Güncelleme Tarihi:
Antalya gibi üreten bir şehir için ihracat çok önemli. Antalya’nın ihracat gelirinin yüzde 60’ını tarımsal üretim oluşturuyor. Antalya, ihracatının büyük bölümünü de Avrupa Birliği ülkelerine yapıyor.
Yalnız Avrupa Birliği artık, ‘iklim değişikliği’ diyor, ‘çevre’ diyor, ‘yeşil dönüşüm’ diyor ve insan kaynaklı faaliyetler nedeniyle atmosfere salınan ve dünyanın dengesini bozan kirleticilere yenilerini eklememek için ‘sıfır emisyon’ diyor.
TARIMSAL İHRACATIMIZ AKSAMASIN
Avrupa Birliği ülkeleri, bu yılın başında Sınırda Karbon Düzenleme Mekânizması’nda anlaşarak üçüncü ülkelerden alınan çimento, alüminyum, gübre, elektrik, demir ve çelik gibi ürünlerin karbon vergisine tabi tutulacağını açıkladı. Tabii bu aşama aşama tarım ürünlerini de kapsayacak.
AB, 2030 yılına kadar karbon salımını yüzde 50 azaltacak, 2050 için sıfır karbon hedefini koyarken, tarımda kalıntı kullanımını yüzde 50, gübre kullanımını yüzde 20, antimikrobiyal ilaç kullanımını yüzde 50 azalmayı hedefliyor.
Bitkisel üretiminin yarısına yakınını AB ülkelerine yapan bir ülke olarak bizim de karbon ayak izini gündemimize almamız gerekiyor. Almalıyız ki hem ticaretimizi engelsiz yapalım hem de ek vergi ile üreticimize, ihracatçımıza ayrı bir yük getirmeyelim.
150 MİLYON EURO'LUK EK VERGİ
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır’ın verdiği bilgiye göre, AB Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda karbon düzenlemesi mekanizması devreye girdiğinde tarımsal ihracatımızın uğrayacağı karbon vergisi 150 -200 milyon Euro’yu bulacak. Yani önlem almazsak tarımsal ticaretimiz ek vergi tehdidi ile karşı karşıya kalacak.
BAŞKAN’IN HAKLI ENDİŞESİ
Başkan Ali Çandır, tarımda sürdürülebilirlik konusuna ayrıca önem veriyor. Çandır’ın en büyük kaygılarından biri sera gazı salınımının azaltılmaması ya da sıfırlanmaması halinde üretimin sekteye uğraması, ihracatın tehlikeye girmesinde. Üreticiden ihracatçıya konunun tarafları günlük meşgalelerin de etkisiyle şimdilik karbon ayak izinin öneminin farkında değil.
ERKEN KALKAN YOL ALIYOR
Ancak, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir ticarette erken kalkan yol alacak gibi görünüyor. Bu konuda ATB iyi bir atak yaptı. 2021 ve 2022 yılını “sürdürülebilirlik yılı” ilan eden Borsa, sürdürülebilirliği sadece slogan olarak kullanmadı.
HERKESİN KULLANIMINA AÇIK
Bu konuda farkındalık yaratmak için yaklaşık 2 yıldır bir dizi çalışmalar yürüten Borsa, tarımda karbon ayak izi ölçümü için yazılım geliştirdi. Borsa, bu çalışmayla Türkiye’de bir ilke imza attı. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Civelekoğlu danışmanlığında hazırlanan bölümü ise ücretsiz olarak herkesin kullanımına açtı.
11 ADIMDA ÖLÇÜN
Borsa’nın www.antalyaborsa.org.tr adresine giren işletmeler “karbon ayak izini hesapla” bölümüne tıklayarak tarımsal işletmelerin kullandığı gübre, ilaç ve enerji türünden miktarına, ısıtma sistemine kadar her şey 11 adımda sorgulanıyor. Bu sorgulamanın sonucunda işletmenin karbon ayak izi otomatik olarak hesaplanıyor. İşletmeler çıkan sonuca göre tarımsal üretim ve ticaretine yön verebiliyor. Gerekirse karbon salımını azaltmak için destek alabiliyor.
Umuyorum, ATB’nin çalışması üretim ve ihracatta bizi zora sokabilecek karbon ayak izi konusunda farkındalık yaratır.