AA / Leyla Ataman Koyuncuoğlu
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2016 14:12
- "Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmadıkça, örgütsüz çalışma arttıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak mümkün olmayacaktır"
ANTALYA (AA) - Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulundan yapılan yapılan açıklamada, "Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmadıkça, örgütsüz çalışma arttıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak mümkün olmayacaktır" denildi.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulundan yapılan yazılı açıklamada, 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak Kozlu'da yaşanan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği facianın yıl dönümü olduğu anımsatıldı. Türkiye'de emekçilerin sağlığının önemsenmediğinin iddia edildiği açıklamada, sistemin sermayenin daha fazla kar elde etmesi üzerine kurulduğu savunuldu.Yasal düzenlemelere rağmen iş kazalarında günde ortalama 5 kişinin hayatını kaybettiği ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:"Ülkemizin, çalışma yaşamı koşulları açısından hem hükümetin hem de kamuoyunun olağanüstü hassasiyetle üzerine eğilmesi gereken son derece olumsuz bir tablo ile karşı karşıya olduğu tüm açıklığı ile ortadadır. 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu, iş cinayetleri sonucu oluşan tepkilere karşı çıkartılmış bir göz boyama yasasıdır. 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası ve yasa çerçevesinde yapılan düzenlemeler problemlidir. Bununla birlikte, 4857 sayılı İş Kanununda yer alan telafi çalışması, denkleştirme, çağrı üzerine çalışma, kısmi süreli çalışma, asıl işveren-alt işveren ilişkisi başta olmak üzere kuralsız çalışma koşulları olduğu sürece işçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki düzenlemeler bir anlam ifade etmeyecektir. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmadıkça, örgütsüz çalışma arttıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak mümkün olmayacaktır."Kamuoyunda "kiralık işçi yasası" olarak bilinen İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının yasalaştırılmaya çalışıldığı ifade edilen açıklamada, söz konusu tasarı yasalaştığında, çalışanın ücret alma güvencesinin olmayacağı savunuldu.Açıklamada, "Esnek çalışma, işsiz kalma korkusu, işçilerin sadece fiziksel sağlığını değil, ruhsal ve toplumsal sağlığını da olumsuz etkileyecektir. Dolayısıyla kiralık işçilik, işçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından son derece sağlıksız, sakıncalı, tehlikeli ve riskli bir istihdam ve çalışma biçimidir. Kiralık işçilik, bir bütün olarak işçi sağlığında ağır bir tahribat yaratacak, daha çok işçi cinayetine, meslek hastalığına yol açacaktır" görüşlerine yer verildi.