'TANGODAN VALS'E ANTALYA’NIN SENYÖRLERİ

Güncelleme Tarihi:

TANGODAN VALSE ANTALYA’NIN SENYÖRLERİ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 2018 10:23

Hobi kursu olarak başladıkları dansta kendilerini bir anda dünya şampiyonasında buldular. Tangodan ‘slow’ dansa quick step’ten foxtrot’a ve valse birçok dansta derece aldılar.

Haberin Devamı

ULUSLARARASI dans müsabakalarında 60 yaş üstü olarak yarışan Antalya’nın kıdemli dansçıları, yaşla ilgili tüm ön yargıları kırarcasına esnek vücutları, inanılması zor kıvraklıkta sergiledikleri dans figürleri, azimle kazandıkları madalyalar ve hayata tutkuyla bakan gözleriyle daha çok konuşulacağa benziyor. Başlangıçta Muratpaşa Belediyesi’nin yaşlı evinde bir sosyal aktivite olarak planlanan dans eğitimi, 60 yaş üstü senyör dansçıların giderek hayatlarının bir parçası ve kendilerini ifade ettikleri bir sanata dönüştü. Her biri, yarışmaya girdikleri kategoride derece sahibi oldu.
Sıradan danslar onlara göre değil. Türkiye’nin 7 bölgesinden geleneksel danslarla bir gösteri hazırlayan grup, 29 Ekim haftasında gösteri yapacak, ardından büyük bir müzikalle sahneye çıkacak. Milli ritmik cimnastikçi ve buz patenci olan, sporcular yetiştiren Elif Şima Umdu, dans öğreterek birer ekol haline getirdiği kıdemli dansçılarla başlangıçtan bugüne yaşadıkları serüveni Hürriyet’e anlattı.

Haberin Devamı

TANGODAN VALSE ANTALYA’NIN SENYÖRLERİ

Kentte çok konuşulan ve her görene ‘Nasıl olur?’ dedirten dünya derecelerine sahip, 60 yaş üstü dansçıları siz çalıştırdınız. Bu işe nasıl başladınız?

Çıkış noktamız yaşlı evinde dans dersleri vermekti. Ama kısa bir süre içinde dünya şampiyonluğu vardı ve Antalya’da olacaktı. Yani çok büyük bir fırsat ayağımıza gelmişti. ‘Ne kaybederler ki?’ diye düşünerek, dünya şampiyonası deneyimi fırsatları olduğunu onlarla paylaştım. Dansçılar bunu duyunca biraz endişelenerek “Olur mu, yapabilir miyiz, dünya şampiyonluğu” gibi serzenişte bulunsalar da Türkiye’yi temsilen şampiyonaya katılma fikrini hevesle karşıladılar. Birçoğunun rock’n roll, jai gibi danslarla ilgili gençlik yıllarından tecrübeleri, dans geçmişleri vardı. “Dans figürlerinde hata yapsak da atlar devam ederiz” dediler ve dünya şampiyonasına başvurdular. Bizim için önemli olan Türkiye adının geçmesiydi. İlk yıl derece beklemeden yarışmaya girdik ve her dalda derece aldık. Artık iddialıyız. Rakip bulamadığımızda kendi aramızda yarıştık. Çok da eğlendik.

Haberin Devamı

TANGODAN VALSE ANTALYA’NIN SENYÖRLERİ

Danslar hem sergileyene hem de izleyene başka dünyaların kapılarını açıyor. Siz nasıl tarif ediyorsunuz öğrettiğiniz dansları?

Her dansın bir hikayesi, hepsinin farklı ruhu var. Latin’de rumba, aşkın ve tutkunun dansıdır. Ça ça rumbaya göre daha hareketlidir. Pasadoble, erkeğin matador, kadının pelerin ya da boğa olduğu büyüleyici bir danstır. Jai, rock’n roll adımlarıyla herkesin sevdiği bir dans. Rio karnavalındaymış gibi hissettiren samba da çok eğlencelidir.

TANGODAN VALSE ANTALYA’NIN SENYÖRLERİ

Sırada yeni bir hedef var mı?

Şimdi Latin kategorisinde farklı şehirlerde senyör yetiştirilmeye başlandığını öğrendik. Bunu duyunca, Türkiye Dans Sporları Federasyonu’nun yarışma takvimine bir Latin müsabakası neden olmasın diye düşündük. Senior dansçılarımızın enerjisi ve üst üste imza attıkları başarılar rol model oluyor ve diğerlerini heveslendiriyor. Çok büyük bir müzikal yapmayı düşünüyoruz. Dans ve tiyatro ekiplerimizin bir araya geldiği etkileyici bir gösteriyle izleyici karşısına çıkmak istiyoruz.

