Güncelleme Tarihi:
Muz, mango, pasiflora, avokado, ejder meyvesi bunlardan en bilinenleri… Beyaz renkli taç yaprakları, ejder meyvesi diye bildiğimiz pitayayı 'gecenin kraliçesi' yapıyor. Ana vatanı Meksika olsa da iklim koşulları nedeniyle Mersin, Adana, Antalya hattı üzerinde yetişebiliyor.
ÜRETİMİ KOLAY, DAMAK TADINA HİTAP EDİYOR
Özellikle alım gücü olan insanların tercih ettiği bir meyve. Çünkü “ejder meyvesi” ismi çok havalı, az şeker oranıyla diyabetten kalp damar hastalıklarına, sindirim sistemi rahatsızlıklarından enfeksiyona kadar birçok hastalığın tedavisi için tercih ediliyor. Üreticinin de tercih etmeye başladığı bir ürün. Çünkü üretimi kolay, işçiliği, ilaç masrafı çok az. Meyve için bekleme süresi kısa ve zahmetsiz. Ticaret ve ihracat potansiyeli ise yüksek.
Ama işi biraz kurcalayınca henüz emekleme aşamasında olan tropikal meyvelerin planlaması, üretimi, ticaretinde çok bilinçli ve birlikte hareket edilmesi gerektiğini anladım. Ejder meyvesinin en önemli sorunu çeşit. Pazarın tercih etmediği bir elmayı ürettiğinizi düşünün, alıcı bulamazsanız elinizde kalıyor değil mi? Ejder meyvesi de aynen öyle. O kadar çok çeşidi varmış ki renginden tadına, büyüklüğünden aromasına kadar, farklı farklı tipleri varmış. Ama bizim üretici henüz konuya hakim olmadığı için çeşit konusunda da maalesef bilinçli davranmıyor. Bu da pazarda elini zayıflatıyor.
5 BİN TONA DOĞRU GİDİYOR
Antalya’da bin tonunun üzerinde ejder meyvesi üretiliyor, önümüzdeki yıl 5 bin tona ulaşması bekleniyor ama hiçbir üreticinin satış rakamı diğerini tutmuyor. Piyasa araştırması yapmadan birbirinden kopuk üreticiler ürünün gerçek satış rakamına hakim olmayınca piyasada farklı farklı rakamlar dolaşıyor. Onların deyimi ile “tutturabildikleri fiyattan” satış yapılıyor. Çünkü avokado ve muz hariç ejder meyvesi de dahil tropikal meyve üretenlerin bir birliği, kooperatifi yok. Yok, o yüzden ortak hareket edemiyorlar, ortak karar alamıyorlar…Ayrıca ürünün depolamasından tutun pazarlamasına, lojistiğine kadar üretici birlikte hareket edebilse alın teri akıttığı ürünü değerinde satabilir. Antalya’da özellikle Alanya gibi doğu ilçelerinde yetiştirildiğini bildiğim ejder meyvesinin Çakırlar’da yetiştirildiğini duyunca önce şaşırdım. Demek ki meyvenin üretim alanı daha da genişliyor. Aslında bilgisayar programcısı olan, su sporları merkezi işleten Yusuf Songur ile sohbetimizde ejder meyvesi üreticisi olduğunu öğrendiğimde şaşkınlığım bir kere daha arttı. Aslında ben tarımın “hobi” gibi yapılmasına karşıyım. Ama alanına hakim ve tarıma kafa yoran üreticiyle karşılaşmak beni ayrıca mutlu etti.
ÇEŞİT VE PAZARLAMA ÇOK ÖNEMLİ
Yusuf Songur, “örnek” diyebileceğimiz bir üretici, çünkü pazar araştırması yaparak işe girmeye karar vermiş, çeşit ve üretim konusunda bilinçli. Ayrıca dijital ağı çok iyi kullanıyor ve ejder meyvesini sanal marketlerde ve sosyal medya kanalıyla kendi markasıyla satabiliyor. Her ne kadar kendi başının çaresine bakmaya çalışsa da Yusuf Songur, üretici birliği olmadan bu işin yürümeyeceğinden yana. Hem çeşit, hem üretim, hem satışta üreticinin birlikte hareket etmesiyle ejder meyvesinde başarının yakalanacağını düşünüyor.
FİYATI DEĞİŞMEDİ
Verdiği rakamlar da söylemini destekliyor. 250 kilogram üzeri ejder meyvesinin kilogram fiyatının geçen yıl toptan 60 TL olduğunu, bu yıl da aynı fiyattan satıldığına dikkat çekiyor. Bu yıl yüksek kalitede bir kilogram ejder meyvesinin en az 80 TL’den satılması gerektiğini söylüyor. Songur, “Gecen yıl 300 TL’ye aldığım gübreyi bu yıl 1300 TL’ye alıyorum. Nakliye gibi artan maliyetlere karşılık ürün fiyatları yerinde sayıyor. Üretici birlikte hareket edip ürünü olması gereken rakamdan satamıyor” diye yakınıyor.
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR
Adı ne olursa olsun birlik ya da kooperatif, emekleme aşamasındaki tropikal meyveler için gerekli. Hatta ben, tropikal meyvenin yeni bir alan olduğu için üreticisinin daha çabuk örgütlenebileceğine inanıyorum. Boşuna dememiş atalarımız “birlikten kuvvet doğar”.