırakan kurt ve köpek kırması hayvanlar…
Birçok yetiştiricinin yılın belli dönemlerinde yaylalara gittiğine değinen Zeliha Öztürk, “Torosların yetiştiricileri birçok imkandan mahrum kalıyor. Yaylalara baraka tarzında yaşanabilir mekanlar yapılmalı. Biz büyükbaşta dış ülkelere bağımlı olsak da küçükbaşta çok değerli yerli ırklarımız var. Yurdun çeşitli illerinden talep gören bu türler, Akdeniz ikliminin hayvanları. Yani tamamen yerli üretim. Elimizde yerli üretim anlamında o kadar büyük bir cevher var ki… Gücümüzün farkına varalım ve Toroslarda hayvancılığı yaşatalım” diye uyarıda bulunuyor.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!