Güncelleme Tarihi:
Dolayısıyla bu topraklarda gün geçmiyor ki tarihin derinliklerinden yeni bir ses daha yankılanmasın… Toprak altında gizli kalan medeniyet, arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarılıyor. Son yıllarda art arda yaşanılan gelişmeler tüm dünyayı ilgilendiren yapıda ve ziyaretçilere de oldukça kültürel doyum yaşatıyor. Üstelik film sektörü gibi daha birçok sektöre de mesleki ilham oluyor…
Kazılarla birlikte insanlık tarihinin yerleşik hayatının hep daha geriye dayandığı keşfediliyor. Özellikle bu bölgeleri cazip kılan bulgular da Neolitik dönem bulguları olması… İlk ezber bozan; Nevali Çori kazıları sonucu gün yüzüne çıkan ve heyecanlandıran kireçtaşı bulguları olmuştu. Bu da bölgede, heykel ve dikilitaş olabileceğine işaret ediyordu. Aslında Nevali Çori ile benzer dönemlerde kazıları başlayan ama önemli bulguları henüz o zamanlar teğet geçilen Göbeklitepe, adeta gizli bir hazine gibi toprakların derinlerinde yatıyordu. Göbeklitepe’deki bulgular Neolitik döneme dair ikinci ezber bozan devrim yarattı. 12 bin yıl öncesine tarihlenen bu bulgular, insanlığın yerleşik düzene geçişinin ilk izlerine ulaşılmasını sağladı.
İnsanlık, 12 bin yıl önce avcı toplayıcı yaşam yerini yerleşik hayata bırakınca günümüze önemli kalıntılar bırakmaya başladılar. Şimdilik en eski tahıl denemelerinin, sığır, keçi gibi hayvanların ilk evcilleştirme döneminin bu coğrafyada olduğu biliniyor. Neolitik dönemde aslında bugünkü uygarlığın temelleri atılmıştır diyebiliriz. Yani oldukça önemli bir dönem. Göbeklitepe’de tüm dünyayı heyecanlandıran bulgulardan sonra, son ezber bozan gelişme yakın zamanda Karahantepe’de yaşandı. Tüm bilinenleri yeniden güncelleyen çok katmanlı toplum yapısıyla bilim dünyasının ilgisini üzerine çekti Karahantepe. Genel olarak insanlar dünyanın farklı yerlerinde farklı dönemlerde yerleşik hayata geçiyorlar. Farklı Neolitikler farklı dönemlerde başlıyorlar.
Göbeklitepe ile birlikte tüm geçmiş bilgiler güncellenirken, Karahantepe’de de önemli anıtsal yapıların ortaya çıkışı neolitik tarihi tekrar güncelleyecek. Karahantepe kazıları 2019 yılında başladı, dünyanın en önemli keşiflerinden birini dünyaya hediye etti. Bölgede anakaraya oyulmuş çukur tabanlı yapılar bulunuyor. Göbeklitepe’ye benzer şekilde T biçiminde dikili taşlar da var. Farklı inanç sistemlerinin de yansıması görülüyor.
TURİZM BAKANLIĞI ÖNCÜLÜĞÜNDE BİR İLK
Bu hafta adeta açıkhava müzesi haline gelen Şanlıurfa’da bu konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy öncülüğünde bir toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantıda Karahantepe ve bölgedeki kazılar basına tanıtıldı. “Taş Tepeler” adlı proje ile bölgenin birçok yerinde kazılara devam edildiği ve yeni kazıların da başlayacağı haberi verildi. Herkesi heyecanlandıran bu gelişmeyle birlikte yapılan toplantı, bölgeye büyük merak uyandırdı. Bu kazıların neticesinde ortaya çıkacak olan bulgular eminim tüm meraklıları şimdiden heyecanlandırıyor olmalı. “Taş Tepeler” projesi ülkede arkeolojik olarak gerçekleştirilen en kapsamlı proje. Projeye Japonya, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa’dan paydaş kurumlar olduğu belirtildi.
Bu gelişmelerle arkeo-turizm de nasibini alacak. İnsanlar merakla bölgeyi bizzat gezip, kültürel doyum yaşamak isteyecek. Stendhal Sendromu olanları da fazlasıyla zorlayacak gibi görünüyor (!). Bu sendrom ne mi? ihtişamlı sanat eserleri karşısında bazı kişilerin bilincini kaybetmesi. Bu bulgularla bile henüz görmeden birçoğumuz heyecandan kendimizden geçiyoruz. Ee bir de gezerek keşfedin öyleyse, sendromunuz var mı yok mu?
Kazılardan güzel haberler almak ümidiyle…