Güncelleme Tarihi:
Daha birkaç hafta önce gün batımında Apollon tapınağının sütunlarından süzülen kızıllığı seyretmenin keyfinden bahsederken, bugün o sütunların arasından sızan alevlerin kızıllığına kahrolarak seyirci kaldık...
***
Sadece Manavgat değil aynı zamanda ülkemizin kıyı şeridinde yer alan birçok beldemiz yangınlarla mücadele ediyor. Yemyeşil parlayan yerler şimdi zifiri karanlık adeta..
***
Yangın felaketleri ülkemizin yabancı olduğu bir konu değil ama sanki her yıl yabancıymışız gibi tüm yaşanılanları unutuyoruz ve kayıp vermeye devam ediyoruz. Pandemide dahi ilk sığındığımız yer doğa oldu ama biz hala doğanın nankörleriyiz. Bu konuda bilinç düzeyimizi yükseltmek zorundayız. Müfredatlara zorunlu ders olarak eklenmeli doğada yaşama kuralları. İlköğretim, ortaöğretim hatta özellikle üniversite müfredatlarında zorunlu olmalı. İnsanlara hem koruma öğretilmeli hem de olası bir tehdit anında neler yapılabileceği. Basit gibi görünse de aslında oldukça ciddi bir eksiklik ve hayatları kurtaracak bir ders.
***
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN TEHDİDİ: İNSAN
Sürdürülebilirliğin en önemli ilkelerinden bir tanesi biyolojik çeşitlilik. Doğal alanları, yaban hayatını, endemik türlerimizi korumak ve olası zararları engellemek. Ancak yangınlar bu biyolojik çeşitliliğin en büyük düşmanı. Var olan ekosistemi hızla yok ediyor. Bu şartlarda biz sürdürülebilirlikten nasıl bahsedeceğiz? Her yıl binlerce hektar alan yok olup giderken bununla beraber yitip gidenleri yerlerine fidanlar ekerek geri getiremeyeceğimizin farkında mıyız? Önemli olan telafi etmek değil, tedbirli olmak.
***
Sürdürülebilirlik sağlanmadan atılan her adım yalnızca günü kurtarmak olacaktır. Önce eğiterek, öğreterek, bilinç düzeyini yükselterek başlamalıyız. Neden korumamız gerektiğini ve neden sürdürülebilir olması gerektiğini tane tane anlatmalıyız. Olası tehlikelerin bilincinde olan bireyler mutlaka koruma bilincine de erişecektir. Israrla eğitim diyorum çünkü sürdürülebilirliği sağlayan değil engelleyen tek varlık ne yazık ki insan! İnsan doğa ile uyumlu hale geldiği vakit sürdürülebilirlik için tehdit ortadan kalkacaktır.
***
Yangınların yüksek sezonu tıpkı turizm gibi yaz sıcaklarının en yoğun olduğu zamanlar. Antalya ülkemizde ormanlık alanı en yoğun olan illerden biri. Turistik tesislerin bu bölgelere yakın oluşu olası yangınlarda risk altında bırakıyor. Bu nedenle bu bölgelerde kolay yanabilen bitkilerden ve yapılarda kolay yanan malzemelerden kaçınılarak önlemler alınmalıdır. Daha büyük facialarla karşı karşıya gelmemek için bu konuda ciddi standartlar oluşturulması şart.
***
TEŞEKKÜRLER METE GAZOZ
Gerçekten günlerdir çok ağladık, çok üzüldük, tebessüm etmeye bile utandık. Tam da böyle bir zamanın içinde pırıl pırıl bir gencimiz yanan kalplerimize çok uzaklardan su serpti. Milli okçumuz Mete Gazoz, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda okçulukta Türkiye’ye ilk altın madalyayı kazandırdı. Mete’nin hayat hikâyesini okuduğunuzda 22 yaşında olimpiyat şampiyonu olmasına şaşırmazsınız. Henüz 6 yaşındayken başlayan okçuluk ilgisini daha ileriye taşımak için birçok branşta yeteneklerini geliştirerek bu zaferi elde etti. Başarı asla tesadüf değil. Tutkusunun izinde azimle disiplinle ilerlemektir başarı. Teşekkürler Mete Gazoz, yüzümüzü güldürmekle kalmadın bize yeniden umut aşıladın.
***
Evet hepimizin gözleri yaşlı, üzüldük, kahrolduk ve zor zamanlardan geçtik. Ancak bunları hiçbiri bize fayda sağlamayacak. Artık yapmamız gerekenler belli. Bilinç düzeyini arttırmak, eğitmek, tedbirli olmak ve planlı olmak. Hepimiz vatandaş olarak üzerimize düşen görevleri bu bilinçle yerine getirirsek doğanın boğazına yapışan ellerimizden doğayı kurtarmış olacağız. Doğanın bize ihtiyacı yok ama bizim ona çok ihtiyacımız var.