Haberin Devamı

TANGODAN VALSE ANTALYA’NIN SENYÖRLERİ

MÜZİĞİN RİTMİNE BIRAK KENDİNİ

Süleyman Tanrıöver (70):
“Bizim yaşımızda yerinden bile kalkamayan insanlar var. Modern ve Latin danslarının yanında, Erik Dalı, Harman Dalı ve Ankara Zeybeği gibi geleneksel dansları da öğrendik. Asker olarak görev yaptığım yıllardan beri dansa meraklıyım. Slow danslar pek bana göre değil ama hareketlilerde kendimi çok iyi hissediyorum. Kendini müziğin ritmine bırakarak figürlere odaklanmak muazzam bir duygu. İlk 2 – 3 yarışmada heyecan oldu. Ama ondan sonra sahneye kendimizden emin rahat çıkmaya başladık.”

‘İDOL DİYORLAR’
Hale Aydın (64):
“Gençlerin öğrenmesi çok daha kolay olan vücut hareketlerinde ustalaştıkça, kendimi istediğim her şeyi gerçeğe dönüştürebilirmişim gibi özgür hissediyorum. Dans ederken çok mutlu olduğumu fark ediyorum. Müziği içimde duymak ve bedenimi dinlemek olağanüstü. Beni en çok kendim gibi hissettiren dans Viyana Valsi. Eskiden Polis Akademisi’nde İngilizce okutmanıydım. Şimdi genç yaşlardaki muhteşem dansçılar, müsabakalarda yanımıza gelip ‘Siz bizim idolümüzsünüz” diyorlar. Bu öyle bir mutluluk ki.”

Haberin Devamı

PARKTAN KURSA
Seracettin Tav (63):
Elektrik mühendisiyken hayatın hayhuyu içinde geçti yıllarım. Antalya’da bir parkta kulağıma gelen Latin müziği beni kendine mıknatıs gibi çekti. Üniversitenin gençleri Latin dansları yapıyorlarmış. Ertesi gün üniversitenin kursuna kaydolup ben de onlara dahil oldum. 18 senedir Latin, salsa, ça ça, baçata ve tango yapıyorum. İçlerinde en sevdiğim Salsa. Dans sorunların kafanın içinde büyümesini de engeliyor. Alzheimer’ın en büyük ilacı. Eskiden beni çok zorlayan bel fıtığı rahatsızlığım, dansa başladıktan sonra kendiliğinden geçti.

AYAĞIM RİTME ZOR UYDU
İsa Vuran (63):
“Dansın başladığını yaşlı evindeki hanımlardan öğrendim. Onlar ısrarla dansa çektiler beni. Başlarda kulağım az işittiği için ritme ayak uydurmakta zorlanıyordum. Bırakmak isteyince arkadaşlarım engel oldu. Çok sevdiğim Viana Vals’e başladığımızda hep aynı hatayı yaparak yanlış ayakla adım atıyordum. Önceleri biz dans ederken hata yaptıkça ‘Çorba ettiniz. Tekrar başlıyoruz” derdi. Şimdi geldiğimiz noktaya hiçbirimiz inanamıyoruz. Ruh halinin ötesinde fiziksel sorunlarım da dansla geçti. Birçok arkadaşımız kilo verip esnek bir vücuda kavuştu.”

Haberin Devamı

HİÇ DANS ETMEMİŞTİM
Sabriye Kaya (64):
“Bize artık daha gençsiniz diyorlar. Ama biz kendimizi zaten hiç yaşlı hissetmedik ki. Her türlü zorluğa rağmen azimle öğrenmeye çalıştığımız dans, hayatımızda yepyeni bir pencere açtı.Yıllarca terzilik yapmış biri olarak çalışma hayatın çok durağan geçmişti, hayatımda hiç dans etmemiştim. Dansla hürriyetime kavuşmuş gibi oldum. Sevdiğimiz danslar bizden beklenenin aksine hareketlidir. Ben en çok Viana Vals’i severim. Tatile gittiğimde müzikli bir ortamda partnerim Süleyman Bey’in yokluğunu nasıl hissediyorum anlatamam. Sıradan danslar gözümü tırmalıyor.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!